Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Her gün milleti eğlendirecek bir mevzu çıkıyor ortaya.

        Sedat Peker ile şenlenen sıkıcı, renksiz siyaset, Peker sonrası tam bir “Kim kime dum duma” panayıra döndü.

        Dünün eğlencesi de Anadolu Ajansı muhabiri Musab Turan’ın iki bakana “sorusuydu.”

        Soru kelimesi aslında lafın gelişi. Turan soru falan sormadı,.

        Bir partili olarak bakanlara verdi veriştirdi ve bunu da bir ajans muhabiri olarak yaptı.

        Sonrasında Musab Turan hakkında türlü şey söylendi.

        Ne FETÖ'cülüğü kaldı, ne kumpasçılığı.

        Bunlar doğru da olabilir, ben bilemem, o genci orada işe alan ve yıllardır çalıştıran da ben değilim sonuçta.

        Ama sanki hiç bilinmeyen biriymiş gibi aile şeceresi ve şecere mensuplarının 10 yıllık tweet geçmişi ortaya döküldü.

        Sonuçta kanaat şöyle tecelli etti: “Zaten bunlar FETÖ'cü.”

        Oysa AK Parti içinde 10 yıllık tweet taramasına baksan FETÖ'cü çıkmayan kalmaz.

        Bir zamanlar hepsi demeyeyim ama çoğu FETÖ'cü idi.

        Bunda bir anormallik yok.

        Ayrıca babası, kardeşi FETÖ'cü tweet attı diye birini FETÖ'cü ilan etmek doğru ise hali hazırda FETÖ'cü büyükelçilerimiz bile var. Bırak tweet'i FETÖ için abisi kurşun atmış.

        Sonuçta Musab Turan isimli “sözde” muhabirin sorusundan iktidar kanadı muzdarip, muhalefet kanadı ise hoşnut.

        REKLAM

        Ama bana göre ortada tam bir rezillik var.

        Bir muhabir, hele hele devletin ajansının muhabiri böyle bir soru soramaz.

        Çünkü ortada bir soru yok.

        Ortada bir partilinin serzenişi var.

        AA muhabiri, AK Parti toplantısına partili olarak katılıp bu soruyu sorabilir.

        Ama bir muhabir, FETÖ'cü veya değil, fikren hangi partiye yakın olursa olsun, soru adı altında partililiğini sergileyemez, partili gibi partiden hesap soramaz.

        “İçişleri Bakanı istifa edecek mi?” diyebilir.

        “Hükümetin Sedat Peker’in iddiaları karşısındaki sessizliğinin nedeni nedir?” diyebilir.

        “Sedat Peker’in iddiaları karşısında ne düşünüyorsunuz?” diyebilir.

        “Bu iddiaların ilgili kişilerin istifasını gerektirdiği kanaatinde misiniz?” bile diyebilir.

        Ama “Bu durumdan utanıyorum, çoluk çocuğumun yüzüne bakamıyorum, partimiz” falan diyemez.

        Ama siz devletin kurumlarını çiftliğe çevirirseniz, işini layıkıyla yapmayı değil partili olmayı öncelikli hale getirirseniz, muhabirlere tetikçi gibi davranmayı öğretirseniz olacağı budur.

        AK Parti bu muhabirden muzdariptir.

        Ama AK Parti bunlara müstahaktır.

        Bu olayda beni üzen ise babanın açıklamasıdır.

        Bir evlat için en üzücü olabilecek durum babası tarafından satılmaktır.

        Ve sorulmayan soru

        Ve sorulmayan soru
        0:00 / 0:00

        Medyanın hal-i pür melali dolayısıyla soru olmayan sorular sorulur, sorulması gereken sorular ise sorulmaz hale gelmiş durumda.

        Sorulmayan ya da sorulamayan sorulardan biri ise şu:

        Sedat Peker, çok açık biçimde geçmişte işlediği bir suçu itiraf etti ve Hürriyet gazetesi baskınını, AK Partili bir milletvekilinin talebi üzerine kendisinin organize ettiğini ve Hürriyet’i basanların kendi adamları olduğunu açıkladı. Ancak basılan Hürriyet gazetesi dahi Sedat Peker’den gazetenin basılmasını isteyen milletvekilinin kim olduğunu sormadı. Hadi Hürriyet gazetesi artık gazete bile değil ve soramıyor diyelim. AK Parti’den tek bir kişi bile çıkıp “Partimizden herhangi bir milletvekilinin böyle bir baskın için bir organize suç örgütünden yardım istemesi söz konusu bile olamaz. Bu çirkin iddiayı ortaya atanlarla yargı önünde hesaplaşırız” demedi.

