Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nın kentteki 22 okulu satışa çıkarma planı, geçtiğimiz aya damgasını vurmuştu. İstanbul'un en gözde semt ve caddelerinde bulunan, yüzlerce milyon dolar değerindeki iş merkezleri ve lüks konutların arasında kalan, 18-20 dönüm araziler içerisindeki okulların satışından ciddi bir gelir elde edileceği öngörülmüş, ancak bu proje kamuoyunda çok tartışılmıştı. Eğitimciler bu fikre şiddetle karşı çıkmış, bulunduğu bölgeyle ve tarihi binasıyla özdeşleşen okulların satılmasının doğru olmayacağı söylenmişti.

        KOLLARI SIVADILAR

        Bakanlık tarafından satış listesine alınan okullardan biri de Küçükyalı Merkez İlköğretim Okulu'ydu... Tam 50 yıl önce inşa edilen ve Bağdat Caddesi üzerinde, çok değerli bir arsanın üzerinde bulunan okul, bu özelliklerinden dolayı satış listesine alınmıştı. Ancak ne mahalle sakinlerinin ne de öğrenci velilerinin bu durumdan haberi vardı. Taa ki muhtar Ayşem Möröy öncülüğünde okulun tadilata alınması için girişimler başlayana dek...

        Yıllar içinde çok yıpranan ve acilen onarıma alınması gereken okul için tüm mahalleli ve muhtar Möröy'ün girişimleri sonucunda bir bağışçı bulunur. Okulun en kısa süre içinde yenilenmesi için bağışçı ve Milli Eğitim arasında protokol imzalanması gerekmektedir. Bunun için harekete geçildiğinde anlaşılır ki, okul satış listesine alınmıştır...

        Bu haberin ardından mahalle sakinlerinin endişeli bekleyişi başlar. Çünkü Merkez İlköğretim Okulu, yaklaşık 25 bin nüfuslu mahallenin tek okuludur ve okulun kapanması halinde tam 1450 öğrenci ortada kalacaktır.

        Ancak mahalleli ve muhtar Möröy boş durmaz. Hemen kolları sıvayıp okulun satılmaması için girişimlere başlarlar. Yazılan dilekçelerle Milli Eğitim Bakanlığı'na başvuruda bulunulur. Okulun satılması halinde binlerce öğrencinin nasıl mağdur olacağı uzun uzun anlatılır. Bu arada mahalle tek yürek olmuştur ve okulun satılmaması için herkes üzerine ne görev düşüyorsa yapmaya hazırdır. Hatta, okul satışının engellenememesi durumunda kapı kapı dolaşıp para toplayarak okul arazisinin mahalleli tarafından alınması bile gündeme gelir.

        ÇOCUKLARA NE OLACAK?

        Haftalardır mahallelerindeki tek okulu sattırmamak için uğraş veren semt sakinlerinin ve muhtar Ayşem Möröy'ün, kararlı tutumlarından taviz vermeye hiç niyetleri yok. Bu mücadelenin öncülüğünü yapan muhtar Möröy, bakın neler anlatıyor:

        "Merkez İlköğretim Okulu, kentin en köklü okullarından biri. Üstelik mahallemizdeki tek eğitim kurumu. Burası satılırsa binlerce çocuk ne yapacak? Kilometrelerce uzaktaki okullara nasıl gidecekler? Başvurularımız sonucunda okulun bu yıl satılmayacağı söyleniyor. Ancak bizim kaygılarımız sürüyor. Çocuklarımızın mağdur olmaması için her şeyi yapacağız. Gerekirse kapı kapı dolaşıp para toplayacağız. Okulu satın almak için harekete geçeceğiz..."

        GEREKİRSE OKULU SATIN ALACAĞIZ

        Merkez İlköğretim Okulu'nun kapanmasını önlemek için mahalledeki vatandaşlarla birlikte mücadele başlatan muhtar Ayşem Möröy, "Gerekirse para toplayıp okulu biz satın alacağız" diyerek kararlı olduklarını gösterdi.

