Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Farkında mısınız bilmiyorum ama restoran ve kafelerde çoğu insan bağırarak konuşuyor. Özellikle tavanı alçak mekanlarda masalardaki ses öyle bir uğultu yapıyor ki, yemek mi yiyorsunuz, dayak mı belli değil.

        En son yan masamda oturan üç kişiden biri öyle bağırarak konuşuyordu ki, biz masada asla huzur bulamadık. Ne yediğimiz yemekten, ne de konuştuğumuz konudan bir şey anlamadık. Ve mekanı erken terk etmek zorunda kaldık.

        Peki bir insan neden bağırarak konuşur?

        1-Kesinlikle fark edilme çabası.

        2-Bakın ben harika sosyalleşiyorum arkadaşlarımla. Herkes masada beni dinliyor çabası.

        İyi ne neden yahu!!! Bi doktora gitsenize. Sizin kesinlikle yardım almaya ihtiyacınız var.

        Nedir bu terbiyesizlik.. Saygısızlık. Toplum kurallarını hiçe saymak.

        Ben o gün dayanamadım ve çalışan arkadaşa, "Sence masalarda insanlar neden yüksek sesle konuşur. Senin bir fikrin var mı?" diye bağırarak sordum ki, duysun az biraz utansın diye.

        Peki utandı mı dersiniz? Hayır!!!

        Ses tonunu daha da, bi körükledi. Sanki o mekan onun evinin salonu. Sanki gıcıklığına yapıyor. Kimse de umurunda değil. Bağırdıkça bağırdı. O bağırdıkça başka masalardaki insanlarda bağırmaya başladı. Ki klasik aslında bu her seferinde tekrarlanıyor.

        E şimdi kavga etsen olmaz. Kocaman adam. Ben uyarsam utanmayacak ki!!!. Çünkü yaptığının farkında değil. Mesela aynı şey yine mekanlarda telefonu hoparlöre alıp bağıra çağıra konuşanlar içinde geçerli.

        Gerçekten çok karşılaşıyorum böyle tiplerle. Adam da kadın da açıyor görüntülü konuşmayı, kimse umurunda değil oh güzel güzel sohbetini yapıyor. Tüm mevzularına vakıf oluyorsunuz.

        Yahu bize ne sizin ne konuştuğunuzdan. Bizler sizlerin ne konuştuğunu duymak zorunda değiliz ki!. Ayrıca sizler de bizim konuştuğumuzu duymak zorunda değilsiniz. Topluluk kuralları diye bir gerçek var. Ve maalesef ki, sırf bu yüzden mekanlarda tartışma çıkıyor. Hem de sayısız.

        Ve bu saygısızlık azalacağına daha da çoğalıyor. Peki ne yapılmalı...

        Ben size söyleyeyim. Yapacağınız şey müşterisini uyarmayan mekanı terk edin. Ve uzun bir süre oraya gitmeyin. Gittiğinizde yeniden bu tarz olaylar varsa gitmeyin.

        Mekan uyaracak arkadaş müşterisini. Diğer müşterilerini düşünüyorsa mekan uyaracak. Bu kadar basit.

        Saçların ağzıma giriyor

        Saçların ağzıma giriyor
        0:00 / 0:00

        Telefonla konuşmak, yüksek sesle konuşmak derken bir de hanımların uzun saç sorunu var.

        Yine bir mekanda hem de gece kulübü.. E mekan karanlık ve üstelik kalabalık. Standlar dip dibe. Tam tehlikeli durum. Yan stantta sarışın bir kadın.

        Saçları neredeyse beline kadar. Uzun mu uzun. Düşünün ve savura savura dans ediyor.

        Evet saçlarını bir dansöz edasıyla bir sağa, bir sola atıyor. Düşünebiliyor musunuz? Bakın hayal edin. Ve kimse umurunda değil. O daracık alanda.

        Bir çekildim.

        İki çekildim.

        Üçüncüsünde, "Pardon da saçlarınız ağzıma giriyor. Neden bu kadar savuruyorsun?" diye sordum.

        Kadın bana, "E dans ediyorum" dedi.

        İyi de arkadaş kollarımızı zor hareket ettiriyoruz. O kadar küçük bir alan. Ve maalesef sadece sen yoksun. "Tamam tüm mekanda seni fark etti. Bi rahatla" diyeceğim ama yok.

