Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İnsanlık tarihi, salgınların tarihiyle eş zamanlı aslında. Salgın hastalıklar tarih boyunca sadece milyonlarca insanın kaderini belirlemekle kalmadı; uygarlıkların, imparatorlukların, devletlerin, şehirlerin gelişimine de olumlu ya da olumsuz damga vurdu.

        İngiliz tarihçi Charles Kenny, bu kitabında insanlığın bulaşıcı hastalıklarla, salgınlarla mücadelesinin canlı, kapsamlı ama aynı zamanda kolay anlaşılır dökümünü sunuyor. Tarihsel ilerlemeler, ekonomi, küreselleşme, kültür, halk sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar arasındaki ilişkinin haritasını çıkaran Kenny, gelecek için öneriler de veriyor.

        SALGIN DÖNGÜSÜ (Charles Kenny / Çev: Şule Ölez / İletişim Yayınları)
        SALGIN DÖNGÜSÜ (Charles Kenny / Çev: Şule Ölez / İletişim Yayınları)

        SALGINLARIN DA ÖMRÜ BİTTİ

        21. yüzyılın başında dünya genelinde başlıca iki ölüm nedeni kalp krizi ve felçti. Bu, insanlığın en büyük zaferinin kanıtıydı, çünkü son on yıllara kadar insanlar çoğunlukla kalp yetmezliğinden ölecek kadar uzun yaşamıyorlardı. Daha ziyade ya özellikle çocukları vuran ya da pandemik bir felâkette tüm nüfusları kasıp kavuran bir dizi bulaşıcı hastalık nedeniyle ölüyorlardı.

        Covid-19, enfeksiyona karşı hiç de kesin bir zafer kazanamadığımızı ve büyük olasılıkla asla kazanamayacağımızı hatırlattı. Nüfus artışı, pandemi ve toparlanma döngüsü geçmişteki kadar yıkıcı olmasa da hâlâ yaşadığımız bir gerçek. Geçen yüzyıl içinde, kökünü kuruttuğumuz bulaşıcı hastalıklardan daha fazlası ortaya çıktı. Dahası koronavirüs, insanların enfeksiyona karşı en erken tepkilerden biri olan “ondan kaçma” yöntemine güvenmek zorunda kaldığımızda muazzam bedeller ödediğimizi de gösterdi.

        Öte yandan 2020 dünya genelinde feci bir kötüleşme yılı olarak mimlense de son yıllarda enfeksiyona karşı dikkate değer gelişmeler elde edildi. 1980’de çiçek hastalığıyla mücadele kampanyası başarıya ulaştı. Oysa 20. yüzyılın ilk seksen yılında yüz milyonlarca insan çiçek hastalığından ölmüştü. Fakat o zamandan beri çiçek hastalığı nedeniyle sadece bir kişi, bir laboratuvar teknisyeni, virüsün bilimsel bir numuneden kazara bulaşması sonucunda öldü. Sığır vebası da 2011’de tüm dünyadan yok edildi, böylece gezegenimizdeki en yoksul ailelerin bazılarının sahip olduğu sığırlardan milyonlarcasını öldüren bir hastalık tarihe karıştı. Sığır vebası aynı zamanda insanların toplu halde ölümüne neden olan kızamığın da kaynağıydı. Kontrol altına alınmasaydı mutasyona uğrayıp bir kez daha türler arasında atlama yapabilirdi. Medine solucanı vakalarının sayısı son 20 yıl boyunca dünya çapında yüzde 99,9’dan fazla azaldı. Kötürümlüğe ve ölüme yol açabilen vahşi çocuk felci virüsüyse Nisan 2020 itibariyle sadece iki ülkede kalacak kadar azaldı. Aynı biçimde aralarında Çin, Arjantin ve Güney Afrika’nın da bulunduğu dünyanın çeşitli bölgelerinden 34 ülke 2000 yılından beri sıtmayı yok etmeye yönelik dev adımlar atarak ölüm oranlarını ortalama yüzde 87 azalttı.

        MİLYARLARIN ORTAK ÇABASI

        REKLAM

        “Bunlar ve daha önceki zaferler milyarlarca insanın ortak çabalarıyla kazanıldı” diyor Charles Kenny: “Bu kişiler arasında çiçek hastalığına karşı ilk kez etkili bir koruma sağlayan variolasyonu yaygınlaştıran Lady Mary Wortley Montagu, sığır çiçeği virüsüyle deneyler yaparak ilk aşıyı bulan Edward Jenner, laboratuar dışında çiçek hastalığına yakalanan son kişi olan ve yaşamının geri kalanını çocuk felcine karşı mücadele ederek geçiren Ali Maow Maalin ve yine aynı hastalığa karşı çocukları aşılama suçu nedeniyle Taliban tarafından işkence edilerek öldürülen Salma Farooqi’yi sayabiliriz.”

        Ayrıca şu gerçeğin de değerini anlamakta fayda var: Dünya genelinde doğum anındaki ortalama ömür 1870’lerde otuzun altında seyreden seviyesinden bugün yetmişin üstüne tırmandı. Kanalizasyon sistemleri, sterilizasyon, aşılama ve antibiyotik kullanımı gibi yenilikler bu tırmanışın en önemli nedenleri arasında yer alıyor.

        Gerek hayat koşullarının, gerek hijyen yaklaşımlarının iyileştirilmesiyle ve tıp alanındaki devrimlerle salgınlarla mücadelede yüzyıllar içinde önemli yol alındı. Ancak, Covid-19 pandemisinin de gösterdiği gibi, her zaman bir tehdit olan salgınlar insanlığın gündeminden hiçbir zaman tam olarak da düşmüyor, düşmeyecek.

        Bu kitabı tamamlamaya çalıştığı aylarda çoğunlukla Covid-19 ve onun sağlığımız ve ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisinin hangi olası yollarla sınırlandırabileceği hakkında düşünmüş Kenny. Ona göre pandemi, bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelede hemşiresinden doktoruna, marketlerde rafları dolduranından evlere teslim yapanına kadar tamamen yeni bir kahramanlar grubunu yüceltti. “Böyle insanlar sayesinde erken ölümlere darbe indirmeye devam edeceğimize eminim” diyor.

        Katılıyoruz ona.

        ***

        İKİ TAVSİYE

        Bülent Turan, şehirden tarihe, siyasetten kültür sanata düşüncelerini, düşünmemiz için derledi. Modern hayatın koşuşturması içinde bir durup, bizi biz yapan değerleri hatırlamaya davet ediyor. “Bu hayatı nasıl yaşamalıyız” diye soruyor Taslaman ve mutluluk, anlam, sevgi, iyi, gerçek, güzel ve süreklilik kavramları hakkında analizler sunuyor. İç dünyamızla ilgili felsefi ve psikolojik tahliller, içinde bulunduğumuz dünyayla ilgili sosyolojik saptamalar bunlar.

        Durup Düşününce (Bülent Turan / Muhit)
        Durup Düşününce (Bülent Turan / Muhit)
           Ruhun Yedi Çığlığı (Caner Taslaman / İstanbul)
        Ruhun Yedi Çığlığı (Caner Taslaman / İstanbul)

        Diğer Yazılar