Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye Uzay Ajansı (TUA) kurulmasının üzerinden henüz bir yıl geçmeden yol haritasındaki hedeflerden birisini hayata geçirerek Türk dünyası uzay ajanslarını aynı çatı altında toplanmasına öncülük etti. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 1. Uzay Ajansları ve Kuruluşları Toplantısı Bakü’de yapıldı ve Azerbaycan’da tarihi bir adım atıldı.

        Uzay için ortak bir gelecek oluşturulması, insan ve maddi kaynakların sinerjiye dönüştürülmesi, yüksek maliyetli çalışmaları için geç kalınmadan strateji belirlenmesi için zamanında yapılmış bir toplantı olarak değerlendirilebilir.

        Bakü’de gerçekleşen bu toplantıya öncülük eden TUA’nın Başkanı Serdar Yıldırım’ın davetiyle ben de iştirak ettim. Toplantı için Bakü’de olduğumuz günlerde Türkiye’de Türksat 5B uzaya gönderilmişti. 1990’lı yıllarda uydu işletmeciliğiyle uzayla tanışan Türkiye, o günden bu yana uzay alanında epeyce çalışmalar yaptı.

        Mesela geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı projesiyle Roketsan’ın ilk yerli sonda roketi, uzay sınırını geçen ilk Türk aracı oldu. Geçen yıl TUA çatısı altında bir programla da uzay yol haritasını belirlenmişti. İşte bu yol haritasındaki hedeflerden birisi de kardeş ve dost ülkelerle iş birliklerinin kurulması, ortak stratejilerin geliştirilmesiydi.

        REKLAM

        Zira yakın gelecekte uzayda bir şekilde varlık gösteremeyen ülkeler, dünyadaki konumlarına başka devletlere her açıdan bağımlı olarak devam edecektir. Bu sebeple uzayın sivil ve askerî açıdan ciddi bir beka meselesi, stratejik konu olarak değerlendirilmesi gerekir.

        Günümüzde birçok devlet uzay yarışına olduğu gibi dünyanın en zengin 3 iş insanı da uzayın parlak ticari geleceği sebebiyle birbiriyle rekabet ediyor. Sivil tarafta haberleşme ve gözlem uydularıyla hayatımızın her yerinde olan uzay, yakın gelecekte uzayda üretimden, araştırmalardan, uzay madenciliğine uzanan birçok alanda karşımızda olacak.

        Bakü'de, Azerbaycan Uzay Ajansının (Azerkosmos) ev sahipliğinde düzenlenen iki toplantının sonuç bildirgesinde başta ortak küp uydu ve uzay kampları olmak üzere birçok ortak hedef tespit edildi. TDT çatısı altında ilk defa şu ana kadar hiç temas edilmeyen önemli uzay konusu gündem oldu. Bundan sonra da toplantı ve iş birliği modelleriyle gündeme gelecektir.

        Bakü’de bu toplantının yapıldığı günlerde ABD’de Eren ve Fatih Özmen çiftine ait olan Sierra Nevada Corporation’ın (SNC) yan kuruluşu Sierra Space ile Jeff Bezos’un Blue Origin firması öncülüğünde, ‘Alçak Dünya Yörüngesi’nde (LEO) yer almak üzere ticari amaçla kurulup, işletilecek bir uzay istasyonu olarak geliştirilen Orbital Reef’e NASA’nın da finansal destek vereceği açıklandı.

        Bu haber iki açıdan önemli. Birincisi; Türklerin içinde olduğu bir projenin uzayda ticari istasyon kuracak olması sebebiyle uzay teknolojileri konusunda Türk algısı oluşacak. Sağlık alanında Biontech aşısıyla Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin yaptığı katkıya uzay eklenecek. Baykar’ın Bayraktar TB2 İHA’sıyla Türkiye’nin yüksek teknoloji üreten ülke algısını da bunun üzerine eklediğimizde bambaşka bir durum ortaya çıkıyor. Yeter ki bu süreç iyi yönetilebilsin.

