Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptığı 8 milyon Dolar bağış ile gündeme gelen Torunlar Holding’in sahiplerinden Mehmet Torun’u yakın süre önce başka bir nedenle tanıdım.

        Bir Ankaralı olarak kartlı doğalgaz alımlarına getirilen zamla ilgiliydi o günkü sohbetimizin nedeni.

        Ben, “Önceden size ödeme yapıp sizin sınırladığınız oranda doğalgazı parasını verip almışım, ama siz bana gelen zammı yüklüyorsunuz” dediğimde, sakin bir şekilde bunun gerekçesini anlatmıştı.

        “Ben de Botaş’tan aynı şekilde alıyorum” yanıtını vermişti.

        Kızılay olayı ortaya çıkınca arayıp konuşmak isteyip istemediğini sordum, yazmamak kaydıyla uzun uzadıya meseleyi anlattı.

        Bunun bir vergi kaçırma olmadığı gibi, Kızılay Genel Başkanı’nın iddia ettiği şekliyle “vergiden kaçınma olayı” durumu yaratmadığını da belirtti.

        Sonunda önceki gece yarısı, biraz da televizyonların yayınlarının etkisinde kalmış olacak ki bugün sabah itibarıyla buluşmayı önerdi.

        Sabah bir işi çıktığı için görüşmemizi Cuma namazı sonrasına öteledik.

        Başkent Gaz’ın binasında buluşup sohbetimize başladık.

        Bağış tartışması ile ilgili tüm açıklamalar (TIKLAYIN)

        Ben her şeyi sorarım, ne derseniz de yazarım dedim, Mehmet Torun da “Ben de zaten buna varım” dedi ve kayıt cihazını açıp konuşmaya başladık.

        İki noktanın üzerinde durdu.

        İlki, Kızılay üzerinden bağış yapma kararını 15 Temmuz sonrası aldığı ve bundan da geri adım atma niyetinde olmadığıydı.

        “Ben bu bağışın şerefiyesinin Kızılay’a kalmasını istiyorum. Madem yanlıştı, Kızılay kabul etmeseydi” dedi.

        İkinci olarak da verdiği 8 milyon doların, 2017 yılı için çıkarılan vergi meblağından çok daha yüksek olduğunu belirtti.

        “Vergiden daha fazlasını bağışlamışım. İnsan daha fazlasını vergiden kaçınmak için bağışlar mı?” sorusunu yöneltti.

        Bir adım daha götürdü, “Kamuyla bizim hak ediş nispetinde taahhüdümüz yoktur” dedi.

        VERGİDEN Mİ KAÇINDI?

        Mehmet Torun ile sohbetimiz şöyle devam etti:

        Soru: Siz 2015’te 13,4 milyon, 2016’da 16,5 milyon, 2017 yılında 30 milyon, 2018’de de tartışılan 8 milyon bağışınız var. Niye vergi değil de bağış? Devlete vergi vermekten hoşlanmıyor musunuz?

        TORUN: Daha eski yıllara baktığınızda bizim ne kadar vergi verdiğinizi görürsünüz.

        Soru: Burada vergi de var mı yoksa bütün vergi 8 milyonu mu kapsıyor?

        Torun: Burada vergi ile alakalı bir sorun yok. Kamu yararı vardır burada.

        Soru: Yani 8 milyon dolar vergiye konu meblağ mı, yoksa vergiye tabi miktarın bir kısmı mı?

        Torun: Bu teknik bir konu… Biraz sonra bilgisini vereyim.

        ARACILI YARDIMIN NEDENİ NE?

        Soru: Kızılay’a yardımı veriyorsunuz. Kızılay Ensar Vakfı’na aktarıyor; o da TÜRGEV’e aktarım yapıyor. Neden dolaylı bir yönteme başvurdunuz. Neden doğrudan vermediniz?

        Torun: Bizim buradaki muhatabımız Ensar Vakfı… Kamu yararına çalışan bir vakıf olduğu kararı bulunan bir vakfa bağış yapmakla Kızılay’a bağış yapmak arasında hukuki ve ekonomik açıdan bir fark yoktur. Derdimizin herhangi bir ekonomik menfaat olmadığı bağışçı olmamızdan da anlaşılmaktadır.