        Bu dereye yaklaşmayın

        GEÇTİĞİMİZ günlerde, Beylikdüzü Bizimkent Köprüsü üzerinde herhangi bir koruma perdesi olmadığı için vatandaşın uçuruma yuvarlanma riskiyle karşı karşıya kaldığını yazmıştık. Benzer bir tehlike de Kağıthane'de kol geziyor. İlçenin ortasından geçen Kağıthane Deresi'nin çevresinde ne bir parmaklık, ne de tel örgü var. Üstelik derenin hemen kenarında otobüs durağı bulunuyor. Anlayacağınız günün her saatinde burada onlarca kişi bekliyor. En küçük bir dikkatsizlik, dereye düşmelerine neden olabilir. Ama her nedense yetkili makamlar harekete geçemiyor. İşte bu duyarsızlık da bölge sakinlerinin tepkisini çekiyor: "Burası son derece işlek bir yol. Derenin üzerindeki köprüde korkuluk var. Fakat hemen yanındaki yolda bir tedbir bulunmuyor. Çoluk-çocuk dereye düşecek diye çok korkuyoruz. Üstelik derenin kenarındaki yolda yer yer kırılmalar ve yarılmalar var. Kırık-dökük taşlara ayağı takılan biri kendini anında derede bulur. Böyle ihmalkarlıklar nedeniyle birçok kişinin canı yandı, hatta hayatını kaybedenler bile oldu. Ancak ders almıyoruz. Üstelik burası belediyeye ait sosyal tesislerin de tam karşısı. Nasıl oluyor da yetkililer buradaki tehlikeyi göremiyor?"

        Alibeyköy'de sokak arası inşaat zulmü

        YAZ aylarının bitmek bilmeyen sorunlarından biri de şüphesiz inşaat çalışmaları... Sokak aralarında gece gündüz demeden yapılan bu çalışmalar, gürültüsüyle, kirliliğiyle vatandaşları canından bezdiriyor. Alibeyköy, Yunus Emre Caddesi de uzun bir süredir bu işkenceye mağruz kalıyor. Gün Sokak'taki inşaat

        çalışması, çevre halkına yolda yürüyecek yer dahi bırakmıyor. Kapılarının önlerini işgal eden çalışmalardan bıkan semt sakinleri ise dert yanıyor: "İnşaat yapılırken, evlerimiz

        sallanıyor. Sokakta ne kaldırım kaldı ne de yol. İnşaat demirleri kapımızın önünde. Evlerimizi başımıza yıkacaklar. Defalarca yetkililere bildirdik. Ancak bir tür çalışmalarla ilgili önlem alınmadı. İnşaatın bir an önce durdurulmasını istiyoruz."

        1 yılda biter dediler 10 yıl geçti bitiremediler

        KENTİN dört bir yanı restorasyon amaçlı harabeye dönüştürülen tarihi binalarla sarıldı. Tarihimizin en canlı örnekleri olan, yüzyıllardır ihtişamını koruyan yapıların çoğu, ne yazık ki katlediliyor. İşte buna bir örnek de Kağıthane'den...

        SENELERDİR BİTMİYOR

        Kağıthane'de bulunan Sibyan Mektebi'nin restorasyonu tam 10 yıldır sürüyor. Bakımlı ve muhteşem görünüşü ile Osmanlı döneminin köklü eğitim kuruluşlarından biri olan Sibyan Mektebi, şimdiler de çürümeye terk edildi. 1700'lü yıllarda Kanuni Sultan Süleyman'ın şehzadesi Mehmet'in süt annesi Daye Hatun tarafından Daye Hatun Mescidi'nin yanına yaptırılan Sibyan Mektebi'nin durumu içler acısı... Yıllardır bir başlayan bir duran restorasyon çalışmalarının, tarihi yapıya yarardan çok zararı olmuş. Bir zamanlar umumi

        tuvalet bile yapılması düşünülen yapı, çevre esnafından da tepki alıyor. Bu durumdan yakınan sem sakinleri şikayetlerini şöyle dile getiriyor: Sibyan Mektebi, uzun yıllardır kullanılamaz halde. Yapının bu içler acısı hali, bizi de üzüyor. Etrafı moloz yığınlarıyla çöplüğe döndü. Yarım yamalak restorasyon yüzünden, tarihi bina harabe oldu. Yetkililer, yapıya ne sahip çıkıyor, ne de restorasyonu durduruyor.

