Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündem kurmasına ilişkin beş yıl öncesi ile bugünkü ölçüldüğünde verilecek yanıt ortada…

        Şurası net özellikle son bir yıldır “gündem kuran” tarafta CHP lideri duruyor.

        İktidar kanadı da onun kurguladığı gündem üzerinden tepki üretiyor, ardından gidiyor.

        Buradan yola çıkılarak her kurgulanan gündem ile kamuoyu oluşturacağı yanılgısına da kimse düşmemeli...

        Ayrıca kurgulanan ile medyada ağırlıklı oluşturulmaya çalışılan gündem ile kamuoyu gündeminin aynı olduğu da varsayılmamalı.

        Yoksa tek başına gündem kurgulamak veya kamuoyu gündemine trafik memurluğu yapmak sonuç getirmez.

        Ne zaman ki ikisi bir potada bütünleşir ancak o zaman sandığa oy olarak yansır…

        Gerisi ise er meydanında peşrevdir…

        ÖNEMLİ OLAN NEYİ DÜŞÜNMESİ GEREKTİĞİ

        Ancak amaç bilim insanı Bernard Cohen’in söylediği gibi, “insanların ne düşündüğü değil, ne hakkında düşünmesi gerektiği” ise ve günümüzün en önemli medya aracı twitter üzerinden de gerçekleştiriliyorsa, o zaman başarıya ulaşılmıştır.

        Bırakın CHP veya 6’lı masa bileşenlerini, AK Parti yöneticilerinden kaçı Kılıçdaroğlu’nun saat 22.00’de ne diyeceğine odaklanmadı?

        Hatta o denli ki, Kılıçdaroğlu’nun açıklaması biter bitmez televizyon ekranlarından verdikleri tepki de bunun göstergesiydi…

        Dolayısıyla Suriye’de yeni bir operasyon olasılığı veya İsveç ve Norveç’in NATO üyeliğine Ankara’nın tutumunun ne olacağının çok daha önünde yepyeni bir başka gündem oluşturdu.

        Konu para üzerine kurulu olduğu için de halkın ekonomik gündemi ile bütünleşti.

        Seçmen davranışında bir etkisi olur mu, olmaz mı; başka bir tartışma.

        Başta da belirttiğim gibi medya etkisinin üst aşamaları olan tutum, kanaat değişimi veya davranış değişikliğine ne kadar etki yapar bunlar sandık sürecinde görülür.

        Ancak teslim edelim ki gündem kurgulamada başarılıydı…

        ÖZAL’DAN BU YANA…

        CHP’de Kılıçdaroğlu’nun kurmay ekibinde yer alan etkin ve yetkin ismin dünkü şu cümlesi de içinde bulundukları memnuniyeti özetlemeye yeterli:

        “Turgut Özal’dan bu yana bütün sol partiler olarak, gündem kurgulamada ilk kez öne geçmenin keyfini yaşıyoruz… Bugüne kadar sürekli savunmada kalır, tepkimizi yüksek sesle dile getirerek oluşturulan gündemi köpürtürdük. Şimdi biz kurguluyoruz, onlar tepkisiyle etki efektini arttırıyor...”

        BİLEŞENLERİN BAKIŞI

        CHP’deki bu memnuniyet 6’lı masanın bileşenleri için de söz konusu mu?

        Neredeyse hepsinin yönetim erklerindeki isimleri ile dün sohbet etme fırsatı buldum.

        Söylem içeriğine yönelik eleştirisi olanlar vardı, ancak gündem kurmadaki başarının kendileri açısından da olumlu sonuçlar getirdiğini onlar da kayda geçiriyordu.

        Peki, bu gelişmeler cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecini ne oranda etkiler?

        Bu hafta sonu da buluşacak olan 6’lı masada cumhurbaşkanı adayının ortak belirlenmesi konusunda farklılaşmış, son dönem aykırı hal almaya yüz tutmuş ses duymadım…

        Tam tersine bu konudaki kararlılıkta artış var.

        İKİ LİDERİN SÖZLERİ

        Bu hafta sonundaki toplantıya ev sahipliği yapacak Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, dört gün önceki sohbetimizde dile getirmişti.

        Benzer yaklaşımı dün sohbetimizde iki liderden daha duydum:

        “Bu işin sıklet merkezini cumhurbaşkanı adayı oluşturuyor; orada çıkacak olumsuz tek sesin bütünü bozacağını hepimiz biliyoruz. Ayrıca bugüne kadar aramızda aykırı düşünen de olmadı, olamaz da…”

        Bu yaklaşımına “Neden?” diye sorunca yanıtı aynı netlikte oldu:

        “Buradan vazgeçecek olan da tarih boyunca kaybı üstlenmek durumunda kalır da ondan…”

        Ayrıca CHP’nin oy oranı en yüksek olması ve 6’lı masanın oluşumunu ilk aşamadan beri sağlaması açısından lokomotif parti konumunda bulunduğuna da vurgu yaptı.

        “KATEGORİK İTİRAZ YOK…”

        Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunu parti yönetim toplantılarında da ele almadıklarını, zaman zaman ikili sohbetlerde dile getirildiğini belirtti.

        Konunun 6’lı masada da hiç ele alınmadığının altını çizip ekledi:

        “Kategorik olarak itiraz edene rastlamadım…”

        Yanıta, “Olsun diyen var mı?” sorumuz eşlik etti, gülümsedi, “Ona da henüz rastlamadım” yanıtını vermekle yetindi.

        Bu arada CHP’nin lokomotif parti durumunda olduğunun altını bir daha çizme gereği duyarken Kılıçdaroğlu’nun da “ben olmalıyım” yaklaşımı sergilemediğini belirtti.

        Altını çizdiği gibi işin sıklet merkezini milletvekilliğinden çok cumhurbaşkanlığı seçimi oluşturuyor; gündem kurgulama başarısı bunun oluşumuna da etki yapıyor.

        Görünen o ki seçmenin ne düşündüğünden daha çok, ne düşünmesi gerektiğine odaklı gündem kurgulama süreçlerine bu seçimde daha çok tanıklık edeceğiz…

        Ancak unutulmamalı ki bu çağın en önemli etki aracı, toplumda var olan kaygı bu sürecin kırbacı olacak...

        Kimin hangi etkinlikte kullandığına bağlı olarak, kitleleri sindirebildiği gibi, şaha da kaldırabilir...

        Diğer Yazılar