        Soru: Fark vardır, birinde vergi sıfırdır, diğerinde ancak %5 kısmını bağış yapabilirsiniz.

        Torun: Kızılay’da matrahınız kadarını düşersiniz, diğerinde kurum kazancının yüzde 5’ini düşebilirsiniz. Yüzde 5’ini aşan kısmı vergiye tabidir. Yani 100 milyon liralık bir kurum kazancınız varsa 10 milyon da yardım yapmışsanız, bunun 5 milyonu vergi dışıdır, geriye kalan 5 milyonu ise vergiye tabidir. Takdir edersiniz ki bizim kazancımızın sınırı bu %5 oranını çok rahat karşılıyor. Biz Kızılay veya Ensar olsun hangisine yaparsak yapalım, matrahtan indireceğimiz kısım aynı.

        KIZILAY KEYMAN MI?

        Soru: Diyorsunuz ki Kızılay ile Ensar’a bağış yapma arasında hukuki ve ekonomik bir fark yok. O zaman neden doğrudan kendilerine yapma yerine dolambaçlı yol izlediniz? Siz Kızılay’a, Kızılay Ensar’a, Ensar da TÜRGEV’e. Bu da “Kızılay Keyman Adası mı?” eleştirilerini yaratıyor. Buna ne diyeceksiniz

        Torun: Bizim buradaki düşüncemiz şu; Kızılay ile bizim başka bağışlarımız da var. Bu işin şerefiyesi Kızılay’a ait olsun. Bağış da bizden kaynaklansın istedik. Yoksa biz kendi paramıza ne gibi bir şey düşünebiliriz. Zaten para bizim. Yani başkasının parası da antin kuntin yapalım, aradan götürelim diye düşünüldüğü söylenebilir. Ama para bizim. Bizim antin kuntin işimiz olmaz.

        ŞEREFİYESİ KIZILAYIN OLSUN

        Soru: Ama kullandığınız araç kamunun ortak referans noktası olan Kızılay…

        Torun: Kamunun ortak değerine halel getirecek bizim bir düşüncemiz de eylemimiz de yok. Kamunun değerli kuruluşunun aracı olması, yani şartlı bağışçı kurumda Kızılay adı geçiyor. Bizim adımız geçmiyor. Yani şerefiye diye bir şey vardır. Caddenin bile önde olanının bir şerefiyesi vardır, iki sokak arkada olan binaların bile farklı şerefiyesi vardır. Bunun dışında başka bir amaç varsa bunu çıksın biri söylesin.

        Soru: Sadece şerefiyesi Kızılay’ın olsun mu?

        Torun: Başka bir şey yok. Biz 15 Temmuz sonrası bağışlarımızı daha çok Kızılay üzerinden yapma kararı aldık. Bu bizim bir ilke kararımız…

        ÜZGÜN VE YALNIZ

        Soru: Bu denli eleştiri aldıktan sora kendinizi yalnız hissediyor musunuz?

        Torun: Eeeeğ…. Hissetmiyorum.

        Sorun: Peki bunlar sizi üzdü mü?

        Torun: Tabi ki üzdü.

        Soru: Kimse sahip çıkmadı mı? Bir dakika bu kişi de bağış yapıyor, neden eleştiriyorsunuz denilmediği için üzgün müsünüz?

        Torun: Sahip çıkılmadığını da düşünmüyorum, mutlaka ki söz hakkı olan da bir gün söz hakkını kullanır, bir bildiği vardır herhalde…

        Soru: Kızılay üzerinden Ensar’a şartlı bağış yaparken TÜRGEV’in New York’taki yurduna gideceğini biliyor muydunuz?

        Torun: Hayır… Ensar Vakfı bunu gösteriyor.

        Soru: Ensar Vakfı’nın akşamki açıklamasında sizden söz ederken “Şirket (Başkent Gaz), TURKEN Vakfı yurt inşaatı için Ensar Vakfı’na yapacağı bağışını Kızılay’a şart yoluyla yapmayı tercih etmiş” diyor.

