Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adnan Oktar Çetesi’nden ayrılan iki konuğum vardı dünkü Teke Tek’te. 1980’lerin sonundan 2000 yılına kadar örgütün 2 numarası olarak Oktar’ın yanından ayrılmayan ancak 2000 yılında örgütten ayrılıp, bu kez örgütle mücadeleye başlayan bir dönem Oktar’ın en yakın adamı Fırat Develioğlu ve yakın zamanda sansasyonel bir kaçış gerçekleştirerek her yerde haber olan Oktar’ın ipliğini pazara çıkaran eski mürit Ceylan Özgül.

        Oktar’ı yakından tanıyan her ikisine de bir soru yönelttim.

        Oktar’ın kadınlarla olan ilişkisini.

        Aldığım yanıt ilginçti.

        Adnan Oktar’ın yıllardır tedavi edilmeyen bir kasık fıtığı varmış.

        Bu fıtık zaman içinde öylesine büyümüş ki, birkaç kiloluk bir hal almış ve şu anda sanki pantalonun içine bir basketbol topu koyulmuş gibi bir hale gelmiş.

        Bu yüzden de Adnan Oktar’ın hiçbir cinsellik yaşaması mümkün değilmiş.

        Tabii bu örgüt içinde çeşitli sapkınlıklar yapmasına da engel olmuyormuş.

        GENÇ VE GÜZEL KIZA TEKLİF

        Program sırasında ilginiç şeyler anlattı Ceylan Özgül.

        Adnan Oktar, örgüte katılmasını istediği kadınları belirledikten sonra çete üyelerine bu yönde görevler veriyormuş.

        Ve çetedeki erkekler ve kadınlar bu kızın peşine düşüyormuş.

        Bu bazen 20’li, bazen de 10’lu yaşlarında kızlar olabiliyormuş.

        Gerekirse mahellesine taşınarak, gerekirse alışveriş yaptığı bir işyerini satın alarak, gerekirse önce ailesi ile dostluk kurarak bu kızlar örgüte kazandırılıyormuş.

        Onlar bunu anlatınca benim de birkaç yıl önce yaşadığım bir olay aklıma geldi.

        5-6 yıl önce genç bir kız, asistanımı arayarak benden randevu istedi.

        Konuyu da “Spikerlik konusu” diye iletti.

        Ben de kendisine televizyonla bir ilgim olmadığını, bunun için televizyon tarafındaki ilgililerle görüşmesi gerektiğini ilettim.

        Ancak ısrar üzerine, bir randevu verildi ve geldi.

        Oldukça güzel, şık, iyi eğitimli bir genç kız. Varlıklı sayılabilecek bir ailenin kızıymış.

        Anlattı:

        Çalıştığı kanalda, kendisini gören Adnan Oktar’ın yardımcılarından biri kendisini aramış ve Oktar’ın televizyonunda iş teklif etmiş.

        Görüşmeye gitmiş.

        Sözde bir deneme çekimi yapmışlar. Çok beğenmişler ve beraber çalışmak istediklerini söylemişler.

        Çalıştığı kanalda ekrana pek ender çıkma şansı bulan kıza “Her gün ekranda olacaksın” demişler.

        Üstelik de 3 bin TL maaşı olan kıza 15 bin TL maaş teklif etmişler.

        Kız da akşam ailesi ile teklifi paylaşmış.

        Annesi internetten bir araştırma yapmış ve benim Oktar Çetesi ile ilgili yazılarıma ulaşmış. “Sen git Fatih Bey ile bir konuş. Bunlar tekin adamlara benzemiyorlar” deyince kalkıp bana gelmiş.

        Ben de kendisine bu grubun rezillikleri, işi kabul ederse başına gelebilecekleri bir bir anlattım.

        Ödü patladı ve gitti.

        Teklifi reddetmiş.

        Geçen gün aradı ve “Sayenizde kurtuldum. Çok teşekkür ederim” dedi.

        “Bazen büyüklerin sözünü dinlemekte fayda var” dedim.

        ***********

        FUTBOL VE ANAYASA’DAN ÇIKAN IRK

        Fransa Futbol Milli Takımı’nın Dünya Şampiyonu olması Fransız milli takımı ile ilgili geyikleri ayyuka çıkardı.

        Ben de turnuva başladığından bu yana defalarca Fransız Milli Takımı’nın aslında Fransa destekli bir Afrika Karması olduğunu yazıp söylüyorum.

        Dünya Şampiyonu olan Fransa Futbol Milli Takımı’nın yüzde 80’i göçmen oyunculardan oluşuyor.

        Daha ilginci bu oyucuların yüzde 50’si Müslüman.