        Beş dakika saçlarını savurmadan durdu, ben uyarınca. Ama beş dakika sonra yine başladı. Ve ben yine o mekanı terk etmek zorunda kaldım. Bakın eğlenmeyi bilmiyor insanımız.. Sohbet de etmeyi asla bilmiyor. Hep bir gösteriş, hep bir dikkat çekme derdinde insanımız. Hanımlar-beyler gerek yok. Gerçekten gerek yok.

        Bu kadar yüksek hareketlere gerek yok. Sizler keyif almak için dostlarınızla yemeğe çıkıyorsunuz. Kavga eder gibi konuşmaya değil. Ya da eğlenmek için kulübü gidiyorsunuz. Savaşmaya değil.

        Bi salın kendinizi. Bu saygısızlık nedir? Biraz kendinizi düşünmekten vazgeçseniz. Kalabalıklarda böyle saygısızlık nedir Allah aşkına. Yapmayın etmeyin. Sizlerin anası-babası toplulukta nasıl davranması gerektiğini öğretmedi mi?

        Siz eğleneceksiniz diye neden bir başkasının eğlenme alanını gasp ediyorsunuz. Ya da neden başkasını rahatsız ediyorsunuz.

        Ayıptır ayıp. Az biraz saygı!!!

        Şu ara sağa sola kulak kesildim

        Şu ara sağa sola kulak kesildim
        0:00 / 0:00

        -Yeni yıl gelsin spora başlayacaktım. Ama asla motive olamıyorum.

        -Asla iyileşemiyorum. Sürekli hastayım.

        -Kızım bir gün okula gidiyorsa, iki hafta hasta yatıyor.

        -Özel okul fiyatları aldı başını gidiyor. İyi ki çocuğum yok.

        -Seneye sanırım çocuğu okutamayacağım.

        -Kesinlikle İstanbul artık yaşanması çok zor bir şehir. Nasıl yaşayacağız bu şehirde.

        -Kış gelmedi bir türlü. Hava çok sıcak.

        -Ben yılbaşında denize girdim.

        -Yurt dışına gitmek hayal oldu.

        -Eğlenecek mekan kalmadı. Hiçbir mekandan keyif almıyorum.

        -Mekanlar ateş pahası.

        -Parayı kolay kazanıyorlar sanırım. Sürekli alışveriş yapıyorlar.

        -Mağazalarda ürün yok. Anında bitiyormuş. Kim alıyor bu çantaları, ayakkabıları belli değil.

        -Evlenecek adam bulamıyorum.

        -Evlenecek kadın bulamıyorum.

        -Mekanlarda sadece kadınlar var. Nerede bu erkekler.

        -Kadınlar olmasa birçok mekan batar.

        Dedikoduyu herkes sever

        Dedikoduyu herkes sever
        0:00 / 0:00

        Aybüke Pusat, "Tüm erkekler değil ama genel olarak hepsi çok dedikoducu" demiş.

        Doğru söze ne denir!!!

        Evet erkekler dedikoducu.. Yani "Sadece kadınlar dedikodu yapar" sözü doğru değil. Üstelik, "Magazin sevmem, dedikodu yapmam" diyenlere de asla itibar etmeyin. Bal gibi de severler. Bal gibi de dedikodu yaparlar.

        Bu konuda yapılan araştırmalar var. Özellikle bizim toplum sosyalleşme adı altında dedikodu yapma seansları düzenler. Sabah eşler ile gönderildiğinde en yakın arkadaşlar aranır. Türk kahvesi eşliğinde "Dün ne yaptın", "Bilmem kimler bize oturmaya geldi", "Bilmem kimin kızı bilmem kimin oğluyla birlikteymiş" diye uzun başlayan telefon konuşmaları yapılır.

        Bizim ülkemizde dedikodu geleneksel bir durumdur bunu kabul ediniz.

        Ve erkekler, kadınlara göre daha da acımasızlar dedikodu konusunda. Hatta iletişim dili bile olabiliyor zaman zaman.

        Yani erkeklerde kadınlar kadar dedikodu yapıyor. Bunu kabul edin beyler...

        Diğer Yazılar