Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası son toplantısında politika faizini 2 tam puan indirerek %12’ye çekti. Böylelikle, Banka’nın son 4 toplantısında faiz 12 tam puan / 1.200 baz puan inmiş oldu.

        Bloomberg HT anketine katılan ekonomistlere göre indirim büyüklüğü 150 baz puan olacaktı. Son 4 ankete göre piyasa katılımcıları TCMB’den 775 baz puan faiz indirimi beklerken Banka 12 puanlık indirim yaptı. Aradaki 425 baz puanlık tahmin boşluğunu konuşmak gerekiyor.

        *

        TCMB 2 toplantı önce karar metnine mealen, yapılan sert faiz indirimlerinin devam etmeyeceği yönünde cümleler eklemişti. Piyasa da buraya bakarak tahminlerini yapmıştı. Ardından Başkan Uysal reel sektör buluşmalarında faiz indirimlerinin önden yüklemeli olduğunu açıklamış ve piyasayı önceki Para Politikası Kurulu tutanakları ile birlikte ‘sözlü olarak yönlendirmişti’.

        Devamında çok daha sert faiz indirimleri geldi.

        Öyleyse, sonraki adımı nasıl bileceğiz? Bilmek önemli. Çünkü beklenti kanalı artık para politikasının belki de en önemli aracı. Seveni ve sevmeyeni çok ancak geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan efsanevi merkez bankacı Volcker’in yaptığı en önemli iş beklentileri yönetmek olmuştu.

        Nasıl beklenti oluşturacağız?

        2 yol görünüyor.

        Biri, hızlıca siyasi olarak yorumlayanların yolu. Teknik analiz gibi. Dünyaya, gelişen ülkelere, makro verilere, enflasyona ve finansal risklere aldırmıyor. Son değişiklikten sonra hedef tek hane. Buna en hızlı ve en kolay nasıl ulaşılırsa öyle oku, geç diyor.

        Bu şekilde okuyanların tahminlerinde konforlu olduklarını görüyorum. Her türlü sonucu bekliyorlar. Herhalde piyasa da böyle okuyor olmalı ki TL üstünde bir baskı görmüyoruz ve faizler de TCMB kararlarına paralel olarak iniyor. Banka anketlerine yanıt veren katılımcılar da enflasyon hedeflerini paylaşıyorlar.

        Ancak başka bir yorum daha var. Bu çerçevede kalmanın faydası daha fazla ancak beraberinde ıstırap da getiriyor; paylaşayım.

        *

        Banka 2 toplantı öncesine kadar yıl sonu TÜFE’yi %14 tahmin ediyordu. Diğer yandan, son toplantı metnine göre enflasyonun artık 2019’u kendi tahmin bandının altında kapatacağı yönünde bir tahmin paylaşıldı. Yani %11,2.

        Enflasyon görünümü iyileştikçe Banka da faizleri aşağı doğru sürüyor.

        Ben bu açıklamayı satın alıyorum. Alıyorum almasına ama işte burada birkaç problemi çözmemiz gerekiyor.

        Öncelikle, Merkez kendi politikasını temkinli olarak yorumluyor ve bundan sonra da bu politikayı koruyacağını söylüyor. Oysa 4 toplantıda faiz 12 puan indi ve şu an 2019 rekoru bizde. Faiz yarıya indi.

        Şu ana kadar faiz seviyesi enflasyon ile büyük ölçüde uyumlu diyerek sert faiz indirimlerine devam ettik. Bunu son toplantıda sadece uyumlu kelimesi ile değiştirip şahinleşen MB işte bu yüzden pek ikna edici olamadı. Üstelik piyasa yapıcı bankalar politika faizi – 1 = %11 ile para alıyorlar. Yani yıl sonunda beklenen en düşük enflasyon oranının da altında. Belki farklı şekillerde anlatılabilir ancak ‘temkinli’ belki de doğru kelime değil.

        Başka bir yoldan gidelim. MB olması gereken reel faize göre hareket ettiğini söylüyor. Bu da diğer gelişen ülkelerdeki enflasyondan politika faizlerini çıkararak bulunuyor. Üstüne bir de CDS farkını koyuyoruz. Yani kimin riski fazlası ise onun bir miktar daha fazla ödemesi gerekiyor.

        Şekilde dünyanın farklı yerlerinden seçilmiş ortalama reel faiz manzaraları ve risk primi verilerini derledim. Tablo açık. Türkiye ortalama bir gelişen ülkeye göre 1 puandan fazla riskli ancak neredeyse 1,5 puan kadar fazla reel faiz ödüyor. Demek ki bir parça daha faiz indirecek yerimiz kalmış. Seçili gelişen ülkeleri aldığımızda yerimizin daha da dar olduğunu bir kez daha görüyoruz.

        Sonuç olarak, iyi niyetle ve enflasyona bakarak tahmin yapmaya devam ediyoruz. Ancak geriye dönük yüksek çift hanede enflasyon yemiş ve birkaç kez finansal krizin eşiğinden dalgalı kur mekanizmasında yüksek devalüasyona maruz kalmış bir milletin evladı olarak çekincelerim var ve beklenti kanalı vatandaş nezdinde ne kadar çalışacak emin olamıyorum.

        Sanırım artık gerçekten temkinli olmamız gereken bir döneme girmiş olabiliriz.

        Diğer Yazılar