        Metruk evlere çare bulun

        MEGAKENTİN hemen her mahallesinde bulunan metruk binalar, tehlike saçmaya devam ediyor. Pendik Orta Mahalle Özürlüler Merkezi'nin tam arkasında bulunan boş bir bina, bakımsızlıktan ve ilgisizlikten dökülüyor. Milyarlarca lira harcanarak restore edilen bina, ne idiğü belirsiz kişilerin barınağı oldu. Tüm camları kırılan ve tavan aksesurları parçalanan bu yapının bakım ve onarımı, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmıştı. Yetkililere yaptıkları başvurulardan bir türlü yanıt alamadıklarını belirten semt sakinleri, bu durumdan oldukça rahatsız: 'Okul çıkışları çocuklarımızın yollarını gözlüyoruz. Hepimiz tedirginiz. İpsiz sapsız kişiler kışın binanın içinde ateş yakıyor, alkol ve uyuşturucu kullanıp, etrafa saldırıyorlar. Buraya yapılan harcamalar hepimizin cebinden çıkıyor. Böyle sorumsuzluk görülmüş şey değil. İlgililerin bu binaya bir an önce el atmasını bekliyoruz."

        Ne ışık var ne tabela kaza bağırarak geliyor

        BURASI Bayrampaşa Murat Mahallesi'ndeki Kamil Caddesi... Semtin en işlek, bir o kadar da en tehlikeli yollarından biri... Neden mi? Dört yol ağzı olan, ancak ne bir sinyalizasyon, ne de uyarıcı bir levhanın bulunduğu yolda kazasız gün geçmiyor. Yokuş aşağı hızla inen sürücüler, ara sokaklardan çıkan araçları görmüyor ve olanlar oluyor. Bir de kaldırımlara araç park edilmesi, işi iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Semt sakinleri, facianın göz göre göre geldiğini, ancak kimsenin kılını bile kıpırdatmadığını söyleyip bu vurdumduymazlığa veryansın ediyor:

        "Kamil Caddesi ile Cicoz yolunun kesiştiği noktada iki şerit de faal durumda. Hal böyle olunca, rampadan hızla inen araçlarla Cicoz yolundan çıkan araçlar çarpışıyor. Buraya sinyalizasyon yerleştirilmesi de tek başına yeterli olmaz. Yolun bir kısmının tek yön yapılması gerekiyor. Aksi halde burada ölümlü bir kazanın yaşanması kaçınılmaz. Okulların açılmasına çok kısa bir süre kaldı. Çocuklar buradan yürüyerek okula gidip gelecek. Vızır vızır işleyen bir trafiğin arasında kalacak olan çocukların araçların altında ezilmesinden korkuyoruz. Ne olur buradaki soruna ivedilikle çare bulunsun."

        Okulların yanına kurmayın bari!

        OKUL ve hastane önlerine hatta çocuk parklarının içine yerleştirilen baz istasyonları, vatandaşı tedirgin ediyor. Artık mahalle aralarında, apartmanların çatısında bile baz istasyonları kuruluyor. Eyüp, Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan Refhan Tümer Lisesi'nin tam karşısındaki baz istasyonuna daha önce sayfalarımızda yer vermiştik. Trafo üzerine gizlenen baz istasyonu kaldırılmadığı gibi, yanına ikincisi monte edilmiş! BEDAŞ'a ait trafonunun üzerinde duran ve baca görünümü verilen istasyon, velileri çileden çıkarmış: 'Çocuklarımızın ve bizim sağlımızı hiçe sayıyorlar. Bu durumu daha önce yetkililere bildirmiştik. Baz istasyonunun çevreye herhangi bir zararı olmadığı söylendi. Peki, neden baca görünümü verildi? Ne yaptıysak bir türlü istasyonu buradan kaldırtamadık. HT İstanbul olarak bu soruna 7 Mayıs tarihli sayfanızda yer vermiştiniz. Ancak bu da bir çözüm olmadı.

