Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son günlerde çenesi düşen Ethem Sancak tam AK Parti’den atılacaktı ki, istifa etti.

        AK Parti’de sağlam bir taş daha düştü.

        Banan sorarsanız çok uzağa gitmez.

        Yakınlarda dolaşır ve bir süre sonra da çıkacak aftan yararlanıp geri döner.

        Çünkü hem eski bir Maocu olarak her türlü darbeye mukavimdir.

        Hem de iktidara hizmeti büyüktür.

        Sıkı hamaldır.

        Geçmişte çok şey taşıdı.

        Yeri geldi medyayı taşıdı.

        Yeri geldi sanayi şirketlerini omuzlayıp taşıdı.

        Yeri geldi tank bile taşıdı sırtında.

        Siirtli’dir ama eski İstanbul Hali’nin Pötürgeli hamallarını aratmaz.

        Ne emanet edersen taşır sırtında.

        O yüzden de iktidara yakın kalemler, “Düştü vuralım”a hemen başlamasınlar.

        Dün başlarına taç ettikleri adamı hemen harcamasınlar.

        Bakarsın yarın öbür gün Hürriyet’in künyesinin tepesinde adı yazar.

        Sonra bu yazıları ne yapacağım diye tırım tırım dönersiniz.

        Herkes de Demirören ailesi kadar hoşgörülü olmayabilir.

        Zam zamın mayasıdır

        Zam zamın mayasıdır
        0:00 / 0:00

        Zam yapanlar, fiyat arttıranlar takip edilecekmiş.

        Bunlara göz açtırılmayacakmış!

        İktidarımız öyle diyor.

        Peki baş üstüne, kimse zam yapmasın.

        İyi de mesela doğalgaza kim zam yaptı!

        Ben mi, TÜSİAD mı, cehape mi!

        Kim!

        Kim olduğunu bilmediğimiz birileri doğalgaza ve ona bağlı tüm enerji türlerine zammı yapacak ama o doğalgazı kullanıp üretim yapan, hiçbir şeye zam yapmayacak!

        Varsa böyle bir dünya ben de orada yaşamak isterim.

        Doğalgazdaki ya da enerjideki fiyat artışı bu kadar da belirleyici olur mu diye sormayın, okuyun.

        Diyelim ki, sanayicisiniz.

        Üretim yapmak için, ayda 10 milyon TL’lik doğalgaz kullanıyorsunuz.

        Birkaç gün önce olduğu gibi, doğalgaza yüzde 50 zam geldiği anda yandınız.

        Bu sizin aylık enerji giderinizi, 10 milyondan, 15 milyona çıkarır.

        İşletme sermayenize aylık 5 milyon daha eklemeniz gerekir.

        Satışlarınız mutlaka vadelidir.

        Türkiye şartlarına göre en az üç, belki 4 ay vadeli.

        Bu durumda işletme sermayesi gereği 20 milyon TL artar.

        Bunu banka kredisi ile sağlarsınız.

        Faizler gerçekte arttığı için, en iyi ihtimalle yüzde 40 faizle kredi alırsınız.

        Bunun size aylık maliyeti 700 bin TL civarında olur.

        Artık elektrik zammı sizin için yüzde 50 değil yüzde 60 olmuştur.

        Bu arada kredi yükünüz artmış, teminatlarınızın kredi yükünüze oranı düşmüştür.

        Bundan böyle kullanacağınız her türlü kredinin maliyeti de artacaktır.

        Kredi maliyeti arttıkça hammadde maliyetiniz de artacaktır.

        Buna bağlı olarak özellikle ihracatçı bir sektörde iseniz rekabet gücünüz azalacaktır.

        İç pazara yönelik üretim yapıyorsanız, fiyat arttırmanız kaçınılmaz hale gelecektir. Buna bir de TL’nin değer kaybının yarattığı sermaye azalması da eklenince, zamlar kaçınılmaz hale gelecektir.

        O yüzden kimse ”Kardeşim üretimde enerjinin payı ne?” demesin.

