Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin Avrupa Birliği(AB) ile ilişkilerde, ekonomide, yüksek enflasyonda, genç işsizlikte, demokrasi ve hukuk alanında önünde “risk”ler ve “tuzak”lar durmaktadır.

        Nitekim; Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)’nin Haziran’da yayınladığı “Küresel Ekonomi Görünümü Raporu”nun Türkiye’ye ilişkin bölümünde dikkat çekici bazı “uyarı”lara yer verildi.

        Bu “uyarı”lar “AB ile bozulan ilişkiler, Avrupa’lı turistlerin gelmemesinin yaratacağı kayıp, ekonomik reformların gecikmesi, genç işsizlik, yüksek enflasyon, artan kurlar, cari açık ve iç politikada yükselen tansiyon” şeklinde özetleniyor.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan da; “Türkiye orta gelir tuzağına ve orta demokrasi tuzağına düşmemelidir” uyarısında bulundu.

        Bu noktadan hareketle Türkiye; sağlam bir hukuk sistemi, eksiksiz demokrasi, ifade özgürlüğü, öngörülebilir hukuk ve adalet düzeni, kuvvetler ayrılığı ilkesi, denetlenen ve frenlenen yönetim konularında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin içtihatlarını ve Avrupa’nın ortak değerlerini “referans” ve “ortak tanım” olarak alması durumunda Avrupa ile daha kolay entegrasyon ve uyum sağlayabilir.

        Unutmayalım ki; Türkiye’nin yararı Avrupa’dan uzaklaşmasında değil, tam tersine Avrupa’ya yakınlaşmasındadır. Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmasının hiçbir hayrı olmaz, olsa olsa terör örgütlerine yarar.

        SICAK PARA

        İhracatımızın yarısını AB ülkelerine yapıyoruz. Turistlerin yarısı, dış kredilerin de neredeyse tamamı, doğrudan yatırımlar ve sıcak para AB ülkelerinden geliyor.

        AB ile ekonomik ilişkiler; ekonomimiz açısından çok önemli. Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırmaya çalışanların ekmeğine yağ sürmemeliyiz. AB ile ilişkilerimizin kötüye gitmesini engellemeliyiz.

        Avrupa’dan uzaklaşmamız halinde ortaya çıkacak problemler; ekonomimizi temelden sarsar. Avrupa’dan uzaklaşırsak “3.Dünya ülkesi” gibi algılanırız.

        Bugünkü koşullarda Avrupa’dan kopmak demek; FETÖ’nün tuzağına düşmek anlamına gelir.

        Eğer; AB ile müzakerelerde “ilerleme” sağlarsak özellikle, İslam dünyası nezdinde daha cazip ve güçlü bir ülke oluruz. Menfaatimiz gereği AB ile ilişkilerimizi güçlendirerek devam ettirmeliyiz. Avrupa, bizim için bir “referans”dır.

        Demokrasimizin standardını yükseltmek istiyorsak, hukuk devleti ilkesini güçlendirmek, kurumlarımızın kalitesini iyileştirmek istiyorsak; bu anlamda ileri standartlar Avrupa’dadır.

        Sonuç olarak: Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmayı hedefleyen Türkiye’nin, Avrupa’dan başka seçenek aramak gibi bir şansı yoktur.

        Diğer Yazılar