Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ÇOK net söyleyebilirim ki seçimin 18 Haziran’dan ileri bir tarihte yapılma olanağı kalmadı.

        Bunun da iki nedeni var…

        İlki, Anayasa değişikliği meselesi olduğu; Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) da böyle bir kararı almaya yetkili olmadığı görüşünün AK Parti içindeki etkin isimler tarafından da baskın şekilde savunulması…

        MHP DE SICAK BAKMIYOR

        Diğeri ki en önemlisi MHP’nin de seçimin ertelenmesi görüşüne karşı çıkması; bunun daha ağır sonuçları olacağına yönelik duruşu…

        Nitekim son bir hafta içinde konuştuğum MHP’nin etkin isimlerinin hemen hepsinden aynı cümleyi işittim:

        “Anayasa’nın 78 ve 79’uncu maddeleri net yazılmış; her okuyanın anlayacağı şekilde kaleme alınmış. Bu ortadayken farklı bir arayışın anlamı yok. Seçim ertelemesi söz konusu dahi olamaz.”

        14 MAYIS’TA MI, 18 HAZİRAN MI?

        Daha önce bu sütundan da belirttiğim gibi, benzer yaklaşıma AK Parti’de sahip olanlar da mevuttu.

        Buna karşın bir başka grup da 18 Haziran sonrasına ertelenip, yerel seçim ile genel seçimin birlikte yapılması konusunda nabız yokladı. Ancak olmayacağını, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in erteleme konusundaki tutumunun net olduğunu anlayınca arayışlarına son verdi...

        Sonunda seçim için iki tarih üzerinde duruluyor...

        REKLAM

        Burada birinciliği daha önce de açıklandığı gibi 10 Mart’ta kararın açıklanıp, 14 Mayıs’ta da seçimin yapılmasına dönük sürecin devam ettirilmesi görüşü.

        Diğeri de zamanında yani, 18 Haziran’da yapılması…

        MHP’nin ise 14 Mayıs veya 18 Haziran konusunda net bir kararı yok.

        Hem sahanın temizlenmesi, gidenlerin geri dönmesi ve seçmen kütüklerinin oluşturulması için zamana ihtiyaç olduğu görüşü bazı yetkin isimleri tarafından dile getiriliyor olsa da parti kararına dönüşmüş değil…

        Kararın AK Parti’de olduğunun altı çiziliyor.

        HANGİSİ YÖNETİLEBİLİR?

        AK Parti’nin konuyla ilgili isimleriyle konuştuğumda gördüğüm arayışın gerisinde iki durum var.

        “Yönetilmesi gereken, seçmenin depremle dağılmış psikolojisi mi; yoksa rakibin hazırlanmasındaki gecikme mi?..”

        Çünkü geçmişte de yaşandığı gibi deprem birçok algıyı yerle yeksan ediyor; gerçeği tüm çıplaklığında ortaya döküyor.

        Seçmen algısını yeniden inşa etmek de evleri inşa etmekten daha zor bir siyasal emeğe ihtiyaç duyuyor.

        Çünkü algının yarattığı tüm post-truth, simülasyonlar da moloz altında kaldı…

        Evleri yıkılmış, yakınları enkazın altında günlerce kurtulmayı beklemiş depremzedeler de acılarıyla birlikte Anadolu’nun her bir noktasına yayılmış bulunuyor.

        Bu zemin seçmen psikolojisini yeniden eski haline getirmek için harcanması gereken siyasal emeğin bedelini daha da ağırlaştırıyor.

        Franz Kafka’nın söylediği gibi, “Gerçeği söylemek zordur çünkü, aslında, bir gerçek vardır ama bu gerçek canlıdır; bu nedenle de çehresi bir canlınınki gibi değişir…”

        Bu canlı olan gerçeğin çehrenin değişmesi de zamana ihtiyaç duyar…

        REKLAM

        MİLLET İTTİFAKI’NIN ÇATLAĞINI ONARDI…

        Şurası açık ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkındaki dava sürecinde Saraçhane gerilimi ile başlayan ve ciddi kırılmaya yol açan CHP ile İYİ Parti arasındaki çatlak önemli bir faktördü.

        Hatta deprem öncesi Millet İttifakı’nda gerçekleşmiş ciddi bir fay kırılmasıydı.

        Yansıması da oldu, bu durum Cumhur İttifakı açısından önemli getiri sağladı; 14 Mayıs’a kadar da bu dağınıklığın toparlanmasının güçlüğü görülmeye başlandı; ancak zaman ve gelişen durum, olanı yerle yeksan etti...

