Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son günlerde konuşulan tek bir Alman var o da Beşiktaş’ın yeni kalecisi Loris Karius.

        Önceki gün bir arkadaşımdan telefonuma “Ölüyorum, aşığım şu an” diye bir mesaj ve bu gördüğünüz fotoğraf geldi.

        Fotoğraftaki kişi Beşiktaş’ın yeni kalecesi Loris Karius’tan başkası değil.

        Akaretler’de bir mekanda tek başına oturuyor. Keskin gözlerde onu takip ediyor.

        Tabii bu fotoğraf bana gönderildikten beş dakika sonra o keskin gözler Loris’in yanına gidip bol bol sohbet edip fotoğraflar çektirmişti.

        Hatta yanından ayrılmak istememişler.

        Bana söyleyen kişiler “Sarışın sevmem ama yok bu başka bir şey” diye sayıklayıp duruyordu.

        Kendisine hayran çok kişi var anladığım kadarıyla..

        Çünkü hangi masaya otursam Loris konuşuluyor.

        Önceki gün de bizim masada yarım saat Loris’in kulakları çınladı.

        Hatta Beşiktaşlı olmayan kişiler bile “Onun için Beşiktaş maçlarına gideceğim. Hatta onun için Beşiktaşlı olacağım” diyor.

        Loris şimdiden birçok kişinin aklını başından almış.

        Ama kendisine bir tavsiyem var.

        Türkiye’ye birçok ünlü yabancı futbolcu geldi dağılıp giden de çok oldu. Aman Loris burası Türkiye.

        Burası hiç bir yere benzemez.

        Suyu, havası, gece hayatı derken bozulmayasın.

        Dikkat derim..

        Benden söylemesi…

        Giderken bu şaşaayı göremezsen üzülme..

        Türkiye’de çok kişinin heykelleri dikildi ama bir günde iniverdi.

        Hatta Türkiye’de çok kişi “Aman ne yakışıklı” deyip sonra “Aman yok canım” deyip gönderildi.

        Sonra ne bileyim “Yuhhhh” sesleriyle gitti falan.

        Aman diyim..

        Gece hayatı, eğlence, bu ilgi, alaka gözünü boyamasın. Benden söylemesi.

        Bizim insanımız biraz değişiktir. Zirveye çıkarttığından daha hızlı indirir bilesin.

        ***

        Alo 155 sesim geliyor mu?

        Bir arkadaşım bir haftadır 155 ulaşmaya çalıştığından dert yandı önceki gün.

        Nişantaşı’nda oturuyor ve mahallesinde yaşadığı bir sıkıntıyı şikayet etmek için 155’i arıyormuş.

        Ancak her aradığından en az yarım saat bekliyormuş telefonda ve karşıdaki ses “Şu an tüm operatörlerimiz doludur” diyormuş.

        Bana anlattı önceki gün.

        Ama ne yalan söyleyeyim inanmadım. Ve abarttığını düşündüm.

        Çünkü 155 dediğin güvenliğimizdir.

        Hayatımızdır, canımızdır. Başımıza bir şey geldiğinde anında arayacağımız ilk telefon numarasıdır.

        Ben inanmayınca yanımda tekrar aradı hoparlörü açtı.

        Dinledik gerçekten uzun bir süre açılmadı.

        Her seferinde “Şu an tüm operatörlerimiz doludur” diyordu.

        Uzun bir süre geçti. O an çok kötü bir şey yaşasanız yandınız gerçekten.

        Sonuç bekledik bekledik uzun bir süre ses seda yok.

        Neyse benim şansıma sonunda bir görevli sesimizi duydu.

        Sonra arkadaşım “Dört gündür size ulaşmaya çalışıyorum. Sonunda ulaşabildim” dedi.

        Ve bu şikayetini de 155’e dile getirdi o an.

        Allah korusun aramak zorunda kalmam ve kalmayız inşallah ama bu telefon hattı gerçekten gerek duyduğumuz anda arayacağımız ilk telefon hattı.

        Haberlerde görüyoruz gereksiz şikayetler için, ya da yalan ihbarlar ile öyle boş insanlar arıyor ki onlar yüzündende meşgul oluyor olabilir.

        Ya da bir yerlerde açık var. Ya da personel eksiği.

        Yetkililerin bu konuyla yakından ilgileneceğini düşünüyorum.

        Çünkü bu hat hepimiz için gerçekten önemli.

        Lütfen daha duyarlı ve dikkatli olalım.

        ***

        Hışvahan

        Inside Dünya İç Dekorasyon Festivali kapsamında en iyi dekorasyona sahip mekanlar belirlendi ve ülkemizden bir tek Gaziantep’ten Hışvahan yer aldı.

        Hatırlarsanız Hışvahan’a gidip sizlere ilk yazan benim. Çünkü Hışvahan’ı tasarım gurubunda yer alan Bodrum Türkbükü Bella Sombra’nın yaratıcısı iki genç beyin Murat Özalp ve Şebnem Ercantürk “Hadi Esin seni harika insanlarla tanıştırıp harika bir mekan göstereceğiz” deyip Gaziantep’e götürmüşlerdi.

        Mahmut Anlar’ın mimarlığını yaptığı Hışvahan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Özmen Ailesi’ne teslim edildi.

        Ve ortaya işte bu harika yapı çıktı. Şimdi 500’den fazla finalistin kaldığı festivalde ortaya çıktı.

        Kendini gösterdi.

        Gaziantep’in incisi olarak parlıyor.

        Erhan ve Mine Özmen çiftininin yolu Murat Özalp ve Şebnem Ercantürk ile kesişiyor.

        Ve bu ikili Mahmut Anlar ile buluşuyor. Uzun çalışmalar sonrasında Hışvahan tüm tarihi yapısını koruyarak muhteşem bir otel, restaurant, dükkan olarak hizmete giriyor.

        Gaziantep’e yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin. Her seferinde söylüyorum gerçekten görülmesi gereken bir yer. Bir sürü ödülü de hak ediyor.

        Diğer Yazılar