Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bayramlaşmak için aradığında sohbet ederken, “Nasıl Bodrum, tatilcilerin sayısı arttı mı?” deyince anlattı…

        Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın aktardığına göre özel kiralama, VIP yolcu taşıma hizmeti veren bazı şirketlerin araçlarına kentte sıklıkla rastlanır olmuş.

        Aras, bir de İstanbul’dan bazı kişilerin yazlıklarında kalmak üzere ilçesine geldiklerini görünce sorup soruşturmuş.

        Karşısında bayramda Bodrum’a akın olmasının gerisindeki nedeni öğrenmiş…

        “Kimsenin aklına gelebilecek şeyler değil bunlar” diye başladı, devamını getirdi:

        “İstanbul’dan gelenlerden duyduk; madem VIP araç kiralama şirketleri kendileri ile seyahat edilmesi halinde seyahat yasağını delip izin belgesi almanın yolunu bulmuşlar. VIP araç kiralama şirketlerine gideceği yerin adresi, TC kimlik numarası ve bilgilerini gönderiyorlarmış. Şirket de seyahat serbestisi için gereken izinleri aldıktan sonra İstanbul’dan kapılarının önünden müşteriyi alıp, Bodrum’a kadar getiriyormuş. Çoğu bu yolla gelmiş. Bazıları da izin verme yetkisine haiz tanıdık bildik makam sahiplerinden edinmiş…”

        Bir zamanlar İstanbul’da çakar lambalı araçlar gibi, şimdi de anlaşılıyor ki çakar izinli VIP’ler çıkmış…

        Davulu delen jaguar partisi…

        “Destek transferi” veya “kiralık vekil” diye isimlendirilen 20 milletvekili aktarımıyla grup kurdurularak seçime sokulan partilerin engellenmesi konusu açılınca, hafızam beni 35 yıl öncesine taşıdı…

        Amaçları milletvekili transferinin Anayasa ile yasaklandığı dönemde, seçime girmenin yolunu bulmaktı.

        Daha sonra AP’nin yerine kurulan DYP’nin başına geçen Hüsamettin Cindoruk yakın arkadaşı Kemal Berkman’a Büyük Anadolu Partisi’ni kurdurdu.

        Dönemin Başbakanı Özal’ın, Türkiye’nin en iyi davul sanatçılarından biriyle evlenmek üzere olan kızına aldığı ileri sürülen Jaguar marka otomobili hicvetmek için ilginç de bir amblem hazırlandı.

        Davulun kasnağının içinden fırlayan jaguarın hareketini çizgiye dökmekle kalmadı, partinin kısa adını da ANAP’tan çağrışım yapacak şekilde BANAP koydu.

        Ancak ANAP’ın itirazı üzerine Berkman’ın partisinin kısaltılmış adı değiştirildi, davulu delen jaguar amblemi ise kaldı.

        Ara seçim öncesi 1986’nın Mart ayında kurulan BAP ile ilgili sorunlar baş gösterince, bu kez gazeteci ağabeyimiz Tayyar Şafak, Büyük Vatan Partisi’ni kurdu, amblemini de sandık üstündeki Türkiye haritası yaptı.

        HÜLLE PARTİLERİ

        Partiyi kurmasındaki amacı ANAP iktidarının 1986 ara seçimine girerken Seçim ve Siyasi Partiler kanunlarında yaptığı değişikliklerle, DYP ve SODEP’in önünü kesmek istemesine tepkiydi.

        O dönem seçime giren 12 parti arasında yer aldı, hatta %1,5 civarında da oy elde etti…

        Tayyar (Şafak) ağabey o günlerde yaşadıklarını anlatırken, “Tepki olsun diye espri niyetine parti kurduk, biraz zorlasam Başbakan olacaktım iyi mi?” deyip meşhur kahkahasını atardı.

        Bu adımı aslında bir sonrasında “hülle partiler” diye isimlendirilen partileşme sürecinin de önünü açtı.

        Kurulduktan birkaç gün, hatta birkaç saat sonra tüzel kişiliğini fesih edip, bir başka partiye katılan 22 hülle partisi kuruldu.

