Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KEMAL Kılıçdaroğlu, kendi seçmen tabanından gelen sesi duymamakta ısrar edecek gibi görünüyor.

        Koltuk sevdası, kişiliği bozan bir şey.

        Koltuğa yapışanlar bilseler ki koltuktan kalkmak ne büyük ferahlık, bir dakika oturmazlar.

        Tecrübeyle sabit. Hem de kendi tecrübemle.

        Biliyorsunuz, ben de bir zamanlar koltukta idim.

        Önce Sabah’ın, sonra da Habertürk’ün yayın yönetmenliği koltuğunda.

        Elbette karşılaştırılmaz ama benim mesleğim açısından önemli görünen koltuklar.

        Sabah’a TMSF el koyunca istifa ettim.

        Habertürk’ün yayın yönetmenliğinden ise koltukta oturmamın gazeteme zarar vermeye başladığını gördüğüm ve istenmediğimi anladığım anda...

        Kemal Bey bilsin ki bazen koltuktan kalkmak ferahlık verir.

        Kılıçadroğlu büyük bir iyi niyetle CHP’yi yenilemeye çalıştı.

        Farklı bir parti yapmak istedi.

        Muharrem İnce’yi aday göstermesi bile önemli bir işti.

        Ama bünye artık Kemal Bey’i istemiyor.

        İstenmiyorsunuz Kemal Bey, korkular sarıyor seçmeni.

        “Gelecek seçimler sizinle nasıl yaşanacak?” korkusu.

        Giderse daha mı iyi olacak, bilinmez.

        Yerine belki İnce gelecek.

        O daha iyisini yapabilecek mi, kimse emin olamaz.

        İnce hitabeti icraata çevirebilecek mi, kimse önceden kestiremez.

        Daha iyi ekipler çıkaracak mı aynı bünyeden, partiyi barışık olmadığı kesimlerle barıştırabilecek mi; bunu yaparken barışık olduğu kesimlerle küstürmemeyi becerecek mi, hepsi muamma.

        Ama bir şey kesin.

        Kemal Kılıçdaroğlu ile olmadı.

        Olmayacak!

        Kemal Bey istediği kadar “Başarılıyız” desin.

        Rakibin yüzde 40’ın altına inmezken yüzde 30’un üzerine asla çıkamamak başarı değildir.

        Bunu başarı olarak görenin asla iktidar olmayı istemediğini düşünür seçmen ve düşünüyor da zaten.

        Lütfen Kemal Bey...

        Sizin gibi beyefendi birini ailemin bir ferdi olarak görmeyi çok isterim.

        Ama artık CHP’nin genel başkanı olarak görmek istemiyorum.

        Ne ben, ne bir başkası.

        Lütfen...

        ***********

        ÖNEMLİ KÜÇÜK PARTİLER DÖNEMİ

        ÖNÜMÜZDEKİ günlerde “baskın seçimin”in bir faturası çıkabilir.

        Biliyorsunuz, 16 Nisan referandumunda değişen Anayasa’ya göre, bir önceki Meclis’in “uyum yasalarını” çıkarması ve yeni dönemin altyapısını kurması gerekiyordu.

        TBMM bunu yapmadı ama yapılması için hükümete bir kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verdi.

        Ancak hükümet bu yetkiyi kullanarak yeni dönemle ilgili hazırlıkları yapmadı.

        Bu da birkaç gün içinde ciddi bir anayasal sorun olarak karşımıza çıkacak.

        Detaya girmeden özet yapayım:

        Anayasa’ya göre, bakanlıkların kurulması veya kaldırılması ancak TBMM kararı ile yapılabilir.

        Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yeni sistemin kurulabilmesi için bir TBMM kararına ihtiyaç var.

        Bu bir önceki Meclis tarafından yapılsaydı AK Parti bunu dilediği gibi yapabilirdi.

        Şu anda AK Parti’nin bunu tek başına yapacak çoğunluğu yok.

        Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu yapılabilir. Fakat yine Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanunun üzerinde olamıyor.

        Yani bir kanun çıkarıldığı anda Cumhurbaşkanı’nın eli kolu bağlanıyor.

