Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        YUKARIDAKİ üçlünün bir araya gelebileceğine ihtimal vermek oldukça zor.

        Ancak konu dünyayı iki yıla yakın süredir dik tutan koronavirüs olunca olmasına ihtimal vermeyeceğimiz hiçbir konu kalmadı…

        Üçünün birbiri ile ilişkisini bir araya getiren de eski Antalya milletvekili, Dr. Nesrin Ünal…

        Kendisi gibi doktor olan oğlu Hicazi Ünal ile birlikte yaptıkları araştırma sonucunda Covid-19 ile yılan zehri arasındaki bağı tespit etmişler.

        Bununla da kalmamışlar, 20 Nisan 2020’de Notere gidip tescilini yaptırmışlar…

        Yani 1,5 yıl kadar önce bu sonuca varmışlar.

        Dr. Nesrin Ünal, önceki gün telefonda sohbet ederken konuyu açtı, koronavirüs kapanlara karşı yılan zehri ile karşılaşmış atın serumunun iyi geleceğini belirtti.

        Önce şaka yapıyor sandım.

        Ancak ciddi bir ses tonuyla gerisini getirdi:

        “Oğlum Hicazi ile yaptığımız çalışma gösterdi ki yılan zehri ile Covid-19 aynı reseptörü etkiliyor; aynı tepkiyi veriyor. İkisi de hücrede gidip aynı yere yapışıyor...”

        YILAN PANZEHİRİ ETKİLİ OLUYOR

        Yılan zehrine karşı üretilen panzehirin nasıl elde edildiğini de anlattı:

        “Yılan zehrinden bir miktar atlara verilir. Vücutlarında yılan zehrine karşı bir antikor oluşur; bunlar alınır ve serum haline getirilip yılan sokmasına karşı panzehir olarak kullanılır. Bu serum yılan zehrinin, Covid-19’un da bağlandığı reseptöre yapışmasını engeller… Yılan panzehrine kullanılan serum koronavirüsün de hücreye girmesini durdurur…”

        Bir laboratuvar çalışmalarının olmadığını, ancak Brezilya’da maymunlar üzerinde yapılan deneylerin olumlu sonuçlandığına yönelik bir çalışmanın olduğunu söyledi...

        Türkiye’de bir çalışma yürütülürse fayda getireceğinin altını çizdi.

        Konuyu koronavirüs alanındaki çalışmalarıyla tanıdığım Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz’e sordum.

        Bu konuda önemli bir çalışmanın Türkiye’de de yürütüldüğünü belirtti ve faz aşamasına geldiğini söyledi…

        Başta da belirttiğim gibi koronavirüs ile ilgili daha çok konuşacağımız konular olacak…

        İki liderin "pazar" yemeği…

        İki liderin "pazar" yemeği…
        0:00 / 0:00

        PARLAMENTER Demokratik sistem üzerinde söylem ittifakı geliştiren CHP ve İYİ Parti arasına bir süredir adaylık konusu girdi.

        Bunun partilerin kurmay ekipleri arasında bir çekişmeye yol açtığı da görünen bir gerçek…

        “Adımı lütfen yazma” dediği için burada yer veremeyeceğim CHP’nin etkin ismi dün aradı ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın, dün bu sütunda yer alan sözlerini anımsattı.

        CHP lideri Kılıçdaroğlu için “Tekil konuşuyor, bize sormadan vaatlerde bulunuyor…” açıklamasına dikkat çekti.

        Bu aşamada önemli bir bilgi verdi:

        “Şu kadarını bilmeni isterim, Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) ile Meral Hanım (Akşener) arasında en küçük sorun yok. Öyle olsa Pazar günü birlikte yemek yerler miydi? Saatler boyu neşeli bir havada sohbet edip yemek yediler… Hiçbir konuda görüş ayrılıkları yok…”

        Liderler arasındaki güvene dayalı işbirliğinin sürdüğünün de altını çizdi.

        CHP’nin kurumsal kimliği ile geleceğe yönelik açıklamalarının olmasının normal karşılanması gerektiğini belirtip ekledi:

        “Kemal Beyin açıkladığı CHP vaatleri. İttifakın seçim beyannamesi yok ki ona bağlı kalalım…”

        REKLAM

        Bu aşamada İYİ Parti lideri Akşener’in ekonomiye ilişkin program açıkladığında DEVA Partisi’nden gelen benzer eleştirileri ve tepkileri de anımsattı.

        Ötesinde tek kelime etmedi…

        Benzer cümleleri daha sonra TBMM'deki basın toplantısı CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'dan işitince anladım ki mesele CHP yönetiminde de ele alınmış ve ortak bir söyleme dönüşmüş...

        GELECEĞİ PLANLADILAR…

        Bunun üzerine İYİ Parti kurmaylarını aradım.

        Bazıları cumartesi günü Sırbistan’da Filenin Sultanları maçını izleyip döndüklerini ve Pazar günü Akşener’in İstanbul’da kaldığını belirtti.

        Akşener ile İstanbul’da kalanlardan biri ise CHP lideri ile brunchı doğruladı.

        O da oldukça samimi bir havada uzun süren bir yemek gerçekleştiğini bildirdi.

        Şu cümlesi önemliydi:

        “Aralarında en ufak bir sorun yok. Hedef konusunda en küçük ayrılık da söz konusu değil. İleriye dönük konuştular ve gelecekte atılacak adımlar konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulundular…”

        Hatta, “ittifakın diğer bileşenlerinden daha ileri düzeyde bir uzlaşının” söz konusu olduğunun da altını çizdi…

        BABACAN’IN TUTUMU

        Bundan kastın ne olduğunu sorduğumda ise DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ın İstanbul’da partisinin hafta sonu etkinlikleri sırasındaki sözlerini anımsattı.

        “Meral Hanımın, Kılıçdaroğlu istemesine karşın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığının önünü kestiği iddiası doğru değil; neden şimdi gündeme geldiğini anlamadık…” dedi.

        Her partinin kendi adayı ile seçime girmesi konusunun yapılan görüşmeler sonrasında karara bağlanmış bir husus olduğunu da anımsattı.

        Akşener ile Gül ailesi arasındaki yakınlığa dikkat çekip, “Kongrede Sayın Hayrünnisa Gül’ü GİK’e alıp Genel Başkan Yardımcısı yapmayı Meral Hanım'ın çok istediği bilinen bir durum” anımsatmasında bulundu.

        Görünen o ki Millet İttifakı’nın asli çatı bileşenleri arasında bir sorun yok.

        Ankara’nın siyasi jargonuyla söylemek gerekirse, her parti kendi seçmen tabanının gazını alıyor…

        Diğer Yazılar