        Devlet zam yaparken özel sektörün zam yapmasını engelleyemez.

        Engellemek isterse yapılacak şey basittir.

        Yeniden devletçi düzene dönersiniz.

        Dün satıp parasını çarçur ettiğiniz ne varsa geri alırsınız.

        Tüm KİT’leri yeniden kurarsınız.

        Bunların edeceği zararı “görev zararı” diye Hazine’den ödersiniz.

        Ama bilin ki, bu bile kurtarmaz.

        Dünyayı gezmek çok iyi fikir

        Dünyayı gezmek çok iyi fikir
        0:00 / 0:00

        Son zamanlarda en beğendiğim tavsiyelerden biri oldu, gençlere “Bol bol seyahat edin. Türkiye’yi gezin ama özellikle diğer ülkeleri gezin” tavsiyesi.

        Çok doğru.

        Gezmek lazım, görmek lazım.

        Hem memleketimizi hem dünyayı.

        Bunu gençken yapmak ise çok ama çok önemli.

        Ufkunuz açılıyor.

        İlber Hocamız da bunu söylüyor zaten.

        Dünyayı gördükçe, gerçekleri daha iyi anlıyorsunuz.

        Kendinizi ne dev ne de cüce aynasında görüyorsunuz.

        Başka kültürlerle tanışıp, cahillerin yalanlarına inanmaktan daha çabuk vazgeçiyorsunuz.

        Bu yüzden gezmek lazım.

        Dediğim gibi özellikle de gençken.

        Peki kolay mı!

        Hadi bir hesap yapalım.

        Yakından, Avrupa’dan başlamakta fayda var.

        Çünkü uzaklar için uçak şart.

        THY ile gitseniz konforlu, rahat, iyi ama pahalı.

        Diğer havayolları daha iyi fiyatlı ama onlarla vakit kaybı büyük.

        Avrupa’ya ise trenle gezmek gençler için hem en kolayı hem en keyiflisi.

        İnterrail ise büyük kolaylık.

        Eski Akbil’in hadi Akbil demeyelim yolsuzluk falan hatırlatır, İstanbulkart’ın benzeri diyelim.

        Mesela iki aylık alıyorsunuz, iki ay boyunca Avrupa’da trenle istediğiniz yere gidiyorsunuz. Ödediğiniz paraya göre 10 gün ya da sınırsız bir şekilde tren kullanma hakkınız oluyor.

        2 ayın 10 gününü yolda geçirip, 50 gününü kentleri gezmeye ayırdınız diyelim.

        Böyle bir interrail biletinin fiyatı 310 avro.

        Yani 5 bin TL.

        Yolu hallettik.

        Gittiğiniz yerlerde bir yerde yatmanız lazım.

        Gençler için her ülkede, her kentte şahane hosteller var.

        Geceliği 10 avro civarı.

        10 gün trende yattınız, kaldı 50 gün.

        10 avrodan 500 avro.

        Yani o da etti mi yuvarlak hesap 8 bin TL daha.

        Kaldı yemek içmek.

        Her sabah bir dilim kek yiyip, 1 kahve içseniz 5 avro. Hadi o pahalı geldi. Bir kruvasan, 1 kahve ya da çay, 4 avro.

        Öğlen hamburger yeseniz, kola içseniz 10 avro.

        Pizza ya da makarna yeseniz, yanında meşrubatı ile 15 avro.

        Suyu çeşmeden içseniz beleş.

        Günde iki öğünle idare etseniz günlük iaşe bedeliniz en azından ortalama 12 avro.

        Keyfim yerine gelsin bir de bira içeyim deseniz 20.

        Umarım sigara içmiyorsunuzdur, çünkü günde bir paket de sigara içseniz 5 avro daha ekleyeceksiniz.

        Günlük 12 avrodan 60 gün yeme içme 720 avro eder mi!

        O da 11 bin 500 TL.

        Gittiğiniz yerde garda bekleyecek haliniz yok.

        Biraz kenti gezseniz. Metro otobüs parası nerden baksan 8-10 avro.

