Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Nevşin Mengü, iktidarın en küçük ortağı Doğu Perinçek'in TOGG'un lansman töreninde sahneye çıkıp ellerini açarak dua ettiği fotoğrafın altında "Doğu Perinçek'e bunu eden hayat sana bana ne etmez" diye yazmış.

        Perinçek de hemen Atatürk'ün dua eden bir fotoğrafı ile yanıt vermiş.

        Aslında hayat Nevşin Mengü'ye de neler etti galiba hatırlayan yok.

        Mengü birkaç yıl önce, (evet AK Parti iktidarında) TRT'nin Tahran Bürosu'na atanmıştı.

        Tahran'da TRT'yi temsil ediyordu.

        Ve Tahran'dan başı örtülü bir şekilde haber geçiyordu.

        Hatta o sıralarda "Dışarıda değil ofistesin. Başını kapamak zorunda değilsin" eleştirileri bile yapılmıştı kendisine.

        Yani hayat herkese bir şeyler yapabiliyor.

        Ama zannederim Perinçek'in fotoğrafında Mengü'nün eleştirdiği Doğu Bey'in yıllarca en sert şekilde eleştirdiği MHP'nin lideri ile yan yana sahnede olması olsa gerek.

        Perinçek açısından elbette ki tutarsızlık ama yine de geçmişte olduğu gibi Öcalan ile aynı sahneyi paylaşmasından iyidir.

        20 yıla bakıp yüzyılı tahmin etmek

        20 yıla bakıp yüzyılı tahmin etmek
        0:00 / 0:00

        İktidarın büyük ortağı olan AK Parti “Türkiye Yüzyılı” adı altında bir “tanıtım toplantısı” yaptı.

        Toplantının bir bölümünü televizyondan izlemeye çalıştım.

        Sıkıldım. Kapattım.

        Daha sonra toplantı ile ilgili yazılanlara göz attım.

        İlk intibam şu oldu: AK Parti hayal gücünü kaybetmiş.

        Kim bilir belki de, Erol Olçok’un yokluğundan. Kanal İstanbul hikayesini nasıl şapkadan tavşan çıkarır gibi çıkardığını bilenler bilir.

        Türkiye’nin Yüzyılı toplantısında Erol Olçok olmayınca, çantadan tavşan da çıkamadı haliyle.

        Zaten Türkiye’nin Yüzyılı için yapılan logo da, CHP’nin bir süredir kullandığı sol yanı çizgili logoyu fazlasıyla andırıyordu.

        Bildik öyküler anlatıldı.

        Savunma sanayi, tayyareler, İHA'lar, SİHA'lar, TOGG.

        Oysa yüzyıl çok uzun bir süre.

        Geçen yüzyıldaki gelişmelere bakın, bu yüzyılın ilk 20 yılında nelerin nasıl değiştiğine bakın.

        Keşke bir iki fütürist bulup konuşsalardı.

        Daha fazlasını anlatırlardı kendilerine.

        Tabii belki de, fazla hayal kurmamak da önemli.

        Çünkü Türkiye’nin yüzyılını anlatacakları toplantıyı izlemeye başlamadan önce AK Parti’nin 2023 Vizyonuna bir göz atmış idim.

        İktidar partisi, 2023’te yani 3 ay sonra nasıl bir Türkiye’de olacağımızı anlatmıştı iktidarının ilk yıllarında.

        Yalan olan AB üyeliğinden, özgürlüklerden, hukuk devletinden falan bahsetmeyeceğim.

        Elle tutulur somut şeyleri hatırlatacağım.

        AK Parti 2023 yılında Türkiye’nin 2 trilyon dolarlık bir gayrı safi milli hasılası olacağını söylemişti bize.

        2021 yılında GSYH 806 milyar dolardı. Baskılanmış kurlara rağmen bu yıl yaklaşık 690 milyar dolar olacak.

        İktidar partisinin hedefi 2023 yılında Türkiye’yi dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına sokmaktı. Ama 18’incilikten 23'üncülüğe düşürdü.

        Kişi başı gelirde AK Parti’nin 2023 hedefi 25 bin dolardı. 2013’te 12 bin dolara kadar çıkan kişi başı gelir, sonrasında hızla aşağı doğru yuvarlandı ve 2022’ye geldiğimizde gerçekleşirse iyi ihtimalle 8 bin dolar civarı olacak. O da Türkiye’deki 8 milyon sığınmacıyı hesaba katmaz. Onların ekonomideki aktivitesini yok sayarsak.

        2023 vizyonunda ihracat hedefi 500 milyar dolardı. 2022’de yaklaşık 260 milyar dolar ihracat yapacağız gibi görünüyor. Çin’in Covid nedeniyle yaşadığı sorunların ve Rusya-Ukrayna savaşının ihracatımızı pozitif etkisi ile burada hedeften sapma oranı yüzde 50.

        AK Parti’nin 2023 yılı işsizlik hedefi ise yüzde 5 idi. Bugün gerçek işsizliği tam olarak bilmemekle birlikte TÜİK’e göre bile yüzde 11. Genç işsizliği ise erkeklerde yüzde 16,3, kadınlarda yüzde 27,9.