        Diyemedi.

        Niye acaba?

        Gazeteninki korkudan, anlıyoruz.

        Peki diğeri neden!

        Hadi Özışık’ın başına gelenlerden mi?

        Dün bugün

        Dün bugün
        0:00 / 0:00

        Hepiniz oradaydınız diye bir laf var ya son yılların modası.

        Vallahi yerinde bir laf.

        Şimdi moda Hadi Özışık’a sallamak ve saldırmak.

        Yahu düne kadar iktidar partisinin ve milliyetçi ve muhafazakar siyasetçilerin en sevdiklerinden biri değil miydi aynı Hadi!

        Hadi aynı Hadi.

        Kardeşi aynı Süleyman.

        Sedat Peker ile yakınlığından ötürü TGC bile atmış Özışık’ı.

        Gülsem mi ağlasam mı!

        Yahu bundan 20-25 sene önce falandı herhalde.

        Ben o zaman Doğan Grubu'nda, Hürriyet gazetesinde yazıyorum.

        Grubun gazetelerinden Hafta Sonu gazetesinde bir haber.

        Sedat Peker bir davette Hürriyet’in magazin müdürü ve Hafta Sonu gazetesinin yayın yönetmeni ile birlikte oturmuş.

        Fotoğrafın altında “Yayın yönetmeniz U.G, hayırsever işadamı Sedat Peker ile birlikte.”

        Delirdim.

        Oturup ağır bir yazı yazdım.

        “Ne işadamı, hangi hayırsever” diye.

        Kıyameti kopardım.

        Sonunda grubun etik kurulu toplandı ve sonunda ilgili yayın yönetmeni ve yardımcısı istifa etti.

        Ve o zaman Türk medyasında bazıları bana saldırdılar.

        “30 yıllık gazeteciyi istifa etmek zorunda bıraktığım için.”

        O yüzen siz bakmayın bunlara.

        Hikayedir bunlar…

        Etikleri bile konjonktüreldir!

        Seni gidi kulisçi seni

        Seni gidi kulisçi seni
        0:00 / 0:00

        Memlekette siyasi kulis yazarı kalmadığı için, kulis denilince benim aklıma sadece ve sadece Atlas sinemasının girişindeki Kulis Bar ve toprağı bol olsun Corç geliyor ama hala birileri kendine kulis yazarı deme cüretini gösterebiliyor, sanki izinsiz gerçek bir kulis yazabiliyormuşçasına.

        Bunlardan biri de, Amiral kayığının "kulis" yazarı ve bu kez HDP ile ilgili bir şeyler yazmış.

        Böyle bir şey yok diyen HDP’lilere de “Kulis bilgisi bu” yanıtı vermiş.

        Güldüm.

        Bu arkadaş AK Partilidir biliyorsunuz.

        Bunu ilan ettiği için söylüyorum, kanaat olarak değil.

        Zaten ekmeğini de AK Parti’den kulis bilgiler vererek kazanır.

        Şimdi de HDP’den kulis bilgileri vermeye başlamış.

        İçinde olduğu AK Parti’den verdiği kulis bilgileri bile bugüne kadar doğru çıkmayan birinin, uzunca bir süredir AK Parti ile bir yakınlığı kalmayan HDP içinden verdiği kulisin ne kadar doğru olabileceğini sizin izanınıza bırakıyorum.

        Ama en azından HDP’ye verdiği yanıttı.

        Bu bir kulis bilgisi, AK Parti kulislerinde sizinle ilgili böyle konuşuluyor deseydi daha makul bir savunma yapmış olurdu.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Bir ülkeyi mahvetmiş nesiller, gençlere akıl vermediği zaman.

        İş akdi

        İş akdi
        0:00 / 0:00

        Anadolu Ajansı, iki bakana soru adı altında AK Partili olarak hesap soran muhabirin iş akdini feshetmiş.

        Doğru bir karar.

        Böyle bir muhabir ile çalışmak ben de istemem.

        Yaptığı iş gazetecilik değil.

        Ancak merakım şu.

        Aynı muhabir, aynı tavır ile benzer bir soruyu muhalefet partilerinden birinin liderine sorsaydı, yine iş akdini fesh eder miydiniz?

        Yoksa prim le taltif mi ederdiniz!

        Diğer Yazılar