Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Malumunuz Sıla ve Ahmet Kural’ın yaşadıklarını sağır sultan duydu.

        Sıla, fiziksel şiddet gördüğünü iddia edip Ahmet Kural’dan şikayetçi olduğu dönem birçok kişi hatta ünlü isim “Sıla’nın yanındayız” mesajları yağdırdı sosyal medyada.

        Onlardan biri de Sertab Erener’di.

        Sertab Erener, “Meslektaşım Sıla’nın sonuna kadar yanındayım” demişti hatırlayın.

        Ancak önceki gün kendisini izlemeye giden Ahmet Kural’a sahneden inip sarılıp, öpmüş.

        Tabii sosyal medya ayağa kalktı ve Sertab’a “2018 sonuna kadar mı yanındaydın”benzeri yorumlar yapıldı.

        SİZ OLSANIZ NE YAPARDINIZ?

        Peki Sertab Erener bunu neden yaptı sizce?

        1- Sertab Erener konser heyecanında olanları ya da kendi yayınladığı mesajı unutup bir tanıdık yüz gördüm edasıyla da öpmüş olabilir.

        2- “O mevzu başka bu mevzu başka. Beni dinlemeye gelmiş selam mı vermeyeceğim” demiş olabilir.

        3- Ahmet Kural’ın yaptıklarını tasvip etmiyor ama düşman da olmuyor olabilir.

        Peki siz olsanız ne yapardınız?

        1- “Selam bile vermezdim” mi? diyorsunuz.

        2- “Görmezden gelirdim mi” diyorsunuz .

        3- “Artık o benim düşmanım mı? diyorsunuz.

        BU TAVIR ŞAŞIRTMAMALI

        Belki sonrasında Sertab Erener, Ahmet Kural ile bir araya geldi. Onu dinledi ve hak verdi.

        Bilemiyoruz tabii düşüncesini ama bence Sertab “Ben özel durumlara girmem. Tasvip etmedim ama arkadaşıma selam veririm. Ne yani sırtımı mı dönüp gideyim?” diye düşünmüş olabilir.

        Çünkü günümüzde bu mantıkta çok kişi var.

        Hele ki Sıla ve Sertab Erener çok samimi dost değil. Dost olanlar bile Sertab Erener tavrını takınıyorken Sertab’ın bu tavrı sizi şaşırtmamalı diye düşünüyorum.

        ***

        Yeni nesil kafası

        Önceki gün Les Ottomans Otel’in iç kısmında taksi bekliyorum. Bir baba geldi kucağında oğlu.

        Üzerindeki montunu falan çıkartıyor. O arada konuşuyor çocuğu ile ve “Ne yiyeceksin?” diye soruyor.

        Çocuk iki yaşlarında falan.

        Ve o minicik çocuk iki saniye tereddüt etmeden “Risotto” dedi.

        “Vay be dedim tam İtalyan bir bebe yetiştirmişler maşallah. Ben hala kuru fasulye, pilav, cacık, turşu kafasındayım. Bu yaşıma geldim. Risotto iyiymiş” diye içimden geçirirken babası “Neli yiyeceksin” diye sorusuna devam etti.

        Ve yine iki saniye düşünmeden çocuk “Balıklı” dedi.

        Bak buraya yazıyorum, o çocuk 2,5 yaşında da “Deniz mahsullü” demeyi öğrenecek.

        Kayıtlara geçsin.

        Bizim zamanımızda o da liseli yıllarda bazı tipler “Ben sushi'yi çok severim” dediğinde dalga geçerdik.

        Ne sushi'si yav!.

        Biz okul kantininde satılan abur cuburların peşindeydik.

        Sushi memlekete gireli kaç sene oldu ki!

        Ama işte böyle bir nesil yetişiyor.Risottolu, sushi'li...

        Şimdi bana “Risotto’dan nerelere geldin” diyebilirsiniz.

        Ancak iki yaşında bir çocuğun canı risotto istiyorsa o çok başka lezzetler, tatlarpeşinde demektir.

        Yani hani bizim memlekette saçma sapan şeylere günlerce kafa yoruluyor ya.

        İşte yeni nesil bu mevzulara pek kafa yormaz. Geçen gün de buna benzer bir şey yazmıştım.

        En fazla iki saniye dünler “Geçiniz” der.

        ***

        Bana hala youtube açın diyorsunuz

        Allah sizi inandırsın üç-beş yıldır arkadaşlarım “Esin YouTube kanalı açsana” diyor.

        Son zamanlarda daha çok diyorlar.

        Ki ben aslında değişime çabuk ayak uydurabilen, anında yenilikler yapan bir dünya insanıyımdır..

        Ama YouTube kanalı öyle bir şey değil.

        Gençlik farklı tatlarınpeşinde.

        Görün işte iki yaşındaki çocuk risotto istiyor.

        Şimdi diyeceksiniz ki “Ne tadı Reynmen almış başını gidiyor? Yapabilen yapıyor?” işte. Sen korkaksın.

        Tamam olabilir.

        Evet Reynmen yapıyor ama nasıl yapıyor?

        Ben de kendisini izliyorum. Dinliyorum ama bir şey anlamıyorum.

        Neden anlamıyorum?

        Çünkü ne ruh var, ne de duygu.

        Bir şeyler yapıyor ama önemli olan kalıcılığı. Ben yapılan işten ziyade kalıcılığa bakarım.

        Tamam “Bugün yap, et, konuştur, cebini doldur” sonra.

        Sonrası yok.

        İki sene sonra yok.

        Yani iki sene sonra da hala bu kadar izleniyor ve konuşturuyor mu?

        İki sene sonra kayıp mı?

        Kayıp şöhretler içinde mi?

        Hatırlayın BBG evinde orada burada ünlü olanları. Sokakta yürüyemiyorlardı.
        Şimdi ancak “Bir dönemin şöhretleri” adı altında haber olarak görüyorsunuz.

        Yani YouTube da kalıcı bir şey yapamazsan kısa süre sonra yenisi geliyor ve seni yok ediyor.

        ***

        Emina’nın halleri

        Mustafa Sandal ile evlenecekleri zamanları hatırlıyorum Emina’nın.

        Mustafa Sandal çok aşıktı ve gözü hiç bir şey görmüyordu. Sonra evlendiler iki çocukları oldu.

        O kendini koruyan, saklayan Emina gitti bir anda magazin malzemesi haline geldi.

        Her gün bir tuhaf hallerde.

        Diğer Yazılar