        Dahası bakanların atanması, üst kademe kamu yöneticilerinin atanması, MGK Genel Sekreteri ve teşkilatının belirlenmesi, yürütme alanında kamu tüzel kişiliği kurma, Genelkurmay Başkanı’nı atama, Devlet Denetleme Kurulu’nu oluşturma gibi konularda da TBMM isterse Cumhurbaşkanı’nı etkisizleştirebilir.

        Bu da şunu gösteriyor: Meclis’te çoğunluğa sahip olmayan bir Cumhurbaşkanı’nın çalışması aynen ABD’de olduğu gibi oldukça zorlu ve bunalıma açık bir durum olacaktır.

        Bu da MHP’yi zannettiğimizden daha güçlü hale getirecektir.

        Bundan sonraki dönemlerde de küçük partiler, çoğunluk olmayan iktidarları çok ciddi bir biçimde yönlendirme gücüne kavuşmuştur.

        ***********

        GAZETECİLER BU KAMYONLARI GÖZDEN KAÇIRDI

        CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın seçimlerden 3 gün önce 3’üncü havalimanına yaptığı inişte gözlerden kaçan bir şey oldu.

        Cumhurbaşkanı’nı takip eden gazeteciler, siyasete kilitlendikleri için havalimanında Erdoğan’ın uçağına yakıt ikmali yapan akaryakıt kamyonlarına dikkat etmedi.

        Diyeceksiniz ki: “Ne var bunda? Bildiğin tanker işte. Uçağa yanaşıp yakıt verir. Bunda dikkate değer ne var?”

        Efendim, onlar bildiğiniz kamyonlardan değil.

        3’üncü havalimanı için özel olarak imal edilen kamyonlar ve umarım yakında yollarda da bu kamyonlardan görürüz.

        Özellikleri ise şu: Bu kamyonlar elektrikli.

        Kamyonların şasesi ve kaportası BMC’den alındı. Orijinali Çin malı.

        Daha sonra bu kamyonlar İTÜ Teknokent’in içinde yer alan bir Türk firması tarafından ele alındı.

        Türkiye’de imal edilmiş, son teknoloji ürünü aküleri takıldı. Tamamen Türk ürünü batarya işletim sistemi kuruldu. Tüm kablolama yapıldı. Tekerleklere güç verecek elektrik motorları yerleştirildi.

        Kamyonların belirli bir süratin üzerine çıkmaması için gerekli ayarlardan sonra ağırlık testleri tamamlandı.

        Ve en sonunda Türk malı 13 elektrikli kamyon, 3’üncü havalimanı işletmecisine teslim edildi.

        İşte o gün muhabir arkadaşlarımızın görmediği şey budur.

        Türk malı ilk elektrikli kamyonlar.

        ***********

        ERDOĞAN MALTEPE’DEN 2 PUAN ÇIKARMIŞ

        AK Parti’ye yakın araştırma kuruluşu GENAR’ın patronu İhsan Aktaş, seçimlerden 2 hafta önce cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın oy oranını artı-eksi 1 yanılma payıyla yüzde 53 olarak fısıldamıştı kulağıma.

        Seçime birkaç gün kala tekrar konuştuğumuzda ise “Yüzde 51’e geriledi ama yine de ilk turda işi bitiriyor” demişti.

        Aktaş’la önceki akşam beraberdik.

        “İlk söylediğin çıktı” dedim.

        “Aslında öyleydi. 50-51 arasındaydı ama Muharrem İnce’nin Maltepe mitingi muhafazakâr camiada büyük bir tedirginlik ve korku yarattı. ‘Eyvah, Reis gidiyor’ korkusu. AK Partililer o geceki kadar yoğun bir telefon, mail ve mesaj trafiği yaşamamıştır. Sandığa gitmeyecek, oy vermeyecek ne kadar AK Partili varsa o mitingin yarattığı korkuyla sandığa gittiler ve bu da Erdoğan’ı 2 puan yukarı taşıdı. Yine kazanacaktı ama en fazla 51 alacaktı” dedi.

        ***********

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Kabalık değil zarafet makbul olduğu zaman.

        Diğer Yazılar