        Yerleşim merkezlerinin uzağına kurulması gereken bu istasyonlarının hemen buradan kaldırılması istiyoruz."

        Yazıyoruz, çözüyoruz

        Değindiğimiz trafik sorunları bir bir çözüme kavuşuyor. Haberlerimizin üzerine harekete geçen İstanbul Emniyeti, kural ihlali yapanları affetmedi.

        Küçük Bebek Yokuşu'nda trafiğin tek yönlü olmasına rağmen bu yasağın sürekli ihlal edildiği dikkat çekiyor. Semt sakinlerinin şikayeti üzerine biz de bu sorunu gündeme getirdik. Haberimizin ardından emniyet yetkilileri bölgeye gidip ters yönde seyreden ve park eden araçlara ceza yağdırdı. Bu noktada, cadde üzerinde park eden 36 araç sürücüsüne cezai

        işlem uygulandı.

        Levent ve Maslak'ta servis araçlarının yol kenarına park ettiği ve trafiği tıkadığına dair haberimizin üzerine emniyet yetkilileri bölgede denetimlerini artırdı. Bu civarda yasak yere park eden 1927 aracın sürücüsüne cezai işlem yapıldı. Ayrıca, Aytekin Kotil Üst Geçidi ile Eski Büyükdere Caddesi önündeki trafik yoğunluğuna da müdahale edildi.

        Hafta sonu Kuruçeşme ve Ortaköy civarında hareket etmek neredeyse olanaksız. Akşam saatlerinde, eğlence mekanlarının önüne sıra sıra dizilen taksiler yüzünden trafik arapsaçına dönüyor. İşte bu manzaraları belgelediğimiz haberimizin üzerine emniyet yetkilileri bölgede denetimlerini yoğunlaştırdı. 1549 araca trafiğin seyrini engellediklerinden dolayı ceza kesildi.

        KISACA

        • Vatandaşa yeni zulüm yolu

        Metrobüs'te tıklım tıkış yolculuk artık bıktırdı. Günün her saati aynı işkence... Cevizlibağ, İncirli, Avcılar, Mecidiyeköy her durakta aynı sorun. Kapı açılır açılmaz metrobüse bir hucüm başlıyor. Kimin inip, kimin bindiği belli bile olmuyor. Her an bir kaza olabilir. İftar saatinde ise çıldırmamak elde değil. Güya, İstanbullular rahat yolculuk yapacaktı. Vatandaşa böyle zulüm edilir mi? Sefer sayılarının arttırılmasını istiyoruz. M.D.

        • Üst geçiti kullanmak işkence gibi!

        Edirnekapı'daki tramvay için yapılan üst geçiti kullanmak eziyet gibi. Merdivenleri çok dik, çıkarkan sadece yaşlılar değil gençler bile zorlanıyor. Hem Çin Setti'nde bile bu kadar basamak yoktur. Çık çık bitmiyor. Kullanamadıktan sonra üst geçitin ne anlamı var? Hiç yapmasalar daha iyiydi. Sanki üst geçit değil, çile yolu. Artık tramvaya bile binmek

        istemiyoruz. Bu üst geçit varken nasıl binilebilir ki zaten. Defalarca bu durum yetkililere bildirdik. Ancak olumsuz bir cevap bile alamadık. Lütfen yetkililer ilgilensin. Ç.K.

        • Semt pazarının pisliği temizlenmiyor

        Cevizlibağ, Merkez Efendi Mahallesi'ndeki pazar, semt sakinlerini rahatsız ediyor. Atatürk Öğrenci Yurdu'nun önüne kurulan semt pazarı yüzünden, yolların hali berbat. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar ne gürültüleri bitiyor ne de pislikleri. Üstelik belediye ekipleri gece pazar yerini temizlemeyince, rezillik ertesi günde devam ediyor. Yollara dökülmüş sebze meyve artıklarından artık bıktık. Z.M.

        • Bu yola acilen çözüm bulunmalı

        Diğer Yazılar