        Deprem bu kırığı kapattı; cevval tutumu ve çabuk organize olmanın getirdiği avantajla İYİ Parti’yi seçmen nezdinde görünür kıldı…

        CHP liderinin 11 büyükşehir belediyesini anında harekete geçirip, kamu kurumlarından önce alana sokması da Millet İttifakı açısından seçmen nezdinde önemli getiri sağladı…

        SANKİ BAŞKA İŞİ YOK GİBİ…

        Kurtarma ekiplerinin depremin vurduğu kentlere geç girmesi, GSM şebekelerinin türlü ayağa kaldırılamaması, telefonla yerini ve durumunu ileten milletvekilinin yıkıntıdan ailesi ile çıkarılamaması ve bir diğer milletvekillinin yakınlarını çıkarmak için bırakın iş makinasını, kesme makası dahi bulamaması iktidar açısından seçmen nezdinde kırılma yarattı.

        Bugüne kadar seçmenin kendisine yüklediği statükoyu yıkan, her şeye muktedir olağanüstülüğü alaşağı etti.

        Sanki bunlar yokmuş gibi üstüne bir de twitter bant yavaşlatma, üniversite yurtlarını boşaltma ve uzaktan eğitime geçme kararı eklendi.

        Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başka işi kalmamış gibi deprem bölgelerinden evlatlık edinilen çocuklarla evlenilebileceğine dönük açıklamasına benzer söz ve davranışlar ise işin tuzu biberi oldu...

        REKLAM

        “YARALAR BİZ VARSAK SARILIR…”

        Bütün bunlara karşın AK Parti’de bu olumsuzlukların kısa sürede dağıtılacağına inananlar çok…

        Gerekçeleri de seçmenin yaraların sarılması için sağlam ve işi bilen hükümete ihtiyaç duyulacağına olan inançları…

        “Biz varsak yaralar çabuk sarılır; evler hemen yapılır, başka hayallerin peşinde gitmenin anlamı yok” temeline dayalı söylemleri yakında sıklıkla duyacağımız anlaşılıyor.

        Ancak seçimin tarihi konusunda bir netlik yok; bazı etkin isimlerin de dile getirdiği gibi “Söz verdik 14 Mayıs’ta yapalım…” diyen de var; seçmen psikolojisinin ilk anlık etkisinin geçmesi için 18 Haziran’da olmasını savunan da…

        Özetle, kendi dışında tartışılıyor olsa da Cumhur İttifakı’nda seçimin ertelenmesi konusu üç gündür rafa kalkmış bulunuyor.

        “ANCAK BİZ ÇÖZERİZ” SİYASETİ

        Millet İttifakı ise dün bir araya gelerek deprem, seçimin tarihi konularını masaya yatırdı.

        Toplantıdan çıkan en önemli nokta, 2 Mart tarihinde yine SP’nin ev sahibinde yapılacak toplantıda 13 Şubat’ta olacakken deprem dolayısıyla ertelenen toplantının yapılması kararı.

        Toplantı sonrası yayınlanan bildiriye de yansıdığı gibi Millet İttifakı da “Sorunu ancak biz çözeriz; hızlı, sağlıklı, kalıcı çözümlerle insanca yaşam standartlarına uygun yaşanabilir şehirleri ancak biz inşa ederiz” mesajını işleyecek.

        “Aç ve açıkta tek bir insanımız dahi kalmayacak, hızla yaralar sarılacak” söylemi üzerinden hareket edecek.

        Depremde yaşananlara odaklanıp, AK Parti iktidarının başaramadığı üzerine siyaset kuracak.

        REKLAM

        ADAY 2 MART’TA AÇIKLANIR

        SP’nin ev sahipliğinde 2 Mart’ta açıklanacak Cumhurbaşkanı adayı üzerinde ise deprem sonrası 6 partinin uzlaşıya daha açık olduğu da görülüyor.

        “Bu sürecin bir liderlik tarafından yönetilmesi gerektiğine” olan bakış da zaten dünkü toplantıda dile getirilmiş.

        Cumhurbaşkanı ve MHP liderinin birlikte yarın deprem bölgesine gitmeyi planladığı, muhalefetin de benzer bir arayışta olduğu deprem sahasındaki siyasiler, TBMM çalışmalarına bu hafta ara verdiği için 28 Şubat’tan sonra Ankara’ya dönecek.

        Sonrasında da seçimin saati durduğu yerden tekrar çalışmaya başlayacak.

        Kesin olan bir şey var ki seçimin tarihi de 18 Haziran’dan ileri gitmeyecek…

        Diğer Yazılar