Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YARGITAY Başsavcısı'nın kapatma davası açmasından bu yana iki yıl geçti. Başsavcının sözlü açıklamasının üzerinden de bir yıl... Partinin sözlü savunma yapmasının birinci yılı da bir hafta sonra dolacak. Sözünü ettiğimiz, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Anayasa Mahkemesi'nde devam eden kapatma davası... Ne zaman sonuçlanacağı, hangi tarihte mahkeme heyetinin davayı ele alacağı tahmin edilemiyor. Bilinen tek şey, raportörlerin çalıştıkları ve dosyalardaki eksiklikleri gidermek için uğraştıkları. Örneğin, son olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın suç delilleri arasında gösterdiği konuşmanın yazılı çözümü bulunmasına rağmen, ses kaydının yer aldığı CD gönderilmemiş. Şırnak'tan CD istenmiş... Bunların geliş zamanları da davanın seyrini tayin edecekmiş. Durum böyle olsa da AB Akil Adamlar Raporu'na da yansıdığı şekilde Meclis'te temsil edilen bir partinin kapatma davasının iki yıldan fazla süredir mahkemede devam ediyor olmasının yarattığı sıkıntı bulunuyor.

        MAHKEMENİN AÇMAZI

        İşte Anayasa Mahkemesi'ndeki açmaz da bu noktada başlıyor. Çünkü bir yanda DTP'nin son dönemde tavrını sertleştirmesi ve PKK ile Abdullah Öcalan'ın muhatap alınmasına yönelik açıklamaları duruyor. Yani partinin, kapatılmasına gerekçe teşkil eden suç duyurusu ve delillerin çok daha ilerisine geçen eylemleri devam ediyor. Diğer yanda ise demokratik açılım süreci işliyor... Davanın görüşülmeye başlanması halinde nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek zor. Ancak ortada da bir gerçek var. Mahkeme yakın gelecekte kapatma yönünde karar alsa bir türlü, almasa başka türlü bir zorlukla karşı karşıya bulunuyor... Çünkü kapatma kararı alsa, "Demokratik açılım sürecinin önüne Anayasa Mahkemesi set koydu" eleştirisiyle karşılaşacak. Tersi yöndeki kararı ise DTP'nin son dönemdeki açıklamaları ile yaptığı toplantı ve gösterilerde kullandığı dilden yola çıkılarak, "Neden izin veriliyor?" eleştirisine muhatap olacak.

        41 YILIN DÖKÜMÜ

        Belki de bundandır, demokratik açılım süreciyle ilgili çalışmaların bir an önce hayata geçirilmesini en çok Anayasa Mahkemesi bekliyor... Aslında Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davalarında nasıl bir yol izlediği, yakın geçmişteki kararlarına bakılırsa anlaşılabilir... Şöyle ki; çok partili hayata geçiş sonrası, yani 1968 yılından bu yana açılan davalar çerçevesinde bakılırsa 24 siyasi parti kapatılmış; aralarında AK Parti'nin de yer aldığı 19'unun kapatma davası reddedilmiş, 3 dava da düşmüş. DTP ve DEHAP davaları ise sonuçlandırılmayı bekliyor...

        13 RET 2 KAPATMA

        Son 10 yıldır açılan davalar açısından sonuca bakılırsa durum daha ilginç. Açılan kapatma davalarından, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (2004), Adalet Partisi, Türkiye Adalet Partisi, Büyük Adalet Partisi, Türkiye Özürlüsüyle Mutludur Partisi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Anayol, AK Parti, Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) ve TSİP (2009) olmak üzere toplam 10 kapatma davası reddedildi. Sadece Fazilet Partisi ve HADEP kapatıldı; TKP, AK Parti ve Türkiye Özürlüsüyle Güçlüdür partilerinin davası ise düştü. Davaları düşenler de hesabın içine katılırsa sadece 2 parti hakkında kapatma verilirken, 13 dava reddedildi. Bu, muhtemelen davaları bütünleştirilecek olan DTP ve DEHAP için de aynı sonuç doğurur mu bilinmez... Ancak bugüne kadar arkadaşlarının kurduğu her parti kapanan DTP yöneticileri başta olmak üzere, her kesimin Anayasa Mahkemesi'nin sürece katkısını görmesi açısından önemlidir.

        Diğer Yazılar