SSK müfettişleri İstanbul'da operasyonda!
SSK müfettişleri tekstilde "kaçak işçi" sorununa el attı.
Çağlayan, Bayrampaşa, Küçükköy, Sultançiftliği didik didik
teftiş edilmekte.
Öyle ki, üretim durmuş durumda.
Tekstildeki kayıtdışı malum.
Marka yaratamayan tekstil, çıkışı fiyatla rekabette
görünce...
Dünyada Uzakdoğu ile rekabette 1-0 yenilmeye ne yazık ki mahkum oldu.
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar misali,
sorunun kaynağı ile sonucu birbirine girmiş durumda.
Ve şimdi SSK müfettişleri tektil atölyelerine operasyonda.
Çağlayan'dan bir atölye sahibi beni aradı, isyanda:
"İş yapamaz hale geldim. 6 katlı işhanının yalnızca 1 katında
iş yapılıyor. Üretim durdu."
Peki kaç personeliniz var?
"60."
Kaçı sigortalı?
"20'si. Ama 350 YTL'lik sigorta primini hepsine verebilmek
için kazakların tanesi 100 YTL'den satmam lazım. Ama
satıyorum deyince de olmuyor. O fiyattan alan rekabet
koşulları olması lazım. Yalnızca devlet sopasını
hissettirirse olmaz. Teşviğini de görmek lazım. Sonuçta
dolaylı da olsa tekstilden 15 milyon kişi ekmek yiyor. 100 YTL
yapsınlar sigorta primini, hepsini sigortalı yapayım.
Sultançiftliği bizden beter. Tam bir Çin mahallesi. Diyelim
ki, ben kapattım atölyeyi; ne olacak?"
Gerçekten yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan örneklemesi
değil mi?
Şimdi SSK müfettişeri mi haklı, atölye sahipleri mi?
***
Bundan 2,5 yıl önce tekstil imdat çığlıkları atarken Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan tekstilcilere, "Gelin tüm işçilerinizi
kayıtiçine alın ben de sizi destekleyeyim" demişti.
Ardından da...
Yine Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2006'da tekstilde Katma
Değer Vergisi'ni yüzde 18'den yüzde 10'a indirmelerine
karşın, tekstilcilerin ürünlerine zam yapmaya devam ettiğini
söylemiş ve kendi özgün uslübuyla, ''Ben indiriyorum, siz
bindiriyorsunuz'' demişti.
***
Sonuç?
Kayıtdışının olduğu yerde, isyan eden de çok olur.
Topyekün zihniyet ve tabii ki vergi sistemi değişmeli.
Yoksa hem üzümü yiyip hem de bağcıyı döverek; olsa olsa işte
ancak bu kadar olur!