Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        HAFTA sonu toplanacak 6’lı masanın önünde son dönem üzerinde tartışılan vatandaşlık verilip seçmen hakkını elde eden sığınmacılara ilişkin önemli bir rapor da olacak.

        SP’nin ev sahipliğindeki ilk turun son toplantısında en önemli konularından biri de bu olacağa benziyor.

        Raporun hazırlanmasının da üç aylık bir geçmişi var.

        Gelecek Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda istişari anlamda sığınmacı komisyonu oluşmasına karar verilmiş ve çalışmaya başlamıştı.

        MÜLTECİ SEÇMEN SAYISI

        Sığınmacılar komisyonu, bu sürede içinde araştırmalarını tamamlamış ve 10 Ağustos günü raporunu liderlere yollamış.

        Raporda Zafer Partisi (ZP) Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ileri sürdüğü çok sayıda mültecinin vatandaşlığa geçirildiğine ilişkin iddiasına da yanıt niteliğinde bilgiler mevcut.

        Anlaşılan o ki CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, vatandaşlığa geçirilen oy kullanacak mülteci sayısının, “iddia edildiği gibi 400-500 bin olmadığına” dönük açıklaması da komisyonun bu raporuna dayanıyor.

        Sığınmacılar komisyonunda yer alan üyelerin ağırlıklı bölümüyle konuştum.

        Liderlerin açıklayacağını belirtip, fazla detaya girmediler.

        Anladığım kadarıyla, bir süre önce tartışması yapılan YSK’dan aldıkları seçmen kütüğü üzerinden yaptıkları inceleme sonucunda önemli verilere ulaşmışlar.

        Komisyon üyelerine İçişleri Bakanı Soylu’nun vatandaşlığa geçen kişi sayısını 200 bin 950 kişi olarak açıkladığını anımsatıp, elde ettikleri verilerin bunun ötesinde olup olmadığını sordum.

        Zirveye ev sahipliği yapacak SP’nin komisyon üyesi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, ZP lideri Ümit Özdağ'ın açıklamalarına atıf yaparak, “İleri sürüldüğü gibi 1,5 milyon seçmen yazıldığı iddiasını doğrulayan bir veri bizde yok” dedi.

        Sayı hakkında çok detaya girmekten kaçındı, “Tespitimize göre 200 bin gibi bir rakam vermekle yetineyim” dedi.

        TÜRKİYE’DE DOĞANLAR DAHİL Mİ?

        CHP’li komisyon üyesi Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da sayının 200 bini biraz geçtiğini belirtti, bunların seçmen kayıtları bulunan kişiler olduğunu, aile fertlerini kapsamadığını söyledi.

        Karaca, bunun ötesinde başka noktalarda çok daha önemli sorunlar bulunduğuna işaret etti ancak detaya girmekten kaçındı.

        Sığınmacılara ilişkin eylem planını dün açıklayan DEVA Partisi’nin komisyon üyesi Abdurrahman Bilgiç ise bugüne kadar elde edilen verilerin şeffaflıktan uzak olduğunun altını çizdi.

        “Vatandaşlık için 200 bin rakamı veriliyor; buna doğanlar dahil mi? İstisnai olanların sayısı ne kadar?” sorularını yöneltti ve bir yol haritası belirlediklerini söyledi.

        Bugün sığınmacı raporunu açıklayacak olan Gelecek Partisi’nin Komisyon üyesi Ümit Yardım da benzer bir yaklaşımda bulundu, “Değerlendirmelerimizde Bakan Soylu’nun 200 bin 950 rakamını baz aldık, sorunun çözüm önerilerini istişari anlamda hazırladık” dedi.

        SEÇMEN KAYITLARI NEDEN O İLÇELERDE?

        İYİ Parti’nin komisyon üyesi Ahmet Kamil Erozan ise dikkat çeken bir duruma işaret etti, “Vatandaşlığa geçenlerin yoğunlaştığı yerler dikkat çekici” deyip bir örnek verdi:

        “Örnek olarak söylüyorum; diyelim ki Elazığ’da ikamet eden bir sığınmacı aile neden bir başka ilin ilçesinde vatandaş kaydediliyor? O ilçeye baktığımızda iktidarın daha fazla oya ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Bunlar tesadüf mü?”

        Sorunun çözüm yolları üzerinde önerilerinin olduğunu da vurguladı.

        Görünen o ki bir danışma kurulu olmakla birlikte Komisyon önemli verilere ulaşmış.

        Ancak onların da altını çizdiği gibi elde edilen veriler iddia edildiği gibi vatandaşlık verilen kişi sayısı öyle 500 bin veya milyonla ifade edilen düzeyde olmadığını gösteriyor.

        BAŞTAN YANLIŞ İLİKLENİNCE

        Zaten Bakan Soylu da yakın geçmişte bu rakamları çocuk sayılarına kadar açıklamıştı.

        Sorun ise sığınmacılarla ilgili rakamların şeffaf bir şekilde yayınlanmamasından kaynaklanıyor.

        Kimse bu kişilerin isimlerini talep etmiyor, ancak 2012’de başlayan göç sürecinde rakamlar sağlıksız olup, gelenler de doğru şekilde kayıt altına alınamadığı için yanlış iliklenen düğme gibi sorun süregeliyor.

        Göç İdaresi uzun uğraş sonucu önemli bir bölümünü kayıt altına aldı, ancak orada da takipte zorluk çıkıyor.

        Sığınmacılar yaşaması için gösterilen illerin dışına çıkıp, başka yerlerde çalışmaya gittikleri o illerde ikamet etmeye başladıkları görülüyor.

        Bu da çok daha ağır bir sorunu karşımıza koyuyor.

        Diğer Yazılar