Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SEÇİM tarihinin 18 Haziran sonrasına ötelenme ihtimalinin olmadığı bizzat AK Parti’nin en yetkin ağızlarından dile getiriliyor.

        Buna karşın muhalefette hala, “AK Parti kendisini seçim istiyor gösterip, ‘Ne yapayım YSK öteledi’ diyebilir” kaygısı sürüyor.

        Hatta kulislerde, doğruluğu teyit edilmeyen "YSK'ya ne yapıp edin bu işi halledin…” talimatının verildiğine yönelik iddialar dolaşıyor.

        Durum böyle olmakla birlikte Ankara’da her parti seçim hesabını 14 Mayıs’a göre yapıyor.

        Ancak iktidar partileri bu iddiayı doğrulamadığı gibi seçimin erkene alınacağını vurguluyor.

        Ancak deprem bölgelerinde seçmen askı listeleri ile seçmen kütükleri açısından sorunun nasıl çözüleceği ortaya çıkmış değil.

        YSK'nın bu konuda çalıştığı ve deprem bölgelerinde sandık yerleri ve seçmen görevlilerinin belirlenmesi konusunda siyasi parti yetkilileriyle görüştüğü biliniyor.

        Çünkü geçmişte kamu görevlilerinin üstlendiği sandık kurulu başkan ve üyelerinde bu kez sorun yaşanması ihtimali yüksek; buna neden de kamu binalarının yıkık olması ve memurlarının başka illere taşınması…

        Seçmen sayısında da azalma olacağı göz önüne alınarak yine de yeteri sayıda görevli bulunabileceğine vurgu yapılıyor.

        GEÇMİŞ ÖRNEK

        Yetiştirilememesi durumunda nasıl bir çözüm üretileceği konusunda ise arayış sürüyor.

        Çünkü Cumhur İttifakı bileşenleri seçimin 18 Haziran’da yapılması durumunda 70 bin kadar seçmenin Hac için Suudi Arabistan’da olacağı gerekçesiyle seçimi bu tarihe götürmemekte kararlı.

        Yetişmemesi halinde bulunan yol ise geçmişte yurt dışına çalışmak için zorunlu giden işçiler için YSK’nın ürettiği ara formül…

        YSK yurt dışında yerleşik olmamakla birlikte bu işçiler seçim takvimi boyunca gittikleri ülkede kalacaklarını öngörerek kendilerini yurtdışı seçmen olarak kabul etmiş ve giderken gümrük kapılarında oy kullanmalarına fırsat tanımış.

        Hacılar için de YSK’nın bir genelge yayınlayarak yurt dışı seçmen yazılmalarının önünün açılıp açılamayacağı hususunda YSK’daki muhalefet temsilcilerinin de nabzı yoklanmış.

        Eğer böyle bir yol açılırsa görünen o ki sandıkların depremden zarar gören üç ilde daha sağlıklı oluşturulması için bir ay daha süre kazanma sağlayacak.

        Muhalefet bu konuda henüz bir karar almamış ancak kategorik ret içinde olmadıklarını dünkü sohbetlerimde de gördüm…

        MİLLETVEKİLİ DEĞİŞMEZ

        Gelelim son günlerde özellikle de sosyal medya üzerinden tartışılan deprem bölgesinin milletvekili sayılarına ilişkin iddialara…

        Hemen belirteyim ki Hatay ve Adıyaman dahil hiçbir ilin milletvekili sayısı değişmeyecek.

        Bunu dün hem Cumhur, hem de Millet ittifakının konuyla ilgili yetkilileri dile getirdi; YSK’nın da zaten böyle bir niyeti yok.

        Ayrıca seçmen kütüklerinde yapılacak yazılım da bu durumu değiştirmeyecek.

        Neden de Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 5’inci maddesinin şu hükmü:

        “Seçim çevreleri ve her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısı, YSK tarafından, genel nüfus sayımı sonuçlarının açıklanmasından itibaren en geç altı ay içinde, 4'üncü madde uyarınca tespit edilerek Resmi Gazete, radyo ve televizyonla ilan edilir...”

        Bu ilan geçen Aralık ayında gerçekleşti ve illerin milletvekili sayısı kesinleşti.

        O nedenle hangi il olursa olsun milletvekili sayısında bir değişim söz konusu olmayacak.

        Ayrıca olmaması da yararlı, örneğin Hatay’ın 11 milletvekilinin parlamentoda bulunması, afetten kaynaklanan sorunların daha çabuk çözümünü de sağlar.

        Bu da onlar için yeni bir moral olur.

        Kanun okumadan, meseleye vakıf olmadan söylenen sözler ise o insanları kırar…

        Deprem konutları ne kadar sürede bitirilir?

        Deprem konutları ne kadar sürede bitirilir?
        0:00 / 0:00

        DEPREM bölgelerinde TOKİ aracılığıyla 30 bin konutun bir yıl içinde yapılıp teslim edileceği en yetkin ismi tarafından dile getirildi.

        TOKİ Başkanı Ömer Bulut, son günlerde farklı medya kuruluşlarındaki arkadaşlarımıza verdiği demeçte aynen şunu söyledi:

        “Bir defa ilk etapta 30 binin hazırlığını yaptık. İnşallah Haziran’a kadar 100 bine tamamlayacağız rakamı…”

        İnşaatların yapımına da Mart ayının ortasında başlanacağı ve en geç bir yıl içinde tamamlanacağına da söz verildi.