        Bu durum Fransa’da yükselen ırkçılığı engeller diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

        Tam aksine körüklüyor.

        Göçmenlerin “Sayemizde şampiyon oldunuz” demesi Fransa’da yaklaşık 10 yıldır süren “Bu bizim milli takımımız mı?” tartışmasını alevlendirirken, sevinç gösterilerinde bile göçmenler daha ön planda.

        Fransızlar ise buna tepki olarak futboldan uzaklaşıyor ve Rugby’ye yöneliyorlar.

        Fransız spor basını ve spor gazeteleri giderek daha fazla Rugby ağırlıklı olarak çıkıyor, Rugby müsabakaları giderek daha fazla manşet oluyor.

        Rugby giderek Fransa’da 1. spor olmaya doğru ilerliyor.

        Buna karşın Fransız hükümeti çok önemli bir adım attı ve Anayasa’sından “Irk” sözcüğünü çıkardı.

        Bir önceki Cumhurbaşkanı Hollande’ın da programında yer alan bu değişiklik yeni yapılabildi.

        Artık Fransız Anayasası’nda ırk kelimesi yer almıyor.

        Gerekçe olarak da “Hepimiz tek bir ırkın mensubuyuz. İnsan ırkı” olarak belirtildi.

        Umarım yasada yapılan bu değişiklik ortalama Fransızın kalbinde de gerçekleşir.

        Ve aynı Fransız Devrimi gibi oradan da dünyaya yayılır.

        ***********

        BUNA SEN BİLE İNANMAZSIN CECELİ

        Mustafa Ceceli denilen zat tüm millet “aptal” ve kendini çok uyanık zannediyor.

        Yaptığı rezaletten sonra açıklama yapmış.

        “Eşimin mahrem görüntülerini ben çekmedim. Tanımadığım birisi bana mail atmış”.

        Biz de salaktık yedik.

        Bak Ceceli kardeş, bunu sen bile yemezsin biz nasıl yiyelim.

        Öyle olmadığını hepimiz bal gibi biliyoruz da, de ki öyle.

        Peki bunu gazetelerde reklam etme görevini de bir gazeteciye maille mi verdiler!

        Belli ki, bu rezalette seninle birlikte avukatların işe uyandı ve seni uyardı.

        Dediler ki, “Mustafa Bey, biz özel hayatın gizliliğini ihlal ettik. Aman toparlayalım da, başımıza iş gelmesin”.

        Şimdi sen de toparlamaya çalışıyorsun.

        Ama merak etme.

        Türk Adaleti salak değil.

        Bu yaptığın rezilliğin, eski eşinin yatak odasını izlemenin bedelini ödeyeceksin.

        Sen de, saz arkadaşların da!

        ***********

        KEMAL BEY VE AR MESELESİ

        Kemal Kılıçdaroğlu çok şey olabilir veya çok şey olmayabilir.

        Ama biraz insandan anlıyorsam, Kemal Bey “Arsız” bir adam değildir.

        Partinin Kurultay’a gitmemesi için bazılarını dinleyerek ayak oyunları yapmayacaktır.

        Kendisi üzerinden partideki gücünü korumak isteyenlere kulak asmayacaktır.

        CHP’liler eğer Kurultay’a gitmek istiyorsa bunu engellemeyecektir.

        Tersi olursa mı?

        Bir siyasetçi tarafından yanıltıldığımız ne ilk olacaktır, ne de son!

        ***********

        CENK ERGÜN NE ALAKA!

        TRT’nin Dünya Kupası yayınları sırasındaki yorumcuları sosyal medya üzerinden epey eleştirildi.

        Ben bu eleştirileri biraz abartılı buldum.

        Doğrusunu isterseniz Levent Özçelik yıllarını bu mesleğe vermiş, neredeyse 40 yıldır sporun içinde bir adam.

        O kadar da kötü değildi.

        Benim anlamadığım ise bir başka olaydı.

        Galatasaray’ın eski sportif direktörü Cenk Ergün’ü anlamadım ben.

        TRT Spor geçen yıl Mustafa Denizli ile bir yıl süreyle program yaptı, yorum yaptırdı.

        Benim anlamadığım Mustafa Denizli gibi biri dururken, Cenk Ergün’ün Rusya’ya götürülmesi oldu.

        İngilizler Garry Lineker'lara yorum yaptırırken, biz de daha önce hiç böyle bir özelliğini bilmediğimiz Cenk Ergün.

        İlginç bir seçim doğrusu.

        Esbabı mucibesini merak ettim.

        ***********

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Aklın yolundan sapmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar