Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CUMHUR İttifakı liderlerinden son dönemde “Seçim 18 Haziran’da yapılacak” cümlesi neredeyse işitilmez oldu.

        Bunun ötesinde, özellikle AK Parti içinden seçimin tarihinin öne alınmasına yönelik ardı sıra açıklamalar geliyor.

        Buna 2007’de örneği yaşandığı gibi seçimin bir hafta ileri alınmasına dönük formülü de eklemek gerekir.

        ÖSYM’nin son anda duyuruları arasından kaldırdığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı açıklaması da böylece askıda kalmaktan kurtulur.

        Şunu belirteyim, Cumhur İttifakı bileşenleri arasında ağırlıklı görüş seçim tarihinin öne alınması yönünde.

        İKİNCİ TUR BAYRAMA DENK GELİR

        Gerekçesini de dün Hürriyet’te Hande Fırat’a AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen dile getirmiş:

        “Seçimin öne alınması konusunun Cumhur İttifakı’nın oylarıyla ilgisi yok... Haziran ayı Hac dönemine denk geliyor. Seçimin ikinci tura kalması durumunda ise ikinci tur bayram tatiline denk geliyor. Bu iki duruma göre bir ayarlama yapılabilir. Belirlenmiş bir tarih yok. TBMM’de konuşulsun, orada yapılsın isteriz...”

        TBMM’de yapılmasının tek şartı da muhalefetin destek vermesiyle olabilir; çünkü Cumhur İttifakı’nın seçim kararı alması için gereken 360 oyu yok…

        KARARI KİM ALACAK?

        TBMM’de dün parti gruplarının hemen hepsinin en etkin isimleriyle sohbet ettim…

        Hemen belirteyim muhalefetin de bu konuda kafası karışık...

        Çünkü bir taraftan, “Erdoğan hemen gitsin…” propagandası yaparken, diğer yandan “Bir ay daha kalsın, sonra yaparız!...” demenin güçlüğünü çekiyor…

        Her ne kadar seçimin TBMM’de öne alınmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeniden seçilme hakkı verdiği için arzu etmediklerini belirtiyor olsa da tartışmanın içine girmekten de kaçınıyor.

        Nitekim dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın üç dönem seçilmesine ilişkin çağrısını da “Erdoğan’ın üçüncü dönemi tartışmasının içine kendilerini çekme gayreti olarak” görüyor.

        Son tahlilde seçimin öne alınmasına yönelik bir tutum sergilemeyip, “Eğer öne almak istiyorsa Erdoğan’ın yetkisi var, kendisi bu kararı alsın” yaklaşımı gösteriyorlar.

        14 MAYIS ÖNE ÇIKIYOR

        Bu durumda Cumhur İttifakı’nın yaklaşımının ne olacağını da sorguladım.

        İki görüş var…

        En çok hoşlarına gidecek olan seçimin öne alınmasına yönelik kararın TBMM’den alınması.

        Bunun için öngörülen iki tarih var:

        Ağırlıklı olanı 14 Mayıs…

        Olmazsa da 18 Haziran’ın bir veya iki hafta öncesi; Ramazan Bayramı’nın hemen sonrası…

        Böyle hem Hacca gidenler hem de ikinci tura kalırsa Kurban Bayramı’na da denk gelme sorunları çözülmüş oluyor.

        Diğeri de Cumhurbaşkanı’nın tartışmaları bir kenara bırakıp elindeki yetkiyi kullanarak 14 Mayıs için kararını açıklaması.

        Anlaşılan o ki MHP çevrelerinde de bu ikinci görüş gittikçe ağırlık kazanıyor.

        İLERİ DE ALINABİLİR…

        Üzerinde hiç tartışılmayan bir diğer formül de var…

        Bu formül 22 Temmuz tarihinde erken seçim kararı alınması dolayısıyla unutulsa da 2007 seçimi öncesi uygulandı.

        Bir önceki seçim 3 Kasım 2002 tarihinde yapıldığı için, 2007 seçimi Kanun gereği Ekim’in son haftasına denk geldi.

        Ekim 2007’nin son Pazar günü de Bayram’a denk geldiği için ileri bir tarihe alınması üzerinde uzlaşıldı ve dönemin Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna muhatap olan Anayasa değişikliğine geçici bir madde eklendi ve seçimin ileri alınması olası hale getirildi.

        Ancak yaşanan 367 krizi dolayısıyla 22 Temmuz 2007’de erken genel seçime gidildiği için uygulanamadı.

        Nitekim AK Parti’nin etkin bir ismi ile dün sohbet ederken konu açıldığında, “18 Haziran sonrasına, ileri bir tarihe alınması TBMM’de muhalefetin 400 oyu garanti etmesiyle mümkün” dedi.

        Bunun sağlanması da aslında öne alınması kadar güç bir durum; ayrıca referandum gibi bir de risk içeriyor.

        Buna da kimsenin yanaşma olanağı görülmüyor.

        TARİH SABİTLENECEK…

        Bütün bunlardan dolayı son dönem AK Parti’de seçim tarihinin düzenlenmesine ilişkin yeni bir çaba var.

        Üzerinde çalışılan metin, “Her seçim dönemi Meclis’in seçim döneminin 5’inci yılının 20 Temmuz günü başlar ve Kasım’ın ilk Pazar günü seçim gerçekleşir. Bayram ve resmi tatil gününe denk gelmesi halinde sonraki Pazar günü gerçekleşir” benzeri hüküm içeriyor.

        Ancak bu dönem böyle bir düzenlemenin gelse dahi bir yıl içinde seçim kanunlarındaki düzenlemeler uygulanamayacağı için acele de edilmiyor.

        Son tahlilde seçimin 18 Haziran yerine 14 Mayıs’ta olması Cumhur İttifakı bileşenleri arasında gittikçe ağırlık kazanıyor…

        Diğer Yazılar