        Buna neden milletvekili transferlerini yasaklamak için Anayasa’ya konulan meşhur 84’üncü maddeyi aşmaktı…

        Çünkü “Üyeliğin Düşmesi” başlığını taşıyan madde, “…

        partisinden istifa ederek; başka bir partiye giren veya seçim hükümetleri hariç Bakanlar Kurulunda görev alan...” milletvekilinin üyeliğinin “salt çoğunluk”, yani yarıdan bir fazlasının oyuyla düşürülmesi hükmünü taşıyordu.

        REKLAM

        İLK UYGULAYAN HACIPAŞAOĞLU

        Milletvekilleri de Anayasa engelini, bir başka maddesiyle, “Siyasi parti kurma hakkını” veren hükmüyle aştı:

        “Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir...”

        İlk uygulayıcısı da ANAP milletvekili Ahmet Servet Hacıpaşaoğlu oldu.

        Yassıada’da yargılananlar arasında da yer alan Hacıpaşaoğlu, 6 arkadaşıyla birlikte 1987’de ANAP’tan istifa edip DYP’ye katılmak için 1990’da DEMP’i kurdu.

        Önce DEMP’e geçti, ardından feshedip DYP’ye katıldı.

        Böylece Anayasa’nın transfer engelini aşmayı başardı.

        22 PARTİDEN 10’U SEÇİM SONRASI

        Türkiye 1991 seçiminin ardından bir başka partiye geçmek isteyen milletvekilleri için kurulmuş partilerin pıtrak gibi patlamasına tanıklık etti.

        Transferi engelleyen maddenin Anayasa metninden çıkarıldığı 1995 yılına kadar oluşan 22 hülle partisinden 10’u, 1991 seçiminin ardından kuruldu.

        Sonuncusu Şubat 1995’te kurulduğu gün kendini feshederek Sosyal Demokrat Halkçı Parti’ye katılan (SHP) milletvekili Muzaffer Demir’in kurduğu Demokratik Sosyalist Partisi oldu…

        Demir’in ömrü bir gün süren partisi 1980 darbesi sonrası “sosyalist” adını alan ilk parti olması açısından da önemliydi…

        Demokratikleşme çabası kapsamında 1995’te partilerin uzlaşısı ile Anayasa TBMM’de referandumsuz değiştirildiğinde meşhur 84’üncü maddenin transferi yasaklayıp, hülle partilerinin önünü açan hükmü de kaldırıldı.

        İLK HEDEF SİYASİ PARTİLER YASASI

        Yüksek Seçim Kurulu’nun engeliyle karşılaşma kaygısıyla CHP lideri Kılıçdaroğlu’na gidip 20 milletvekili isteyen İYİ Parti lideri Akşener’in talebine kadar da milletvekillerinin grup halinde transferi olayıyla karşılaşılmadı.

        CHP’nin 20 vekil desteği ile İYİ Parti TBMM’de grup kurup 2018 genel seçimine katılma hakkını elde etti.

        Giden milletvekillerinin ağırlıklı bölümü seçim sonrası tekrar CHP’ye döndü...

        CHP lideri Kılıçdaroğlu, soru üzerine Gelecek ve DEVA partilerinin olası bir baskın seçimde sandık dışı kalmalarının önüne geçmek için yine aynı yolu denemeye hazır olduklarını açıklayınca da transferlerin engellenmesine yönelik tartışma başladı.

        MHP lideri Bahçeli bunun siyasi ahlaka aykırı olduğunu belirterek, transferin engellenmesi için Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenleme yapılması gerektiğini bildirdi.

        MHP lideri, bayram sonrası TBMM’de konunun “acilen ele alınması” gerektiğine de vurgu yaptı.

        AK Parti ve MHP kurmayları ile dün konuştum henüz bir metin hazırlamadıklarını, “partisinden ayrılan milletvekilinin en az bir yıl başka partiye katılmasını engelleyen” bir kural getirilebileceğine vurgu yaptı.

