Bazı okurlar mail atıyor ve “Çok eleştirdiğiniz sağlık sistemi bakın ne kadar başarılı” diyorlar.
Bunların ya zekası eksik ya bizi yeni okumaya başlamışlar.
AK Parti’nin sağlıktaki uygulamalarının AK Parti’nin aldığı oyun en önemli nedenlerinden biri olduğunu başından beri söylüyorum.
En az 10-12 yıldır.
AK Parti’nin Recep Akdağ döneminden beri sağlık alanında çok yatırım yaptığı, yaptırdığı ve vatandaşın beğenesini bu yolla kazandığı sır değil, inkar ettiğimiz bir şey değil tam aksine vurguladığımız bir şey.
Ben sadece zaman zaman “Bunun sürdürülebilirliği” konusunda uzun vadede sorunlar çıkabileceğini vurguladım.
Şehir hastaneleriile ilgili olaraksa uzmanlar “Bu kadar büyük tek hastane olacağına, şehrin farklı bölgelerinde daha küçük hastaneler daha doğru olurdu. Bu kadar büyük hastaneyi yönetmek zor” dediler.
Anladığım konu değil, bir şey söyleyemem, söylemedim de!
Benim tek karşı çıktığım hastanelerdeki doktorlara uygulanan sayısal performansa dayalı sistem oldu.
Bunun tıp eğitimini bitireceğini, iyi doktor yetişmesini engelleyeceğini söyledim.
Bugün TUS'lara (Tıpta Uzmanlık Sınavı) bakarsanız neyi kast ettiğimi ve haklı çıktığımı görürsünüz.
Artık tıbbın en zorlu ama en prestijli dallarına ilgi son derece düşük.
Geçmişte en yüksek puanları gerektiren beyin cerrahisi gibi dalların puanları talebe bağlı olarak düşerken, düşük riskli dalların puanları yükseliyor.
Nörolojiye ilgi azalırken, cildiyeye ilgi artıyor.
Bu ileriye dönük olarak önemli bir risktir.
Böylesi zorlu hastalık dönemleri 20 yıl sonra çocuklarımızı, torunlarımızı kasıp kavururken, iyi doktor bulmak zor olacak, bugünkü kadar başarılı mücadele edilmesi belki de imkansız hale gelecektir.
Çünkü cihaz alınır, bina yapılır ama o cihazı kullanacak olan, hastayı iyileştirecek olan hekimlerdir, sağlık personelidir.
Binayı amele yapar, hastayı doktor iyi doktor iyileştirir.
Şunu da söyleyeyim.
Türkiye tababet konusunda her zaman iyi bir ülke oldu.
Geçmişte de çok iyi hekimler yetiştirdi, dünya çapında doktorlarımız hep vardı.
Askeri hastanelerde de çok iyi doktorlar, bugünkü gibi zorlu durumlara çok hızla adapte olabilen sağlık personeli oldu her zaman.
Bugün bu salgını yenmemizde ön cephede savaşan ve umut bağladığımız doktorlarımız şehir hastanelerinden değil, Çapa gibi, Cerrahpaşagibi, Ankara Tıp gibi, Hacettepe Tıp gibi, Ege ve 9 Eylül Tıp gibi, Atatürk Tıp gibi ve daha pek çoğu gibi Cumhuriyet’in köklü eğitim kurumlarından mezunlar.
Bu devletin geçmişini çok da hor görmeyin.
Lütfen...