Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        TCMB Başkanı Naci Ağbal, kendinden önceki iki başkan gibi görevden alındı. Sonrasında büyük bir yük omzundan kalkmış olacak ki ‘görevden alındığı için şükran duyduğunu’ belirten bir tweet attı.

        Böylelikle Uysal ve Çetinkaya gibi Ağbal da görev süresi dolmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevinden azledildi.

        Ağbal, göreve geldiğinde kur 8.50’yi aşmış ve ülkemizin risk primi 550 baz puan civarında geziyordu. Enflasyon beklentilerinde bozulma vardı. Hazine ve Maliye Bakanı Elvan ile birlikte göreve gelen Başkan enflasyonu yüzde 5 hedefine yaklaştıracak politikalar uygulayacağı sözünü vermişti. Piyasada ise faiz artışlarının onayının Külliye’den geçtiği, bu sebeple sözün bir anlamı olmadığı yönünde fikir birliği vardı.

        Bu arada rezervler çeşitli sebeplerle erimiş ve olması gereken seviyenin 130 milyar dolar kadar altındaydı. Bir güven bunalımı söz konusuydu. Oysa söylemlerde ekonomik olarak başka bir seviyeye terfi ettiğimizin iletişimi yapılıyor ve gerçeklerle söylem boşluğu git gide açılıyordu.

        Yeni söylem ve gerçeğe yaklaşma ile kanama durdu. Açıkça söylemek lazım ki köprüden önce son çıkıştan döndük.

        Başarının bir bölümünde Merkez Bankası’nın payı olduğunu söylemek elzemdir. ‘Talimat’ ile hareket ettiği düşünülen MB kararlı bir politika uygulayıp enflasyon beklentilerini ve piyasa davranışlarını kontrol altına aldığında bunca bölünmüş bir toplumda bile kendisine karşı derin bir saygı oluştu.

        REKLAM

        Toplumun hemen her kesiminin başarısı üstünde birleştiği bir Merkez Bankası...

        Neden başarılı bulunmadı, bilmiyorum. Oysa yılın ikinci yarısında hem enflasyon hem faizler inecekti. Piyasa faizleri ve yabancı para borçlanma faizleri çoktan inmişti!

        Görevi bu değil miydi?

        Merkez Bankaları bekçidir. İtibarlı bekçiler. Itibarı bir kez tesis ettiler mi ardından başarı gelir. Tam itibar oluşmuşken bu sermayenin harcanması tehlikeli bir deney olacak. Anlıyorum, 19 faiz olduğu için ve TL bir miktar değer kazandığı için bir ödünleşme yapılıyor. Ancak bu tip kazanımları elde etmek zor, kaybetmek kolaydır.

        Kaldı ki bugün başkan değiştirebilme lüksünü bize veren de bizatihi önceki Başkan’ın kazandığı kredi sayesindedir.

        *

        Yeni Başkan’a görevinin hayırlı ve uğurlu olmasını her vatandaş gibi dilerim.

        İşi epeyce zor olacak.

        Bir buçuk yılda gelen 4. Başkan olmak kolay değil. Para politikası kurumsal bir çaba olduğu kadar başkanların kariyerleri ve tutumları ile de ilgili. Bu bakımdan, her başkan piyasalarca denenir. Karşılıklı bir tını yakalanmaya çalışılır.

        Sık başkan değiştirince bu süreçler uzuyor ve biz zamanımızın önemli bölümünü başkanların kendilerini ifade etme süreçleri ile geçiriyoruz. Çift hanede ve düzensiz bir enflasyonu olan ülke için bu lüksten de öte. Başkan enflasyonu var adeta.

        Bu, yeni başkan için de oldukça olumsuz bir mesai başlangıcı.

        İşi zor. İşimiz zor. Allah kolaylık versin.

        İşi kabul etmiş olması yeni Başkan’ı baştan okların hedefi yapacaktır. Ben bu yolu seçmedim ve kendisinin yazar olarak yer aldığı Yeni Şafak’taki köşesindeki geriye dönük yaklaşık 150 yazısının tamamını okudum.

        Başkan, makro ekonomik gelişmelerden küresel gidişata, Doğu Akdeniz gibi jeopolitik okumalardan tarıma kadar çok konuyla ilgili. Bu geniş seçkide futbol kulüplerinin durumu, bankacılıkta son gelişmeler ve sektörel analizler de yer alıyor.

        REKLAM

        En çok merak edilen konular tahmin ediyorum ki kendisinin faiz, enflasyon ve kur gibi göstergelere yaklaşımı olsa gerek. Benim bunca makaleden aldığım tat kendisinin pagmatik olacağı yönünde.

        Örneğin, yeni Başkan Şahap Kavcıoğlu 2018 yılındaki bir makalesinde enflasyonun faizi belirleyen en önemli etken olduğunu savunmuş. Haziran 2020’deki bir yazısında da Merkez’in her zaman reel faiz ödemesi gerektiğini belirtmiş.

        Başkaca yazılarında ise faiz artışlarının Soros ekibinin isteği olduğu, reel sektörün yüksek faiz politikasına desteğinin garip olduğu gibi ifadeler var.

        Bunda sürpriz yok. Keza kendisi eski bir Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili. Yani olaylara çoğu zaman politik çerçeveden bakıyor.

        Ancak gelişmeleri oturduğu koltuğa göre yorumlayıp gereğini yerine getirecek faydacılığa bürünmesini sağlayacak teknik donanımı da pekala var.

        Önceki Başkanlar da bu özelliklere haizdi. İyi haber, yeni Başkan konulara hakim görünen ve ekonomi, finans alanlarında düşünen / okuyan biri. Kötü haber, bu özellikleri gösterecek kadar görevde kalabilmek zorlaştı. Yarın öbür gün piyasa stresi oluştuğunda itibarı nasıl tesis edeceğimizi artık kestirmek güçleşti.

        Diğer Yazılar