Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Yurt dışında top koşturan Türk yıldızlar Türk kızlarla beraber olunca kariyerleri aşağı doğru gidiyor galiba” diye yazdım dün.

        Pek çok okur itiraz etti.

        “Fatih bey konunun kızlarla alakası yok. Konu doğrudan Acun Ilıcalı ile ilgili. Acun’a takılmaya başlayan futbolcuların futbol hayatı tepetakla gidiyor” dediler.

        Bu tezi Arda için ben de öne sürmüştüm ama Acun Ilıcalı’nın Mesut Özil ile de ilişkisi olduğunu bilmiyordum.

        İnternetten şöyle bir araştırınca Özil’in de Acun’un “Entourage”ı içinde girdiği ve sıkı fıkı olduklarını gördüm.

        Evet galiba sorun Acun Ilıcalı’da.

        Survivor’ı yapan Acun’a takılan futbolcular pek “Survive” edemiyor anlaşılan.

        Ama bildiğimiz kadarıyla Emre de Acun’la takılıyor.

        Herhalde Survivor’ın tek şampiyonu Emre Belözoğlu.

        * * *

        Sadece Brunson mu var!

        Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın dört bir yanında legal-illegal faaliyet gösteren, çıkar koruyan ve bunu da istihbarat gücünüzle destekleyen bir ülke iseniz ve çıkar çatışmalarınız çoksa pek çok “Görevlinizin” bir yerlerde tutuklu olması, rehin tutulması vakayı adiyedendir.

        Rahip Brunson nedeniyle ABD’nin aldığı sert tavrı görünce, “Sadece Brunson mu var acaba” diye ABD’deki bir meslektaşımı aradım.

        “Kaç ülkede kaç vatandaşınız tutuklu veya hükümlü biliyor musun?” diye sordum.

        “Kafadan atmayayım, bir bakayım seni arayayım” dedi.

        İki saat sonra aradı.

        “Aktüel sayı net değil. Şu açıdan net değil, bunların bazıları bulundukları ülkede suç işlemiş, sıradan kriminaller. Bunların sayısı hayli fazla. Amerikan hükümeti bunlara hukuki yardım ediyor, ihtiyaçlarını konsolosluklar vasıtasıyla karşılamaya çalışıyor ama siyasal olarak ligi alanında değil. Sadece insani olarak ilgileniyorlar” dedi.

        “Onu değil, ajanlık suçlaması ile ilgili olarak soruyorum” dedim.

        “O açıdan şu anda en iyi dönemimizi yaşıyoruz diyebilirim. En fazla İran’da ve Kuzey Kore’de bu tip suçlamalarla gözaltına alınmış vatandaşımız vardı ama Kuzey Kore bunların sonuncusunu bu yıl serbest bıraktı. Şu anda Kuzey Kore’de bir kişi var. Onun da zaten nerede olduğu dahi bilinmiyor. İstersen listeyi yollarım. Tamamı 12 kişi” dedi.

        İkinci sırayı ise İran alıyormuş.

        İran’da çeşitli dönemlerde ABD vatandaşı ve İran vatandaşı pek çok kişi ajanlık iddiasıyla tutuklanmış. Bunların arasında Berkeley Üniversitesi'nden bir grup da varmış. Bunların da büyük bölümü son iki yıl içinde serbst bırakılmışlar. Şu anda ABD ajanı oldukları iddiasıyla İran’da halen tutuklu veya hükümlü olarak 5 kişi var. Bunlardan biri hariç diğerleri aynı zamanda İran vatandaşı.

        Rusya’da da pek çok ABD veya Rusya vatandaşı tutuklanmış ancak şu anda bu suçlama ile tutuklu kimse kalmamış.

        Rusya’nın yeni tavrı sınırdışı etmek şeklindeymiş.

        2011-2013 yılları arasında Mısır’da 27 ABD vatandaşı “Gizli faaliyet” iddiasıyla gözaltına alınmış. Bunların tamamı 2013 yılında serbest bırakılmış.

        Venezüela’da da iki ABD vatandaşı gözaltına alınmış. Bunlardan biri daha sonra serbest kalmış. Biri ise hala tutuklu.