        Toplamda 200 bin adet olarak hesap edilen konutların bu kadar kısa sürede bitirilmesi olanağı var mı?

        Bunun için biz gazeteci milleti süper tahminde bulunmadan önce dönüp en yakın geçmiş örneklerine bakarız…

        Buna geçmeden önce de haydi gelin küçük bir hesap yapalım…

        30 BİN KONUT ÜZERİNDEN

        Toplam 200 bin konutu bir kenara bırakıp, hemen yapılacağından söz edilen 30 bin konut üzerinden hesap yaparsak…

        Veriler doğrudan TOKİ’nin kendi sitesi ve TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’na ait.

        Buna göre rakamların hesabının da kolay olması için daha yükleri bir kenara bırakıp, hesabı da kolay tutmak için TOKİ’nin evlerini ortalama 100 metrekare olarak aldığımızda merdiven boşlukları da hesap edildiğinde ortalama 120 metrekare brüt alana denk gelir.

        Bu durumda 30 bin konut 3.6 milyon metrekare/ konut inşaatı demektir…

        Yine TOKİ verisinden devam edersem, her metrekare için elektrikçi, tesisatçı, aşçı, şoför gibi diğer unsurlar çıktığında, sadece beton işçisi olarak 14 adam/saat olduğu resmi verilerde de görülüyor.

        Bu rakam uluslararası standartlar açısından da ortanın biraz altında kalan bir rakam gibi görünebilir ancak Türk inşaat işçisi daha çok saat çalışıp, daha fazla miktar inşaat üretiyor.

        İLK ETAP İÇİN, 48 BİN İŞÇİ GEREKİR

        Ortalama 14 adam/saatten alındığında, 30 bin konut için gereken 3.6 milyon metrekare için 50.4 milyon adam/saate ihtiyaç var demektir.

        Bir işçinin 10 saat çalıştığı var sayıldığında 5 milyon adam/gün eder.

        Bu inşaatların hemen teslim edileceğine yapılan vurguyu da 4 ay olarak kabul edersek, 120 güne bölmek gerekir.

        Haftada bir gün de izin verdiğimizi var saydığımızda 16 gün de buradan düşer ve 104 gün demektir.

        Adam saat hesabına bölündüğünde ise 30 bin inşaatı yapmak için 48 bin işçiye ihtiyaç vardır.

        TOPLAMDA 75 BİN

        Aşçısı, elektrik, kapı- pencere, su tesisatı gibi özel yetenek gerektiren işçiler ile beton mikseri ve pompaları kullanan şoförleri, kalıp taşıyanları, mutfak ve sağlık hizmetlileri de eklediğinizde 75 bin kişiye ulaşır.

        Baştaki rakamı unutmayın, bu 75-80 bin kişi, 30 bin konut yapımını gerçekleştirecek…

        Yani bu kadar kişiye ekstra olarak yatacak yer, yemek, su ve doğal ihtiyaçlarını giderecek kamp gerekecek.

        Bunlar işçi yönünden, bir de demir, beton meselesi var…

        GEREKEN BETON VE DEMİR

        Her bir metrekareye 0.50 metreküp beton ve 120 kg da demir gittiği varsayıldığında, 1.8 milyon metreküp beton, 432 milyon kilo da demir gerekir.

        Bu kadar yüksek oranda betonu ve demiri anında teslim edebilmek için de fabrikaların stok durumlarına bakmak lazım…

        Peki, bütün bunların yerine, daha hızlı kurulan kamuoyunda Amerikan evleri diye de tanımlanan sağlam duvarlı prefabrik üretimine ağırlık verilse daha hızlı ve soruna çok daha uzun vadeli çözüm üretilemez mi?

        Bunu önermemin nedeni de yakın geçmişte bizzat TOKİ’nin gösterdiği performans…

        İZMİR’DE KAÇ ADET, NE SÜREDE YAPILDI?

        TOKİ en yakın deprem olan İzmir’de evleri yıkılanlar için 5 bin 61 konutun yapımı planlanmış…

        İki yılın sonunda ancak 2 bin 245 konut yapılarak geçen Ekim ayında hak sahiplerine teslim edilmiş.

        Geriye kalan konutların yapımı ise devam ediyor.

        Sadece bunlar da değil; gelinen tecrübe ve yetiye o dönem sahip olunmadığı var sayılabilir, fikir vermesi açısından 2011 Van ve Eciş depremi ele alındığında da durum farklı değil.

        O dönem de 99 metrekare olan evlerin 23 Ekim 2012’ye kadar 15 bin 323 konutun yapılıp teslim edileceği sözü verilmiş…

        Depremin birinci yılında ise Van ve Erciş ilçesinde tamamlanan 3 bin 200 konuttan 1376’sı teslim edilebilmiş.

        Van’daki konutların bütününün teslimi ise farklı nedenlerle 9 yıl sürmüş…

        Önceden verilen sözlerin yerine gelmemesinin depremzedelerde yeni bir travma yarattığı İzmir ve Van örneklerinden de görülüyor.

        O nedenle özellikle doğal afetzedelere olabilecek söylenirse daha çabuk kabul görüyor.

        Depremin üzerinden 18 gün geçmiş olmasına karşın, hala çadıra ulaşmakta sorun yaşayan bölge halkının mantığının da zorlanmaması gerekiyor.

        Bir de orta öğretimde geçmişte var olan “Mantık” dersinin bu nedenlerle tekrar konulması elzem hal almış bulunuyor...

        Diğer Yazılar