        REKLAM

        ANAYASA ENGELİNİ AŞMANIN YÖNTEMİ

        Her iki kesimin hukukçuları da henüz bir metnin ortaya çıkmadığını belirtirken, “Anayasa engeliyle karşılaşma ihtimalini de göz önüne alarak fikir jimnastiği yapıyoruz” demekle yetindi…

        AK Parti’nin konuyla ilgili etkin yetkilisi de 16 Nisan Anayasa değişikliği sonrası bazı kanunlarda düzenlemelerin zorunlu hale geldiğini anımsattı.

        Bunların içinde Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarının da olduğunu bildirdi, “Ama henüz ete kemiğe bürünmüş değil” dedi.

        Özetle, Cumhur İttifakı’nda bu konuda bir düşünce var, ama bunun nasıl gelişeceğine kesin karar verilmiş değil…

        Ayrıca seçim kanunlarında yapılan değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimde Anayasa gereği uygulanamıyor.

        Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılacak değişiklik, seçimi bağlamadığı sürece böyle bir engel içermiyor; dikkat edilirse MHP lideri Bahçeli de iki gün önceki açıklamasında Siyasi Partiler Kanunu değişikliğine atıf yaptı…

        İŞTE O HÜLLE PARTİLERİ

        ADI KURUCUSU KURULUŞ VE KAPANIŞ TARİHİ BİRLEŞTİĞİ PARTİ
        Halk Partisi Halil İbrahim Kartal 26.12.1986- 29.12.1986 Demokratik Sol Parti
        Demokratik Mücadele Partisi A. Servet Hacıpaşaoğlu 14.11.1990- 07.12.1990 Doğru Yol Partisi
        Yeşil Türkiye Partisi Hüseyin Özalp 19.07.1991- 27.07.1991 Anavatan Partisi
        Demokratik Hareket Partisi Alparslan Türkeş 25.12.1991- 27.12.1991 Milliyetçi Çalışma Partisi
        Özgürlük ve Eşitlik Partisi Mahmut Alınak 25.06.1992- 04.07.1992 Halkın Emek Partisi
        Bütünleşme Partisi Faik Altun 23.09.1992- 25.09.1992 Cumhuriyet Halk Partisi
        Demokratik Katılım Partisi Esat Canan 05.03.1993- 15.03.1993 Sosyal Demokrat Halkçı Parti
        Yeni Ufuk Partisi İbrahim Özdemir 27.08.1993- 16.09.1993 Doğru Yol Partisi
        Türkiye İçin Birleşme Partisi Uğur Aksöz 05.01.1994- 06.01.1994 Anavatan Partisi
        Sosyal Demokrat Parti Zeki Naci Tarhan 18.03.1994- 18.03.1994 Sosyal Demokrat Halkçı Parti
        Demokratik Hedef Partisi Osman Ceylan 13.06.1994- 15.06.1994 Milliyetçi Hareket Partisi
        Solda Katılım Partisi Serruh Kaleli 27.09.1994- 29.09.1994 Demokratik Sol Parti
        Birliğe Çağrı Partisi Hulusi Martılı 03.10.1994- 05.10.1994 Milliyetçi Hareket Partisi
        Genç Demokrat Parti Cengiz Öcal 04.10.1994- 05.10.1994 Milliyetçi Hareket Partisi
        Milli İrade Partisi Cemal Şahin 07.10.1994- 10.10.1994 Doğru Yol Partisi
        Anavatan İçin Bütünleşme Partisi Nejdet Yazıcı 03.11.1994- 04.11.1994 Anavatan Partisi
        Söz Milletindir Partisi Nevzat Çakmak 15.11.1994- 16.11.1994 Doğru Yol Partisi
        Sol Birleşme Bütünleşme Partisi Kemal Karabulut 28.11.1994- 30.11.1994 Demokratik Sol Parti
        İkinci Değişim Partisi Kemal Naci Ekşi 04.01.1995- 05.01.1995 Yeni Parti Öz
        Adalet Partisi Hasan Kirazoğlu 04.01.1995- 05.01.1995 Doğru Yol Partisi
        Yükselen Ülkü Partisi Ali Özler 04.01.1995- 04.01.1995 Milliyetçi Hareket Partisi
        Demokratik Sosyalist Parti Muzaffer Demir 17.02.1995- 17.02.1995 Sosyal Demokrat Halkçı Parti

        Uçum'un "Seçim..." tweet'inin anlamı

        Son dönem MHP lideri Bahçeli'nin milletvekili transferinin engellenmesine yönelik çıkışı “erken seçim” tartışmasını başlatınca dün Cumhurbaşkanlığı'ndan ilginç bir itiraz geldi.

        Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mimarlarından da olan Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Mehmet Uçum, erken seçim kavramına itirazını twitter’dan şöyle duyurdu:

        “Eski sisteme ait 'erken seçim' kavramıyla ve eskide kalmış gerekçelerle, örneğin 'baskın seçim' gibi, yapılan tartışmalar sunidir. Yeni sistem siyasi ya da ideolojik mühendislikle 'erken seçim' üretmez. Sistemde 'seçimlerin yenilenmesi' vardır. Onun da olgusal hiçbir sebebi yoktur... ”

        BENZER YAKLAŞIM

        Şimdi Mehmet Uçum'un bu cümlelerinden de seçimlerin yenileceğine ilişkin anlam çıkarılmasın.

        Çünkü bu bakışı yeni değil, ''Yeni Anayasal sistemde erken seçim kavramı yoktur” cümlesini geçmişte birkaç kez dile getirdi.

        Burada durmadı, gerek Meclis, gerekse Cumhurbaşkanı'nın 5 yıllığına seçildiğini anımsatarak, dünkü tweet gönderisinde de yinelediği cümleyi tekrar etti ve devamını da şöyle getirdi:

        “Yeni sisteme tamamen yabancı ve eskimiş argümanlarla bir seçim tartışmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle tartışma ‘seçimlerin yenilenmesi’ kavramı üzerinden yapılmalı ve soru, seçimlerin yenilenmesi hangi sosyal, siyasi, ekonomik ve hukuki koşullarda olabilir, diye sorulmalıdır. Aksi takdirde bağlamında ve doğru bir tartışma yapılamaz...”

        REKLAM

        ANCAK OLAĞANÜSTÜ KOŞULDA

        Bu noktada da kalmayıp ekledi:

        “Seçimlerin yenilenmesi kararını Cumhurbaşkanı verebilir, birinci döneminde bu kararı verdiğinde kalan süresinden feragat etmiş olur. Ayrıca yeniden aday olacaksa seçilme konusunda siyasi ve toplumsal riski göze alır. Bir Cumhurbaşkanı ikinci döneminde seçimlerin yenilenmesi kararı verirse, bu sefer de hem kalan süresinden feragat eder; hem de bir daha aday olamaz. O zaman Cumhurbaşkanı tarafından seçimlerin yenilenmesini istemek her halükarda ancak son derece olağanüstü koşullarda ve başka bir çarenin kalmadığı hallerde istisnaden verilebilecek bir karardır.”

        OLAĞANÜSTÜ DURUM DIŞINDA SEÇİM 2023’TE

        Seçimlerin yenilenmesine TBMM’nin karar vermesi halinde aynı riskin bu kez milletvekilleri için geçerli olacağını belirtmiş ve “Türkiye’de hangi olağanüstü ve istisnai durumlar oluşmuştur ki ya Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimlerin yenilenmesi kararını versin veya bu ihtimal gerçekçi bir seçenek olsun?” sorusunu yöneltmişti...

        Devamında da “olağanüstü durumlar olmadığı sürece 2023 öncesi bir seçimin” olanaksızlığına vurgu yapmıştı...

        Erken seçim tartışmasını, “gerçek gündemden uzaklaştırma” ve “Türkiye’nin siyasal istikrar avantajını zedelemeye dönük ideolojik yaklaşım” diye de nitelemişti...

        Mehmet Uçum’un dün attığı tweet’i bütün bunlardan dolayı, “hem kavramsal, hem de olgusal erken seçim reddi” dışında okumamak gerekir...

        Diğer Yazılar