atv ekranı yine dizilere boğuyor yarısı çöpe gidecek gibi görünüyor
MÜTHİŞ para akıtıyorlar dizilere. Bunu ilk defa da yapmıyorlar, atv, özellikle de son senelerde dizilere en büyük bütçeyi ayıran ve reytingler kötü gidiyor diye de en çok dizi harcayan kanal olarak öne çıktı, atv'nin de içinde bulunduğu grubun gazetesi olan Sabah'ın cumartesi ekinde yeni sezonda görücüye çıkacak dizilerin tanıtımı vardı. Çoğunu bu köşede daha önce de okumuştunuz; cumartesi eki de güzel bir toparlama yapmıştı, atv'nin yeni dizileri bir bir sıralanmıştı. HAFTADA EN ÇOK 14 DİZİ OLUR Haberden öğrendiğimize göre dokuz tane dizi hazırlanmıştı. Kanalın elindeki yapımlardan Canım Ailem, Elveda Rumeli, Parmaklıklar Ardında ve Adanalı, önümüzdeki sezon devam edecek. Yaz sezonunda başlattıkları üç yeni dizi de reytingler elverdiğince sürecek. Etti mi size 16 tane dizi. Oysa haftanın günleri yedidir yedi. Ve her gece iki dizi yayınlasanız bile, bir hafta boyunca seyircinin karşısına en fazla 14 dizi çıkartabilirsiniz. E bunun yarışması var, haber programı, maçı var. Yani mutlaka dizişiz geçecek akşamı var. Peki bu durumda ne olacak? Ben söyleyeyim efendim, seyirciyi dizi bombardımanına tutan atv, avuç avuç para döktüğü dizilerin çoğunu, hem de ne yazık ki birkaç bölüm sonra yayından kaldırmak durumunda kalacak. atv BOŞUNA PARA HARCIYOR Her sene eylül ortalarında dizi mezarlığı haline gelen ekranlara, en fazla mezar taşı bu sene de yine atv'den çıkacak. Bir sürü insanın emeği, bir o kadar para ve elbette hayaller havaya uçacak. Biliyorum, atv yönetimi bu yoğun dizi operasyonunu yıllar önce sahip olduğu "dizi atv'de seyredilir" sloganını geri alabilmek adına yapıyor. Ama çoktan Kanal D'ye kaptırdılar diziler liginin liderliğini. Bana sorarsanız atv bu konuda boşu boşuna para saçıyor. Çünkü her durumda atv'nin eski seyircisi, grubun yeni yönetimine tepkili. Ve her ne kadar onların önüne sürekli yeni bir şeyler çıkartsanız da, sorarım size hiç giden kolay gelir mi? Bekleyip, göreceğiz. Hepinize iyi haftalar...
Aramızdan bir yönetmen çıkardık ADI Talip; Talip Ertürk. Henüz 26 yaşında. Elbette daha yolun çok başında. Kendisini tanıdığımda yaşı 22'ydi. O günlerde Vatan gazetesi için çıkardığımız günlük ekin editörlerinden birisiydi. Gencecik yaşına rağmen acayip ağırbaşlı, işine dört elle sanlan, sakin, çalışkan, yetenekli, yaratıcı, hiç kimseyle derdi-meselesi olmayan bir gazeteciydi. Uzmanlık alanı sinemaydı. Sinema Yazarları Derneği'nin en genç üyesiydi. Habertürk için yeni birtakım kurmaya başladığımda, ilk aklıma gelen isimlerden biriydi. Talip bu ayın başında aramızdan ayrılacak. Oturmuş, işten arta kalan zamanında bir film senaryosu yazmış. Bizim Talip ilk Türk zombili korku filmine imza atmış. Yapımcılar senaryoyu görmüş, hayran kalmış. Filmin yönetmenliğini de Talip'in senaryoyu da birlikte yazdığı Murat Emir Eren'le ortaklaşa yapması konusunda ısrarlılarmış. Talip şimdi ilk sinema filmini, hem senarist hem de yönetmen olarak çekmeye hazırlanıyor. Habertürk Magazin ekibi onun gidişiyle çok önemli bir silahını kaybetti. Ama daha 26 yaşında bir adamın bu başarısı da inanın hepimize apayrı bir keyif veriyor, herkesi gururlandırıyor. Gelecekte, bu meslekte Talip Ertürk ismini yaptığım gazetelerde birçok kez kullanacağım, biliyorum. Talip yolun açık olsun kardeşim, eğer varsa üzerinde bir hakkım, sana sonuna kadar helâl ediyorum.