        Ve tüm bunlar olurken Türkiye’nin toplam dış borcu 2002 yılında 130 milyar dolar civarında iken bugün 444 milyar dolara yükseldi ve yine aynı zaman diliminde başta Türk Telekom olmak üzere neredeyse tüm Kamu İktisadi Teşekkülleri, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilip parasının da Hazine’ye girdiğini söylemiyorum bile.

        O yüzden tutturma oranına bakınca belki de hayal kurmamaları daha iyi bile olmuş olabilir.

        TOGG'un içi şahane ama renkleri renksiz

        TOGG'un içi şahane ama renkleri renksiz
        0:00 / 0:00

        Dün TOGG da banttan indi.

        Hayırlı olsun.

        Dış dizaynı şimdiden biraz eskimiş olmakla birlikte, içine baktığınız zaman gerçekten çağı yakalamış bir görüntü veriyor.

        Açıklanan kullanım özellikleri ve sürekli çevrimiçi bir araç olacak olması, şu anda dünyadaki gelişmiş örneklerden biri yapıyor TOGG’u.

        Ancak törene katılan gazetecilerin büyük bölümü otomobili övmekten ağızları yamulttular, bazı basit soruları sormadılar, soramadılar.

        Biliyorsunuz BTK, çevrimiçi otomobillerin tüm bilgilerinin BTK ile paylaşılması koşulunu getirmişti ve bu koşul varken hiçbir otomotiv firması Türkiye’deki araçlarını online halde tutamaz. Buna TOGG da dahil. BTK bu saçma kararını değiştirdi mi öğrenemedik.

        Eğer değiştirmez ise TOGG’un bahsedilen pek çok özelliği kullanılamaz halde olur.

        Zaten uzunca bir zamandır sergilenen TOGG’un Sedan modeli de bir kez daha gösterildi. Buna ek olarak da bir coupe model olduğu söylendi. Ancak fotoğraflardan gördüğüm kadarı ile o da 4 kapılı. Gerçek coupe tanımına pek uymuyor. 2 de sürpriz model varmış.

        Otomobilin içindeki ekranları görünce biraz hayıflanmadım değil.

        Yıllar önce Vestel’in patronu Ahmet Nazif Zorlu, hükümete yalvarmıştı. “Türkiye çok televizyon ihraç ediyor. Gelecekte her yerde led ekran olacak. Devlet 2 milyar dolar katkı sağlasın, bizim gibi, Koç gibi beyaz eşya sanayicileri de biraraya gelsin hepimiz ortak bir led ekran fabrikası kuralım. Ekranları Güney Kore’den almak zorunda kalmayalım” diye.

        O sıralarda Türkiye’yi beton ile kalkındırmak isteyen iktidar, bu teklife kulak tıkamıştı.

        TOGG’un içindeki ekranları görünce aklıma Zorlu’nun bu teklifi geldi.

        Bugün TOGG’un dashboardunu boydan boya kaplayan ekranlar da yerli malı olabilirdi.

        TOGG’un açıkladığı renkleri de biraz "renksiz” bulduğumu söylemeliyim.

        Dünyada otomobil renkleri çok farklılaşmaya başladı.

        Cart maviler, kavuniçiler, fıstık yeşilleri, mat griler, mat siyahlar, iki renkli, iki tonlu boyalar çok tercih edilir oldu. En tutucu markalar bile bu renkleri kullanmaya başladı.

        Keşke TOGG’da da böyle seçenekler olsa idi.

        En azından Türkiye’nin otomobili dediğiniz bir otomobile bir “turkuaz” seçeneği konsa idi.

        Niyeyse yapmamışlar.

        5 babayiğiti de törende önlerde göremedik.

        Ön sırayı siyaset kapamıştı.

        Otomobilin nasıl pazarlanıp, servis sorununun nasıl halledileceğini sormak isterdim.

        Ama anladığım kadarı ile deneyim merkezlerinde pazarlanacak.

        Arıza yapar ise AK Parti il ve ilçe başkanlıklarında tamir ettireceksiniz.

        NOT: Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan da TOGG yönetimini uyarmış ve Karadeniz yeşili eklenmesini istemiş. Haklı. Karadeniz yeşili yetmez ama evet.

        Yusuf Yusuf Coşkun

        Yusuf Yusuf Coşkun
        0:00 / 0:00

        Birileri "Korkmadan yaşasın Cumhuriyet yaşasın Atatürk diye haykıralım" demiş.

        Şaşırdım.

        Biz yıllardır zerre korkmadan zaten bunu söyleyip duruyoruz.

        Ortada korkacak bir şey de göremiyoruz.

        Siz neden korkuyorsunuz?

        Bizim bilmediğimiz, görmediğimiz ama sizin ödünüzü patlatan bir şey mi var!

        O korkulacak, korktuğunuz şey her ne ise söyleyin de biz de bilelim.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Tok açın halinden anlamaya çalıştığı zaman.

        Diğer Yazılar