Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Susan Miller’ın en çok çalıştığı aylar Aralık/Ocak sanırım. Bu sanının nedeni aslında çok basit: Dergilerde yine yıllık burç yorumları var! Raflardakiler için “yok canım, o kadar da değil” deseniz de size diyeceğim ek yetiştirilemediğindendir. Önümüzdeki ay bakın görün ekleri! Her yıl aynı tantana. Yanlış anlaşılmasın dergilerde de çalışan bir insanım ve onları yargılayacak lüksüm yok. Demeye çalıştığım şu ki “ne sattırıyorsa mübahtır” gibi bir durum var ortada. Aralık ayında astroloji iş yapar arkadaşım! Ekler yüzünden dergilerin satıldığı ve astrolojinin bir nevi kehanet sayıldığı bir toplumda yaşıyoruz.

        Astroloji başlı başına ele alınması gereken bir konu bence. Çoğunlukla kadınların ilgisi olduğu düşünülüyor ama erkeklerinde ziyadesiyle ilgilendiği bir konu. Benimse bu konuya kayıtsız kalmamın türlü nedenleri var. Örneğin; çalıştığım bir firmanın erkek yöneticilerinden biri, karakterimi çözmeye çalıştığı bir anda, “Sen tipik bir terazi burcusun, farkında mısın?” diye bir soru sordu. Toplantı odasında yüzümde anlamsız, gülmekle gülmemek arasında maymuna dönen bir ifadeyle adama baka kalmıştım. Bir diğer hikayem ise daha beter; arkadaşımla katıldığımız bir partide adamın biri, benimle konuşacak bir şey bulamadığından herhalde, burcumun ne olduğunu sordu. Birincisi; konuşulacak en zararsız konu olarak niye astrolojiyi seçmişti; ki gayet gayet zararı olabilecek bir konuyken! İkincisi; astrolojiyle bu kadar ilgileniyorsan “Terazi canım” cevabını alınca neden kendimi kötü hissetmemi sağladın? Maksadım karşımdaki kişiyi yargılamak değildi ki… Her ikisi de çok kötü. Astroloji benim hayatımda bulaşılmaması gereken çok hassas bir konu. O yüzden de Aralık ayında algıda seçicilikten ötürü direk bu konu ilgimi çekiyor.

        Astrolojiyi küçümsediğim falan yok. Anlamadığım ve bilmediğim bir konuda yorum yapmamam gerektiğini bilen bir insan evladıyım. Ama kafamda bu konuyla ilgili çılgınca sorular var? Yani tüm yılı ortalama 200 sayfaya sığdırıp; kariyer, aşk, sağlık gibi konuları sene içerisine serpip nasıl yol haritası çıkartıyorlar? O eklerde hep iyi şeyler söyleniyor da boşanacağın, felaketlerin yılı olacağı neden yazmıyor? Ancak sene içerisinde aşk acısından tut da, sevdiğin birilerini kaybetmeye kadar kötü şeylerde başımıza geliyor. Hayat sadece iyi günlerden ibaret değil ki!

        Tamam, kahve fallarının, burç yorumlarının bence de insana umut vermesi gerekir ancak; durum sadece umut olmaktan çıkmış bir vaziyette. Zaten benimde yazma sebebim bunu fark etmiş olmam. Bir sürü insanın sanki o eklerde yazılanların kehanetmiş gibi gerçek olacağına inanıyor olması. Nereden mi biliyorum? Bakınız dergilerin satış rakamları… Aralık – Ocak aylarında astroloji eki çıkarmış dergiyle çıkarmamış olanı arasında çok ama çok ciddi fark bulunuyor. Bunun nedeni bu yıl neler olacak acaba merakından ötürü mü? Ziyadesiyle hem de…

        Susan Miller muhabbetinde de kadın resmen bu işin nirvanası. Kişisel sitesinden tutun dergilere, televizyon programlarından seanslarına kadar her yerde bu kadının yorumlarını görmek mümkün. Bana bu durum dokunuyor, onca emek sarf ediyorsun yazıyorsun araştırıyorsun ama astroloji kadar prim yapmıyorsun. Buyur buradan yak! Acımasız gerçek işte.

        Aralık ayında da raflardaki dergilerin ekler yüzünden alındıklarına şahit oldukça gıybet etme, kıskançlık gibi pis duygularım kabarıyor.

        Diğer Yazılar