Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir de Türk insanı için kitap okumaz, kitap okumayı sevmez diyorsunuz!

        Öyle olmadığını gördük Şeyma Subaşı’nın kitabının satışı ile.

        Kitap gayet de iyi satılıyormuş.

        Bu demek oluyor ki, ahkam kesen yazarlar, “Benim diyenler” doğru şeyleri yazmıyor.

        Ya da yazmayı bilmiyor.

        Oysa ki, editörler var. Anlat gitsin.

        Bak Şeyma’ya ne akıllı.

        Anlatmış editörlere onlarda yazmış. Çatır çıtır satıyor kitap.

        Oh mis.

        Gerçekten yazarlar bu işi bilmiyor. Ben de bilmiyorum.

        Ben su katılmamış bir salağım.

        Ve bu işten asla anlamıyorum.

        “Siz Uyurken” kitabımı çıkarttığım yıllarda birçok yayınevi ile görüştüm.

        Bir yayınevi, şimdi adını vermeyeceğim, kendileri geldiler. Güzel de bir teklifte bulundular.

        Toplantıya gittim. Karşıma oturdu üç-beş kişi. İki de yanlarında editör.

        Konuşuyoruz.

        Bana “Esin hanım siz hiç uğraşmayın. Anlatın bizim editörler yazsın” dediler.

        Ben şok!

        O an “O ne demek yahu. Ben her gün gazeteye yazı yazıyorum. Ben bir yazarım. Üstelik kitabımı neden başkası yazsın. Benim bir dilim ve tarzım var. Bunu okuyucu anlar. Olmaz öyle şey” dedim.

        Bana “Siz bütün köşe yazarlarının yazılarını kendisinin mi yazdığını zannediyorsunuz. Ya da çıkarttıkları bütün kitapları kendileri mi yazıyor zannediyorsunuz. Anlatıyorlar, editörlere yazıyor” diyerek kimlerin olduğunu isim isim anlattılar.

        Aralında gayet tanınmış yazarlar da vardı. Hatta kitapları ciddi satıyor çoğunun.

        Ben de “Bakın" dedim "Ben de böyle bir şey yazsam demek ki, daha sonra 'Esin’in kitabını biz yazdık’ diye konuşacaksınız. Onu da geçtim bu etik bir hareket değil. Ben rahat edemem. Kafamı yastığa koyamam. Ve her şeyden öte ‘Kitabı ben yazdım’ diyemem” diye teklifi reddedip çıktım toplantıdan.

        Ama bakın Şeyma da klas bir hareket yapıp kitabı kendisinin yazmadığını söyledi.

        Ben de o dönem oturdum kitabımı kendim yazdım bir başka yayınevine teslim ettim.

        Ama o dönemde İstanbul’da hiç olmayacak bir şey oldu ve Gezi olayları patlak verdi.

        Benim kitabın ilk çıktığı günler o olaylara denk gelir. Ve benim günlerce, sabahlara kadar yazdığım satırlar da gümbürtüye gitti.

        Hatta kitabı ilk elime alıp heyecanla evimin yolunu tuttuğum sırada Taksim Meydanı’nda bir güzel gaza maruz kalmıştım, kitaplar yerlere saçılmıştı.

        Ve haliyle o sıralar ne kitabı bir sosyal medyada paylaşabiliyor ne de bununla ilgili yapılacak röportajları gerçekleştirebiliyordum. Hepsi çöp oldu anlayacağınız.

        Ve böylelikle benim yazarlık hevesim de kursağımda kaldı kapattım o hikayeyi.

        Fakat onca olaya ve o döneme rağmen kitabım 20 binin üstünde satmıştı.

        Ama ne fark eder. Bakın Şeyma Subaşı’nı bile geçememişim.

        Demek keramet editörlerin yazmasındaymış.

        Görüyor musun?

        Benden hiç bir şey olmaz.

        Memleket sahte işleri seviyor. Bunu bir kez daha anlamış bulunuyorum.

        REKLAM

        ***

        Cüneyt Özdemir’in kahkahası

        Güzel bir müzik eşliğinde okuyor YouTube kanalında Cüneyt Özdemir Şeyma’nın kitabını.

        Kitabı okuyor okuyor sonra bir kahkaha patlatıyor. Anlıyorsunuz zaten durumu.

        Ama kitap Cüneyt, sayesinde bir kez daha gündeme geldi.

        Bence Şeyma Subaşı’nın, Cüneyt’e kocaman bir teşekkür borcu var. Hatta otursun Cüneyt’in yanına kitabı birlikte okusunlar.

        Bak o zaman yüzbinleri aşar kitap.

        ***

        Demek ki olabiliyormuş

        Akaysa Aslıtürkmen, 3 yıllık evliliğini sessiz sedasız bitirmiş. Kavgasız gürültüsüz.

        Serdar Özerman ile gitmişler mahkemeye boşanmışlar. Çocuklarının velayetini de ortak almışlar.

        Mis gibi işte bu.

        Olması gerektiği gibi.

        Nedir yani o kavgalar, gürültüler, çirkin haller.

        Allah aşkına bu olabiliyor demek. Nedir bu kadın ve adamların çirkinlikleri.

        Çocuklarını düşürdükleri durumlar.

        Allah aşkına şu insanlardan az biraz örnek alın. Sizin analarınız, babalarınız yok mu size “Ne yapıyorsunuz kızım, neyapıyorsunuz oğlum” diyecek. Yapmayın etmeyin.

        Diğer Yazılar