        Bunun dışında Demokratik Kongo ve Küba’da da Amerikan vatandaşları tutuklanmışlar ama şu anda tutuklu yok.

        Yine meslektaşımın verdiği bilgiye göre Türkiye’de tutulu görünen ABD vatandaşı sayısı 1 değil 2.

        Brunson dışında bir de NASA çalışanı Serkan Gölge varmış. (Baktım. FETÖ’cülükten 7,5 yıl hapis cezasına çarptırılmış).

        Arkadaşıma “Peki neden sadece Brunson konusunda bu kadar ısrarlılar” dedim.

        Gülmeye başladı.

        “Şu anda sadece sizde ve İran’da tutuklu Amerikalılar var. İran’a zaten yapılanlar belli. Zaten diğer ülkere de bakarsan hiç biriyle iyi bir ilişkimiz olduğu söylenemez. Onlara yapılacak her şey zaten yapılıyor. O ülkelerle ABD’nin ilişki düzeyi belli” dedi.

        * * *

        Demek kolay

        Bardakçı dün ABD için “F.ck” demiş.

        Sonuna bir “off” koysa daha manalı olabilirdi.

        Bazılarınız “Ne demek” diyecektir.

        “…tir git” demek.

        Açıkçası bu alemde herkesin herkese bir “…..” çekme hakkı vardır.

        Bunu çekince öncelikle bir “Rahatlarsınız”.

        Muhtemelen dünyanın en rahatlatıcı tamlamasıdır.

        Gençken daha kolaydır.

        Tecrübe kazandıkça zorlaşır.

        Sorumluluk az ise daha kolaydır.

        Sırtınızda yumurta küfesi var ise daha zordur.

        Başka seçenekleriniz var rahatça çekersiniz.

        Seçenek azaldıkça çekmek zorlaşır.

        Dişinize göre biriyse rahatça gürlersiniz … diye.

        Izbandut gibi birisine karşı fısıltı olarak çekersiniz, kendiniz bile zor duyarsınız hatta.

        Ya da bunların hiçbirini umursamaz, sonrasını düşünmezsiniz ve anlık bir rahatlama için karşınızda kim olursa olsun ”Ha…“ diye başlar, “Ulan” diye bitirirsiniz.

        Sonra da ya bedelini ödersiniz, ya da bedelini ödetirsiniz.

        Gücünüze gore.

        * * *

        Nazarbayev’i ağırlayacak olan tekne

        Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, tatilini her zaman olduğu gibi Türkiye’de geçiriyor.

        Yine aynı otelde.

        Aynı villada.

        Alışkanlıkları olan adamları severim.

        Bir süre otelde kalacak olan Nazarbayev, daha sonra Dynasty adlı yatla Ege koylarını ve Yunan adalarını gezecekmiş.

        Dynasty adlı yatı inşa aşamasındayken biliyordum.

        Katar emirine ait 133 metrelik Al Mirqab, ilk Dilbar ve bir İngiliz milyardere ait White Rose of Drachs dışında pek bir teknesi bilinmeyen Kusch Yacht’a yaptırılması ilgimi çekmişti.

        İki yıl önce suya inen tekneyi ilk geçenlerde Bozburun’da gördüm.

        Biraz zevksiz bir görünüme sahip olan 101 metrelik Dynsty 4300 ton ağırlığında bir dev.

        10 kabinde 20 misafir ağırlayabiliyor.

        Kim 20 kişiyle birlikte tatil yapmak ister anlamam.

        33 mürettebata sahip.

        İçinde bir de 30 metrekarelik kapalı yüzme havuzu var.

        Teknenin değeri 200 milyon dolar.

        Sahibi ise Kazakistanlı bir işadamı.

        Alican İbrahimov.

        51 metrelik bir de “Küçük” Benetti teknesi olan İbrahimov’un Kazakistan’da enerjiden, madene, taşımacılıktan, bankacılığa kadar pek çok alanda yatırımları ve 70 bin çalışanı var ve serveti 4 milyar dolar civarında olarak tahmin ediliyor.

        Kazak Devlet Başkanı’nı yatında ağırlayacak olan Kazak işadamı İbrahimov yaşamını Belçika’da sürdürüyor.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Esmeyeceksek gürlemediğimiz zaman

        Diğer Yazılar