Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ sisteme geçişle birlikte yeni kabinenin yapısı, geleceğe ilişkin mesajını da verdi.

        Anlaşılan o ki başkanlık sistemi, geçmişin temel taşlarını değişikliğe uğratmadan aynen devam edecek.

        Bunu en önemli işareti, geçen dönemden devam eden etkin bakanlar ile üst bürokrasinin kabineye taşınmış olması...

        Çünkü Adalet, İçişleri, Dışişleri, Maliye- Hazine ve Milli Savunma eşitler arasında önceliği ve ağırlığı olan bakanlıklardır.

        Hem teşkilatlanması hem de yapıları açısından devletin ana omurgasını teşkil eder.

        Bu beş ana bakandan üçü, geçen dönemden aynen devam edecek isimlerden oluştu. Eski Enerji Bakanı da Maliye ve Hazine Bakanlığını üstlendi.

        Milli Savunma Bakanlığı’na Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar getirildi.

        Böylece 15 Temmuz sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılanması kapsamında kuvvet komutanlarının sicil amiri pozisyonundan çıkarılan Akar, Milli Savunma Bakanlığı’na atanmasıyla eski pozisyonuna döndü.

        Bütün kuvvet komutanları tekrar doğrudan kendisine bağlanırken, Doğan Güreş’ten sonra siyasete giren ikinci Genelkurmay Başkanı oldu.

        Böylece devletin atar damarlarını oluşturan 5 bakanlıkta, geçen dönemki politikalara aynen devam edileceğinin mesajı da verildi.

        BÖLGE ÖZENİ BİTTİ

        Cumhurbaşkanı Kabinesi açısından en önemli farklardan biri de bakanlar atanırken bu kez alınan oy ve bölge farkına dikkat edilmemesi.

        Oysa geçmişte bakanlar milletvekilleri arasından seçildiği için, alınan oy ve bölge farkına özen gösterilir, buralar bakanlıkla ödüllendirilirdi.

        Yeni sistem yürütmeyi yasamadan, yani Meclis’ten ayırdığı için, Trabzon kökenli 4 isim bakan olurken, AK Parti’nin oy depolarından Doğu Anadolu’ya hiç koltuk düşmedi.

        Güneydoğu’dan ise sadece Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül kabinede yer aldı.

        Bu böyle devam edecek anlamına da gelmiyor.

        Bakanların atanması tamamen Cumhurbaşkanı’nın kararına bağlandığı için dilediği zaman yeni isimleri atama yetkisini Anayasa gereği elinde tutuyor.

        Ayrıca müsteşarlıklar kalktığından dolayı, her bakanlıkta sayısı ikiden az olmayacak bakan yardımcıları ile yeni sistemde kabine ile Cumhurbaşkanı arasında yer alacak politika kurullarının üyeleri de henüz belirlenmedi.

        Bakanlıklardan çok daha etkin olacak Meclis komisyonlarının başkanlıklarına kimlerin geleceği de bilinmiyor.

        Yeni sistemin yapı taşları oturmadığı için her bölgeye bir koltuk verilmesini öngören eski şablonla yeni sistem okuması bizleri yanıltıyor.

        BAŞKAN’IN YETKİSİ

        Yeni sistemin Anayasa ile tanıdığı yetkilerin zaman içinde nasıl kullanılacağı bilinmediğinden, konunun uzmanları da yanımsamaya düşebiliyor.

        Oysa Anayasa, Cumhurbaşkanı’nı yürütme ile ilgili konulardaki yetkisini üç kategoride düzenliyor.

        Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yapabileceği işler ile yapamayacaklarını ayrı ayrı belirlerken, üçüncü kategoride cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile kanunların ilişkisini düzenliyor.

        Aslında Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile her şeyi yapmaya muktedir bir Cumhurbaşkanı yaratmadığı gibi Meclis’e de eskisi gibi dilediği zaman yürütmeyi tıkayabileceği bir güç bahşetmiyor.

        Hepsini karşılıklı denge ve uzlaşı içinde çözümlenmesini zorunlu kılıyor.

        Zaten seçmenin sandıkta kuyumcu terazisi ile tartmış gibi dağıttığı Meclis’teki sandalye sayısı da bunu zorunlu kılıyor.

        Bir de dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabinesini açıklarken söylediği gibi…

        “Ne yürütme konusundaki aksaklıklar, eksiklikler hususunda millete karşı öne sürebilecekleri mazeretleri kaldı…”

        “Ne de Anayasa’nın cumhurbaşkanına verdiği yürütme görevleri ve bununla bağlantılı yetkiler konusunda mazerete sığınma hakkı kaldı.”

        Meclis’te uzlaşmadan reform yapma dönemi de kapandı…

        Diğer Yazılar