        İkinci husus ise Özmen çiftinin Orbital Reef projesininim bu alanda çalışacak olan ülke ve şirketlere yeni fırsatlar sunacak olması. Türk dünyası da böyle bir uzay istasyonunda ortak yer alabilir, her türlü bilimsel çalışmalar yapabilir.

        REKLAM

        Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Yıldırım’a bu konuyu sorduğumda, gelişen imkanları dikkate alarak en büyük hayallerinden birinin “Türk Dünyası Uzay İstasyonu” kurmak olduğunu söyledi. Bakü’de Azerbaycan’ın ev sahipliğindeki toplantıya TDT üyesi Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve gözlemci olarak Türkmenistan ve Macaristan’ın katılması ve sonuç bildirgesinde bu tarz detaylara yer verildiğinin altını çizeyim. Bakü’deki ilk toplantıda TDT üyeleri uzay projeleriyle ilgili sunumlar yaparak, uzay çalışmalarında bulundukları yerin tespitini yaptılar. Akabinde ortak faaliyet alanlarının belirlenmesi konusunda müzakerelerde bulunuldu. Yıldırım, Türk Devletleri Teşkilatı Başkanı ile Kasım ayında görüşerek bir ay içinde bu toplantıyı organize ettiklerini söyledi. İlgili devletler ve kuruluşları uzay konusundaki gelişmelerin farkındalar.

        TUA Başkanı Yıldırım, “Uzay konusunda kendi milletlerimizin haklarını korurken diğer taraftan bütün insanlığa hizmet etmek için uzayda güç birliği yapmamız gerekir” vurgusu yaptı. İlk toplantı işe başlama olarak ele alınırsa “Başlamak bitirmenin yarısıdır” yaklaşımıyla çok önemli bir adım atıldığı söylenebilir. Yıldırım da uzay ile ilişkilendirilmeyen hiçbir iş ve proje olmadığını belirterek, bugün uzay yatırım yapmayan ülkelerin ilerde durumlarının daha kötü olacağına özellikle dikkat çekti.

        Toplantı verimli geçti. Taraflar önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek ortak proje önerilerini de içeren toplantı raporunu kabul ettiler.

        THY 30 yıldır Bakü'ye uçuyor

        THY 30 yıldır Bakü'ye uçuyor
        0:00 / 0:00

        Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türk Hava Yolları'nın (THY) Türk dünyasında ilk tarifeli uçmaya başladığı şehirlerin başında Bakü geliyor. Dönemin THY Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Cem Kozlu’dan bu Bakü seferlerinin başlanacağında da ilk ben kamuoyuna duyurmuştum.

        Evet, dile kolay THY’nin İstanbul-Bakü arasındaki seferlerine başlamasının üzerinden tam 30 yıl geçmiş. O zaman yanılmıyorsam seferler hafta da iki defa ile başlamıştı ve bilet paralarının nakillerinde bankacılık sistemleri sebebiyle sorun yaşanıyordu. Bu durum için de Cumhurbaşkanı Turgut Özal devreye girerek seferlerin aksatılmadan yapılması talimatını verdiğini hatırlıyorum.

        Geçen hafta Bakü’de yapılan Türk Devletleri Teşkilatı 1. Uzay Ajansları ve Kuruluşları Toplantısı’na katılmak için gittiğimde bu haberi THY Bakü Müdürü Seyfullah İlyas verdi. Yaklaşık 6 yıldır Bakü’de başarıyla görev yapan İlyas, 30 yılın anısına yapılan uçak maketini hediye etti.

        THY 30 yıl önce, Mart 1991’de haftada iki seferle başladığı Azerbaycan uçuşları bugün ne alemde dersiniz? Hali hazırda İstanbul Havalimanı ile Bakü Haydar Aliyev Havalimanı arasında THY günde 3 sefer yapıyor. Üstelik bu seferlerin birisi Airbus 330 geniş gövdeli uçakla yapılıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ise günde bir seferi Anadolujet gerçekleştiriyor. Pegasus Havayolları da İzmir’den Bakü’ye haftada 4 uçuş yapıyor.