        Bir müze, bir konser görmeyeceksen ne geldin oralara.

        Günlük ortalama 10 avro da ona yaz.

        Yerel ulaşım, müze konser toplamı günlük 18 avro.

        Trende geçen 10 günü sayma. 50 gün 900 avro eder.

        Ona da bir 15 bin TL yaz.

        2 ay trenle Avrupa’yı gezdin, kıt kanaat yedin içtin.

        İçki ve sigara içmedin.

        31 bin 500 TL ile işi bitirdin.

        Daha ne istiyorsun.

        “Babamın maaşı kaç lira sen biliyor musun?” mu diyorsunuz şimdi bana.

        Soru doğru, haklısınız da adres yanlış.

        Yakışmadı

        Yakışmadı
        0:00 / 0:00

        Çiğdem Toker sevdiğim bir meslektaşımdır.

        İyi bir gazetecidir.

        Habertürk’ü ilk kurduğumuz dönemde Ankara temsilcimiz olmasını istemiştim, kırmamıştı.

        O kadar güvenirim.

        Yanlış haber yapmamış mıdır!

        Yapar.

        Hepimiz gibi, her gazeteci gibi zaman zaman yanıldığı ya da yanıltıldığı olmuştur Toker’in de.

        Hangi gazetecinin olmaz ki!

        Yeter ki bile bile, birilerine hizmet için yalan yazmasın.

        Çiğdem Toker’in T3 Vakfı ile ilgili yazdığı bir haber, ortaya attığı bir iddia yanlış çıkmış.

        Mahkeme de bu yanlış haberden ötürü, Toker’i tazminata mahkum etmiş.

        Olabilir.

        Bugüne kadar hep beyefendi tavrıyla tanıdığımız, yaptığı işlere siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin saygı duyduğu, hemen herkesin desteklediği Selçuk Bayraktar da yönetimde olduğu vakfın yargıda elde ettiği bu kazanımdan sonra Çiğdem Toker için çok ağır bir mesaj yayınlamış.

        30 küsur yıllık gazeteci için “Gazeteci müsveddesi” demiş.

        Elbette eleştirebilir, elbette kızabilir, elbette haksızlığa uğradığına inandığı için isyan edebilir.

        Ama “müsvedde”lik Çiğdem Toker’e yakışmaz.

        Böyle bir hitap da düne kadar takdirle izlediğimiz Selçuk Bayraktar’a...

        İsimsiz rapor dedikodu bile sayılmaz

        İsimsiz rapor dedikodu bile sayılmaz
        0:00 / 0:00

        Galatasaray’da Burak Elmas yönetiminin devrilmesine bahane olan yönetim kurulu üyesi Işıtan Gün, Başkan Elmas için hazırladığı gizli bir transfer raporunu birkaç gün önce kamuoyu ile paylaştı.

        Rapor çok ağır ithamlar içermesine rağmen, medyada pek az Galatasaray camiasında ise hiç yankı uyandırmadı.

        Görmezden geldiler.

        Üzerinde birkaç dakika konuşup geçtiler.

        Bana göre çok önemli bir rapor olabilirdi.

        Fakat bir eksiği var.

        En önemli unsuru eksik.

        Rapordaki isimler silinmiş.

        Birileri Galatasaray'ı soymuş.

        Birileri menajerler üzerinden büyük paralar götürmüş.

        Rapor bunu iddia ediyor.

        Ama götürenlerin isimleri yok.

        Bence bu rapor, isimlerin üzeri açılarak yeniden yayınlanmalı.

        Çünkü bana göre tüm kulüpler soyuluyor.

        Galatasaray bu soygunu açıklayan ilk kulüp olmalı.

        NOT: Avukat Rezan Epözdemir aradı. Dursun Özbek'in listesinde yer almasının söz konusu olmadığını ama Özbek'in aday olması halinde kendisini destekleyeceğini, Ali Yüce gibi önemli isimlerin de Özbek'in yanında yer alacağını söyledi.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Herkesin sahtekar olduğu bir yerde dürüstlüğün en büyük hile olduğunu unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar