Rusya ve Çin yakınlaşması son ziyaretle birlikte daha çok askeri alan ağırlıklı olarak değerlendirildi. Ancak iki ülke arasında askeri iş birliğinin hangi boyutlarda olduğu, ne kadar yakınlaşıldığı sadece yorumlarla sınırlı. Değerlendirme yapmak için somut veri yok. Askeri açıdan iki ülkenin de birbirini tamamlayan yönleri var.
Mesela Çin’in halen daha 4 ve 5’nci nesil savaş uçağı motoru konusunda çalıştığı biliniyor. Savaş uçağı üretimi ve bu alandaki çalışmalarında Rusya’nın desteği ve etkisi var. Rusya ise Ukrayna’da savaşı sorunsuz ilerletebilmesi için azalan veya biten stokları ikame etmek istiyor. Genel yorumlar bu şekilde. Ama bir de somut ekonomik veriler var. Bu senenin ilk 3 ayında iki ülke arasında dış ticarette ciddi artış söz konusu.
Çin dünyada düşüyor Rusya’da yükseliyor
Ocak, şubat ve martta Çin ile Rusya arasındaki ticaret, 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 38,7 artarak 53,84 milyar dolar olmuş. Çin’in genel dış ticareti geçen yıl yüzde 2,9 düşerek 1,43 trilyon dolar olarak gerçekleşmişti. ABD ile ticareti ise yüzde 13,1 düşüşle 161,59 milyar dolara gerilemişti. Dolayısıyla Çin’in bu yılki kayıplarının bir kısmını Rusya kapatacak gibi görünüyor. Batı ile olan tartışmaları sebebiyle birbirlerine daha yakınlaşıp, ilişkileri Soğuk Savaş dönemi seviyesine yükseltiyorlar.
Mesela bu yılın ilk çeyreğinde Çin’den Rusya’ya yapılan ihracat, bir önceki yıla göre yüzde 47,1 artarak 24,07 milyar dolar olmuş. Çin’in Rusya’dan ithalatı ise yüzde 32,6 artarak 29,77 milyar dolara yükselmiş. Bu yükseliş yıl boyunca devam edecek. Çin’in enerji kaynaklarına olan ihtiyacı ile Rusya’nın Batı ile yaşadığı sorunlar sebebiyle birçok ürünü Batı dışından bulmak zorunda olması iki ülkeyi daha da yakınlaştırıyor.
Cep telefonundan tekstile kadar aklınıza ne gelirse Rusya için öncelik Çin malları oldu. Çünkü en sorunsuz onlar geliyor. Mart ayında Çin’in Rusya ile ticaret hacmi 20 milyar doları aşmış. Geçen yıla göre değil, bir önceki aya yani şubata göre yüzde 23 artış söz konusu.
Çin, Rusya’dan ağırlıklı olarak petrol, doğal gaz ve kömürün yanı sıra bakır, bakır cevheri, kereste, yakıt ve deniz ürünleri ithal ediyor. Rusya ise akıllı telefonlar, endüstriyel ve özel ekipmanlar, oyuncaklar, ayakkabılar, taşıtlar, klimalar ve bilgisayarlar gibi ürünleri Çin’den alıyor.
Avrupa-Çin ilişkileri ABD’yi geriyor
Netice itibariyle iki ülke arasındaki ticaret artıyor. Rusya’nın ihracat ve ithalatını Doğu’ya yönlendirme mecburiyeti söz konusu. Çin’in başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batı ile ilişkileri iyi değil, ama Avrupa-Çin ilişkileri özellikle Almanya ve Fransa ile yakınlaşması ABD’yi rahatsız ediyor. ABD ile Avrupa arasında da sesli-sessiz Çin tartışması yaşanıyor.
Şu an Türkiye-Rusya ticari ilişkisine karşı alerjik davranan ABD’nin benzer tavrını yakında Avrupa-Çin ilişkilerinde yüksek tempoda göstereceği ve kısıtlama taleplerini artıracağı belirtiliyor. Macron’un Çin ziyareti ve Airbus için yeni üretim hattı görüşmesi de bu sebeple tartışmalı hale gelebilir. Çünkü Airbus’un Fransa dışındaki en büyük üretim veya son montaj hatlarından birisi ABD’de yer alıyor.
Yakınlaşma dünyada dengeleri bozacak
Netice itibariyle Çin-Rusya yakınlaşması dünyada birçok dengeyi değiştirecek gibi görünüyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Moskova’da Putin ile yaptığı görüşmenin ardından iki ülke ticareti artırmak için yeni kararlar aldılar. Ama bu gelişmelerin Türkiye gibi ülkelere de yansıması olacak. Mesela geçen yıl Rusya, 58,8 milyar dolarla Türkiye’nin en büyük tedarikçisi olmuş ve Çin’in önüne geçmişti. Bu Çin’den aldığımız ürünleri Rusya’dan aldığımız için olmadı. Gaz, petrol, kömür, demirçelik, alüminyum, tahıl, yağlı tohum ve bitkisel yağ ürünlerini Rusya’dan daha hesaplı aldık. Böylece dış ticaret açığı arttı.
Biz Rusya’ya narenciye, yaş meyve sebze, makine, kara taşıtları ve aksamları, elektrik ve elektronik ürünler, su ürünleri, gemi ve suda yüzen araçlar ve malzemeleri ile giyim eşyası ve aksesuarları gibi ürünler ihraç ediyoruz. Hem bu ürünlerden daha fazla satamaz hem de Batı boşluğunu ikame edecek yeni adımlar atamazsak dış ticaret dengesi aleyhimize bozulmaya devam eder. Hatta bir süre sonra başka ülkeler Rusya pazarında Türkiye’yi zorlamaya başlar.
Geçen yıl Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı 5,7 milyar dolardan 9,3 milyar dolara çıkmıştı. Dış ticaret açığımız ise 49,5 milyar dolar olmuştu. Çin’in Rusya pazarında etkin olması, ABD kısıtlamaları Türkiye’nin Rusya ile olan ticari ilişkilerini düşündürüyor. Türkiye’nin ne Avrupa Birliği’nden aldığı ürünler ve ne de Amerikan menşeli mallarla Rusya’ya ihracat yapmadığını, aracı olmadığını iyi anlatıp, Rusya ile ticaretini güçlendirmede zaman kaybetmemesi lazım.