        Torun: Ensar Vakfı ile olan ilişkiyi onlarla, TURKEN Vakfı ile konuşmanız lazım. Yani ben onlara girmem.

        Soru: Ama sizin yurt yapımı için bu yolu tercih ettiğinizi söylüyor.

        Torun: Ben onu kavrayamıyorum, cevap veremeyeceğim ona… Ben Ensar Vakfı ile ilgili durumu anlattım. Benim yaptığım bağışta TURKEN diye bir ifade geçmiyor.

        NEW YORK’TAKİ YURT

        Soru: Evet geçmiyor, ama Kızılay’a şartınızı sunarken yurt için verdiğinizi belirtiyorsunuz…

        Torun: Benim oradaki Kızılay’a gönderdiğim şarttaki ifadem neyse odur. Bunun dışında değerlendirmem yok. Kanaatim de beyanım da yok. Altında imzam olan yazı benim bağışı nereye yaptığımı teyit ediyor. Zaten bahse konu olan yurt da şu (New York’ta yapımı devam eden TURKEN yurdunun fotoğrafını gösteriyor)… Bu yurt, yapılmakta olan bu yurt, 12 katı yapıldı, 21 kata çıkacak… Benim bir şirketim var, bunun altında 12 tane şirket var. Bu holding oluyor. Ben şirketteyim, Holdingi, ötesini bilmiyorum diyorum. Benim burada beyanımdaki bağış Ensar Vakfı’na yapılmıştır. Ensar Vakfı yaptıracak, onun içeriği hakkında bir bilgim yok. TÜRGEV vardır, başkaları vardır, o da TURKEN çatı yapısını oluşturur.

        VERGİDEN DAHA FAZLASI

        Soru: Kızılay Genel Başkanı sizin “vergiden kaçınmak için yaptığınızı” söylüyor. Size böyle bir suçlaması var.

        Torun: Vergiden kaçınmadığımı açıkladım. Buyurun işte. Bu şirketler bağımsız denetim ve uluslararası bağımsız denetim şirketleri tarafından da denetlenen şirketler. Benim keyfiyetimle yürütülen şirketler değil. Sorumluluğumuz var burada. Bir bağış yapmak yani %22 kurumlar vergisinden indirim için bağış yapmak gibi bir iddia akla sığmıyor. Yapacağınız bağış matrahtan düşüleceği için sadece %22’lik kısmından indirim alırsınız. Kalan matraha da %22 uygularsınız. Bunun 8 milyonun vergi getirisi 1 milyon 600 bin olur. Ödeyeceğiniz vergiden de %5 düşmezsiniz. Vergiye tabi kurumlar vergisi diyelim 100 milyon lira ve 10 milyon bağış yaptıysanız bunun ancak %5’i kadarını düşebilirsiniz. Yani 5 milyon lirayı 100 milyondan düşüp, 95 milyon üzerinden vergi öderseniz. Bizim için bunun 5 milyonun çok üzerinde bir rakam söz konusu. 100 milyon olsa bile 5 milyona kadar vakıflara bağışa zaten kanun izin veriyor.

        Soru: Ne kadar vergi verdiniz? 2017’de tahakkuk eden vergi matrahı ne kadardı?

        Torun: Hatırlamıyorum, ama düşebileceğimiz %5’in çok üzerinde bir rakam. 8 milyonun çok üzerinde bir rakam. Ensar’a yapsaydık, matrahın %5’ini düşecektik; matrahın %5’i zaten var bizde. Biz ödeyeceğimiz vergiden 8 milyon doları düşmedik, matrahtan düşüyoruz. Onun için bir yere bağış yaparken vergi boyutunu düşünmüyor, vergiden çok daha fazlası cebinden çıkıyor.

        Soru: O zaman niye Kızılay?

        Torun: Söyledim işte… Bir şeyi değiştirmiyor. Başkent Gaz’ın vergiden kaçırma gibi bir durumu yok zaten…

        Soru: TÜRGEV’e 31 ev almışsınız zaten, neden doğrudan yardım yapmadınız?

        Torun: Uygun görmüyorum, buna cevap vermeyeceğim…

        Diğer Yazılar