        REKLAM

        THY, Anadolujet ve Pegasus’un seferlerine karşılık olarak Azerbaycan Havayolları’nın (Azal), düşük maliyetli alt markası Buta Havayolları ve kargo havayolu Silkway Cargo sefer yapıyor.

        Azal, haftada 14 sefer İstanbul Havalimanı’na uçuş yapıyor. Buta Havayolları ise haftanın 7 günü Sabiha Gökçen Havalimanı’na, haftada 3 kez Ankara Esenboğa Havalimanı’na ve haftada 2 defa da İzmir Adnan Menderes Havalimanı sefer düzenliyor. Silkway Cargo ise İstanbul’a günlük seferler yapıyor.

        Evet, 30 yılda nereden nereye? THY açık ara Azerbaycan’a en yoğun sefer yapan ve Azerbaycan tescilli olmayan şirket durumunda. “Tek millet, iki devlet” felsefesi havada yerini bulmuş durumda…

        Aselsan havacılık elektroniğini nereye taşıyor?

        Aselsan havacılık elektroniğini nereye taşıyor?
        0:00 / 0:00

        Bu haftayı oldukça yoğun geçti. Bakü’deki uzay toplantısından sonra Ankara’da havacılık elektroniği konusunda ülkemizin elde ettiği başarıları, ulaştığı kabiliyetleri Aselsan’ın Akyurt tesislerinde görme imkânım oldu. Yarım günlük bir yüksek teknoloji turu yaptım, ama havacılık elektroniğinin kalbinin attığı Aselsan’da epeyce bir yenilenme ve moral depoladığımı söyleyebilirim. Sonrasında ise bir günlük çalıştay boyunca bilgi bombardımanı altında kaldım.

        Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) İsmail Demir başta olmak üzere sektörün tüm yetkin isimlerinin katıldığı Aselsan tarafından düzenlenen 1. Avitech’21 Aviyonik Çalıştayı’nda ilgili tüm kuruluşların sunumlarından ülkemizin ulaştığı seviyeyi görmek mümkündü. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen anısına düzenlenen ‘1.Aviyonik Çalıştayı'nda; “Türkiye’de Havacılığın Geleceği ve Milli/Yerli Aviyoniğin Rolü” ve “Aviyonikte Çok Yönlü İş Birliği Modelleri” başlıklı iki paneli yönettim.

        Fakat asıl haberi ve tartışılması gereken konuyu İsmail Demir çalıştayda açıkladı. Savunma ve havacılık sanayisindeki ana oyuncularının liderliğinde aviyonik şirketi kurulması tavsiyesinde bulundu. Son yıllarda savunma sanayindeki şirketlerde ciddi bir görev üstlenme sorunu yaşanıyor. Kabiliyeti olanlar şirketler bu hasletlerini kaybetme endişesi yaşarken, bazı şirketler ise yeniden yapılanma veya üstlendikleri işlerin tamamını kendileri yapma gayreti içine girdiğinden tartışma çıkıyor. Bakalım SSB bu meseleyi nasıl çözecek?

        REKLAM

        Bilindiği üzere Aselsan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamak amacıyla 1975 yılında kurulmuş, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketidir. Çok geniş yelpazede hizmet veriyor, ürünler geliştiriyor.

        Aselsan günümüzde 600 civarında ürüne imza atmış bir şirket. Buraya neler yaptığını yazmak bile zor. Sadece konu başlıklarıyla anlatabilirim. İletişim ve bilgi teknolojileri, radar, elektronik harp, elektro-optik, aviyonik, insansız sistemler, silah sistemleri, hava savunma ve füze sistemleri gibi yüksek savunma teknolojilerinin yanında; enerji, ulaşım, güvenlik, trafik, otomasyon ve medikal sistemler gibi sivil teknolojiler sahasında özgün ürünler geliştirip üretiyor.

        Aselsan bir savunma sanayi şirketi gibi görünse de son yıllarda sivil hizmetlerde kullanılan çok sayıda üründe geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor.

        Diğer Yazılar