Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Covid19 salgını çıkmadan 2020 gündemi nasıldı?

        Ticaret savaşları, Brexit sonrası İngiltere ve Avrupa, ABD’de seçim ve gelişen ülkelerin daha fazla katkıda bulundukları bir küresel büyüme tablosu.

        Hepsinin içinde aktığı yatak ise küreselleşme karşıtı, korumacı bir dünya vizyonu. Doğrunun imal edildiği ve yeterli sayıda insanın inanması sağlandıktan sonra ‘gerçek doğru’ haline geldiği dünya.

        Gerçeklerin imal edilebilmesi ve yeni normlar haline gelebilmeleri için birkaç şey gerekiyor. Bunları imal edecek makinenin dümeninde bir kaptan, bir siyasetçi. Kurumsal denetimden kaçabilmek için bir rota. Denetimi yapacak kurumların zayıflatılması. Tüm bu eylemlerin müsebbibi olacak bir düşman.

        Çin ve onun işgal ettiği konular kümesi yukarıda saydığım her şeyi tek başına karşılıyor.

        Kaptan Trump, ticaret savaşları, Dünya Ticaret Örgütü’nü devamlı baskı altına almak ve Çin. Yukarıdaki boş bırakılan yerlere yazılabilir.

        Çin’in başına gelenler sadece Trump’tan kaynaklanmıyor aslında. İlk de değil.

        1980’lerin ihracat şampiyonu Japonya’sı 40 yıl önceden bize sesleniyor. Aynı şarkıyı söylüyor: ABD teknolojik üstünlüğü kaptırmak istemiyor.

        REKLAM

        80’lerin Japonya'sı, küresel ihracattaki payını kısa sürede katlıyordu. Milli gelirde ABD’nin ardından dünyanın en büyüğü olmuştu bile. Reagan göreve gelir gelmez tüm kötülükleri Japonlardan bilen açıklamalar yapıyor ve onları ‘şeytanlaştırıyordu’. ABD’nin dış ticaret açığının %42’si Japonlara veriliyordu.

        Savaş kazanıldı. 20-30 yıl içinde ülkenin dünya ihracatından aldığı pay üçte birine indi...

        Japonya’nın, ABD’nin de dirsek hamlelerinin de etkisi ile global oyunculuktan emekli olmasının ardından sahneye Çin çıkıyordu.

        Başkan Trump’ın aynen Reagan gibi Çin’e karşı ticaret savaşları kanalı ile adeta ‘girişmesi’ 80’lerin kopyası gibi. Bugün ABD, verdiği ticaret açığının kabaca yarısını Çin’e karşı veriyor. Hoş, arz zincirleri sebebiyle büyük ihtimalle açık çok daha küçük. Yani Çin’e ait olmayan ürünlerin orada montajlanıp ABD’ye girmesi sebebi ile açık olduğundan büyük görünüyor.

        OECD bu şekilde yapılan ticaretin büyüklüğünü toplam açığını %35-40’ı gibi tahmin ediyor ki bugünün Çin’i aslında 80’lerin Japonya’sı yanında çok daha masum kalıyor. Ancak fark etmeyecek. ABD her yolu deneyecek.

        Şimdilerde ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Başkan Trump gibi önemli figürlerin ‘virüs Wuhan’da bir laboratuvarda üretildi’ salvoları boşa değil. ABD’ye göre pandemi bitti. Şimdi yeniden, herkes ne yapıyorduysa o noktaya geri döndük. Ticaret savaşları geri dönülemez. Henüz yeni başladı. Pandeminin etkileri madem ki zayıflıyor.

        Öyleyse yüklenmeye devam. 80’lermiş gibi...

        Diğer Yazılar