Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sertab Erener’in Harbiye Açıkhava konserinde sinevizyon gösterisinde kullanacağı filmin bir sahnesinde kadının memesi göründüğü gerekçesiyle sansürlenmiş.

        Sertab Erener’de “Sanat sansürle hiç bir zaman kapatılamaz. Çıplaklık ayıp değildir, buradaki şey ayıptır” diyerek kafasının içini yani “Beynini” işaret etmiş.

        Tabii anlayana.

        Ve sonra demiş ki: “Sansüre karşıyım”

        Bence hepimiz karşı olmalıyız sansüre.

        Sansürler çoğaldıkça sapıklar çoğalıyor. Yasaklar çoğaldıkça günahlar daha da çoğalıyor.

        Şahsen unutmuş olanlara küçük bir hatırlatma yapayım.

        50 ya da 100 sene önce değil.

        Mesleğe başladığımız 90’larda açılmak modaydı mesela.

        2010’lara kadar da az biraz devam etti.

        Ekranlar, gazeteler açıldıkça açıldı.

        Yani o dönem memeye meme, popoya popo demiyorduk.

        Fakat, ama, lakin, şimdiki gibi:

        -Ne okullardan sapık öğretmen haberleri geliyordu.

        -Ne kadın cinayetleri almış başını gidiyordu.

        -Ne küçük kızlarımız sokaklarda tacize uğruyordu.

        -Ne kadınlar “Acaba bu gece başıma sokakta bir şey gelir mi” diye düşünüyordu.

        Falan filan.

        Sıralayabilirim elbet.

        Uzun uzun.

        Ama tabii ki, itiraz edenler çıkacaktır.

        Belli ki, o dönemi görmezden geliyorlar.

        Ancak şöyle bir gerçek var ki, gerçekten bu kadar sapık yoktu.

        Şu yaşıma geldim, bu kadar sapıklığın tavan yaptığı bir dönem hatırlamıyorum.

        Ki benim çocukluğumda televizyonda Tutti Frutti vardı ve ekranda kadınlar “Çin çin” yapıyordu.

        Televoleler'de her gün boy boy bikinili, mayolu kadınlar vardı.

        Şamdan Dergisi’ne soyunmayan ünlü yok gibi bir şeydi.

        Hani dedim hatırlatayım.

        Belki unutulmuştur.

        Daha çok yakın bir tarih.

        *

        Korunmak

        Netflix gibi yayınları biliyorsunuz ki, satın alarak izliyorsunuz.

        Yani yetişkin olmayan, bir çocuk eline kumandayı alıp çat diye Netflix'e ulaşamaz.

        Yani eğer satın alınmamış ve kayıtlı değillerse.

        Ayrıca kayıtlı olunsa da büyüklerin bir şifresi gerekiyor.

        Yani bir de çocuk kanalı var.

        Aslında RTÜK’ün “Korumak gerek büyükler etkileniyor” diye dert ettiği durumların hiç biri yok aslında.

        Çünkü genellikle bilinçli tüketici, parasını ödeyerek bu tarz bir platforma kayıtlı olup izliyor.

        Neyse efendim bunları çok yazdık, çizdik. Tekrar tabii ki, başa dönmeyeceğim.

        Artık birçok kişi bu konudan haberdar.

        Beklenen açıklama geldi.

        Neydi beklenen açıklama: “Netflix Türkiye’den çekilecek mi çekilmeyecek mi?”

        Evet şöyle ki, kısacası çekilmeyecek ama daha dikkatli olacak. Yani benim anladığım bu.

        Özellikle “Çocukların yaşlarına uygun olmayan içeriklerden etkin bir şeklide koruyacağız” tadında uzun bir açıklama.

        Ama dediğim gibi zaten çocuk kanalı var.

        Ve yetişkin kişi, zaten seçerek, eleyerek, isteyerek izliyor.

        Neyse RTÜK bizi bizden daha çok düşünüyor aslında. Bizi korumaya çalışıyor.

        Ben anlamıyorum ya da.

        Bence bu sene bizi normal yayın yapan dizilerden de koruyacak. Öyle hissediyorum.

        *

        Yaz bitmeden

        Evlendiler, evlenecekler, ayrıldılar, ayrılacaklar, barıştılar, barışacaklar haberleri bitmedi, bitmiyor Murat Boz ve Aslı Enver ikilisi için.

        Bir dönem ayrılıp yeniden bir araya geldiler. Ama şimdi pek güzel, pek tatlılar.

        Şahsen ben bu yaz bitmeden bir çılgınlık yapıp imzayı atmaları taraftarayım.

        İkili, “Evlendik” diye güzel bir kare paylaşsalar. 2019’un yazının finaline böyle tatlı bir anı bıraksalar keşke hepimizin akıllarında.

        Çünkü maalesef bu yaz pek tatlı bir hatıra kalmadı akıllarda.

        Diğer Yazılar