Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul seçimine odaklanan siyasetin, Ankara’daki parti genel merkezleri tarihinin en sakin dönemini yaşıyor.

        Partilerin yönetim kadrolarının neredeyse tamamı İstanbul’a taşınmış…

        AK Parti ise seçimle birlikte iki parçaya ayrılmış…

        Görevli olan grup İstanbul’a gitmiş ancak ağırlıklı bölümü Ankara’da kalıp bir an önce çıkarmak istedikleri “Askeralma Kanunu’nda yapılacak düzenlemeye” odaklanmış…

        Nitekim AK Parti Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında önceki akşam parti genel merkezinde yapılan toplantının ağırlıklı konusu da bu kanun oluşturdu.

        Nedenini aşağıda açıklayacağım şekilde milletvekilleri bu toplantıdan oldukça hoşnut kalmış…

        KKTC KAYGISI

        Toplantıda milletvekilleri çok sayıda askerin terhis olmasını sağlayacak Kanun değişikliği ile KKTC’de bir anda çok sayıda asker çekiliyor görüntüsünün ortaya çıkmasından duyduğu kaygıyı dile getirmiş…

        Doğu Akdeniz’de sıcak gelişmeler yaşanırken, Türkiye’nin terhis nedeniyle KKTC’den boşalacak 13 bin askerinin yerine yenisini göndermek istediğinde, AB ülkelerinden tepki ile karşılaşıp karşılaşmayacağı…

        Üzerinde durdukları bir diğer konu da bedelli askerlik…

        Bedelli askerlik tutarının 30 bin liraya çıkarılmasının yurt dışında bulunan ve çifte vatandaşlığı olanlar üzerinde yaratacağı etki sorgulanmış.

        Çifte vatandaşlıktan ayrılmaları arttırabileceğine yönelik endişeler dile getirilmiş.

        Bazı milletvekilleri de yurtdışında olanların aynı parayı ödeyerek hiç askerlik yapmayacaklarını, oysa Türkiye’de bulunanlara bir aylık da olsa askerliğin zorunlu olduğuna vurguda bulunmuş.

        Aradaki bu ayrımın Türkiye’dekiler lehine kaldırılması istemiş…

        Sonuçta, “Eğer askerlik için vatandaşlıktan çıkacak varsa bu zihniyette olan biri ne yaparsa yapsın” yaklaşımı sergileyenler de olmuş.

        SIKINTI YARATMAZ

        Milli Savunma Bakanı Akar, KKTC konusunda endişeye gerek olmadığını, Türkiye’nin uluslararası haklarından kaynaklı olarak Ada’da bulunduracağı asker sayısının belli olduğuna, dilediği kadar azaltıp, yeniden eski seviyesine çıkarma hakkına da sahip bulunduğuna vurgu yapmış.

        Askerlik çağında 3 milyon kişinin bulunduğu, her yıl 700 bin kişinin zorunlu askerlik süresinin geldiği, dolayısıyla asker bulmakta sıkıntı çekilmeyeceği belirtilmiş.

        Her yıl 500 bin kişinin bedelli askerlikten yararlanmasının önünün açılacağına, buradan elde edilecek gelirin de tezkere bırakan profesyonel askerlere aktarılacağına vurgu yapılmış.

        BİLGİLENDİRME GRUPLARINA DEVAM

        Sonrasında konuştuğum milletvekillerinin ağırlıklı bölümünün toplantıdan çıkan sonuçla ilgili memnuniyeti ise bunların ötesinde.

        Hemen hepsi bilgilendirmeye dayalı kapalı grup toplantısının yapılmış olmasından memnundu.

        Asıl memnuniyetleri ise kamuoyunu ilgilendiren konularda buna benzer kapalı grup toplantılarına devam edileceğine yönelik kararaydı.

        Milletvekilleri bu sayede gittikleri bölgelerinde vatandaştan gelen sorulara rahat yanıt verecek olmanın sevincindeydi.

        1 MART SENDROMU

        Madem sorun teşkil etmeyecek, Askeralma Kanunu konusunda AK Parti yönetimi neden kaygılı?

        Milletvekillerine dün bu soruyu yönelttiğimde hemen hepsi geçmişte yaşanan 1 Mart Tezkeresini işaret etti.

        AK Parti içinde kamuoyuna yansımayan eleştirilerin dozunun yüksek olduğunu, eski komutanlardan gelen açıklamaların da bunu arttırdığına vurgu yaptı.

        AK Parti’nin kapalı grup toplantısının da bu endişelerin kalkmasına olumlu etki yaptığını belirtti.

        MHP’de de kanuna yönelik bir eleştiri yok; eğer açığa çıkmayan bir endişe varsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin dünkü görüşmesinde ele alınmış ve çözümlenmiş olsa gerek.

        CHP’nin talepleri ise ortada, bunların giderilebileceği de dün belirtildi.

        Buna karşın yine de yoğun bir temkinlilik içinde kalınması dikkat çekici…

        TV PROGRAMINA GÖRE

        AK Parti açısından henüz çözülmeyen ve beklentiyi yükseğe taşıyan bir diğer konu da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Yıldırım ile İmamoğlu’nun hafta sonu çıkacağı televizyon programı.

        Henüz bir karara bağlanmadığını, olmama ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu belirttiler; ancak TV programındaki duruma da bakarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın biri Anadolu, diğeri de Avrupa yakasında iki miting planlaması yapmasının tartışıldığını bildirdiler.

        KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ

        Beklentinin bir diğeri de bu seçim sonrası bir kabine değişikliğinin olup olmayacağı…

        Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen seçim öncesi yaptığı açıklamada böyle bir düşüncesinin olmadığını çok net ortaya koymuştu…

        Ancak bu seçimde elde edilecek sonuca göre bir değişiklik beklentisi de AK Parti’de mevcut.

        Beklentinin ağırlıklı bölümü de Cumhurbaşkanı yardımcılıklarına yönelik…

        Hemen belirteyim ki bugün milletvekili olmayan akil konumdaki bazı eski bakanlar da bu makama talip…

        MUHALEFETİN STRATEJİSİ

        Muhalefet ise belki de en rahat dönemini yaşıyor…

        İktidar partisi gibi Meclis Genel Kurulu'nda yeteri sayıda üye bulundurma zorunluluğu bulunmadığı için CHP belirli sayıda milletvekilini Ankara’da bırakıp geri kalanını İstanbul’a yollamış.

        İYİ Parti de benzer durumda…

        Söylenecek bir yanlış cümlenin veya ağızdan kaçan en küçük sözün bütün süreci etkileyeceği göz önüne bulundurularak milletvekillerinden salon toplantılarından uzak durmaları, seçmenle birebir temas kurmaları istenmiş.

        Bu kapsamda, iki taraf da İstanbul’daki çalışma stratejisinden hoşnut.

        Peki seçim sonrası muhalefette başka beklenti hakim mi derseniz; hemen belirteyim seçim dahil herhangi bir beklentileri yok.

        Nedeni de CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, “Belediye başkanlarımızın nasıl iyi hizmet ettiğini halka göstermek için en az iki yıla ihtiyacımız var” sözleriyle sergilediği yaklaşım…

        Dolayısıyla muhalefetin İstanbul seçimi sonrası iktidarı sıkıştırma gibi çabası olmayacak.

        Konjonktür buna izin verecek mi derseniz, onu da zaman gösterecek…

        Diğer Yazılar