Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        DEPREM sadece binaları değil, siyasetin kurulu tüm politik yazılımlarını ve yapılanmasını da yerle yeksan etti...

        Öncesi yapılan tüm hesaplar, planlar, propaganda modelleri farklılaştı.

        Hatta partiler arası ilişkinin yeniden düzenlenip, görüşmelerin ve ittifak hesaplarının yeni bir zeminde yürütülmesini de zorunlu kıldı.

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti ile gerçekleşen İYİ Parti lideri Meral Akşener görüşmesini de bu zeminde okumak gerekir.

        Aktarıldığına göre Kılıçdaroğlu, depremin hemen ardından ikili bir görüşme yapmak istemiş.

        Ancak her ikisinin de deprem bölgelerine gezileri bu görüşmenin gerçekleşmesini engellemiş.

        Hatta Akşener’in İstanbul’da olduğu bilgisini alınca, gidip orada görüşmeyi de istemiş, ancak önceden planlanan programları nedeniyle görüşme ayarlanamamış…

        Akşener’in Cuma sabahı çıkışı sonrası da Kılıçdaroğlu parti yönetici ve milletvekillerine tek kelime etmemeleri ricasını iletmiş.

        Burada dikkat çeken CHP gibi kliklerin hüküm sürdüğü bir siyasi yapıda herkesin sürece saygı göstermesi.

        Daha önemlisi geçmişin aksine Parti Meclisi ve Grubunda tek bir itirazın oluşmaması, tam yetkinin Kılıçdaroğlu’na sorgulamaksızın verilmesi…

        REKLAM

        Bu ayrıcalık bugüne kadar ne İsmet İnönü, ne Bülent Ecevit, Deniz Baykal, ne de Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın'a nasip olmuştu...

        Partide sakinlik hüküm sürünce, CHP’de Cumartesi günü konu tekrar masaya yatırılmış.

        “Bir sorun olduğu açık, iki lider olarak görüşmeniz ve ortadaki sorunun nasıl giderileceğinin çıkması gerekiyor” görüşü ağırlık kazanmış.

        Pazar günü yapılan PM ve MYK toplantısında Kılıçdaroğlu kendisinin de bu yönde düşündüğünü belirterek randevu talebini Pazar akşam iletmiş, Akşener de kabul etmiş.

        “YERİ GİZLİ KALSIN” RİCASI

        Ancak görüşmenin ve yerinin gizli kalması konusunda da Kılıçdaroğlu hassas davranılması ricasını da iletmiş.

        Bu kapsamda iki lider dün saat 10.00’da çok az sayıda kurmayının bildiği kahvaltılı görüşmeyi gerçekleştirdi.

        Baş başa olduğu için taraflardan herhangi bir yansıma olmadı.

        “GÜZEL GEÇTİ, MEMNUNUM…”

        Kılıçdaroğlu dün görüşme sonrası partisinin MYK toplantısında sorulması üzerine, memnun bir yüz ifadesiyle şu kısa iki cümleyi kurmuş:

        “Gayet güzel geçti. Ben görüşmeden memnunum…”

        Kimse de cesaret edip ne gibi konuların ele alındığını sormamış…

        İYİ Parti lideri Akşener’in de yoğun bir programı vardı; önce 2 Mart toplantısı için SP lideri Karamollaoğlu ile buluştu, ardından da Başkanlık Divanı ve milletvekillerinin ortak buluşmasını gerçekleştirdi.

        Bu arada bir de seçim kampanyası şirketiyle görüştü…

        Akşener’in yakın çevresinden gelen mesajların hemen hepsi de aynı yönde oldu:

        REKLAM

        “Gayet iyi geçmiş, diyalogla çözülmeyecek mesele yoktur. Önemli olan seçimi kazanmak; burada anlaştıktan sonra gerisi teferruat…”

        Görüşme sonrası pazarlık yapıldığına ilişkin yansıyan haberleri de İYİ Parti Sözcüsü Zorlu net dille yalanladı ve “2 Mart toplantısına, ilan edilen ilkeler çerçevesinde kararlı şekilde hazırlanılmaktadır” dedi.

        Her iki partiden yayılan genel hava, son bir haftada oluşan gerilimin ve soğukluğun dağıldığı noktasındaydı.

        Aslında siyasetin geldiği noktada partilere bunu dayatıyor.

        Çünkü deprem öncesi yapılan tüm araştırmalar seçim sonrası bugün TBMM’de grubu bulunan partilerin milletvekili sayılarının birbirinden bugünkü gibi kopuk olmayacağını gösteriyordu.

        O nedenle her bir parti kilit konumdaydı ve eli güçlü hareket ediyordu.

        POLİTİK YAZILIMI DEĞİŞTİRDİ

        Ancak deprem var olan tüm politik yazılımları işlemez hale getirdi.

        Her büyük afet sonrası ortaya çıkan travmanın yeniden yazılım gerektirdiği gibi, deprem de yeni yazılımını zorunlu kıldı.

        Her birine format attırdı…

        Çünkü depremden etkilenen 13 milyonun bir bölümüyle acılar Anadolu’ya yayıldı.

        Deprem bölgesini terk etsin veya etmesin, her birinin diğer bölgelerden bir kişiyi etkilediği hesap edilirse 26 milyon demektir; seçmenin yarısı eder.

        Bundan dolayı bütün partiler hafta seçim kampanyalarını yeniden dizayn edip, beyannamelerini ona göre farklılaştıran bir süreci başlattı.

        Buna sadece muhalefet değil, AK Parti ve MHP de dahil; onlar da seçim beyannamelerini ve izleyecekleri yolu farklılaştıracaklarını açıktan dile getiriyor…

        LİSTE İTTİFAKI ARAYIŞLARI

        Bununla da kalmadı, ittifakların kendi arasında ortak liste çıkarma çabalarına da yeni düzen getirdi.

        REKLAM

        Deprem öncesi ile sonrasında partilerin liste ittifakına yaklaşımını farklı bir zemine dayandırdı.

        Belki de bundan dolayı siyasal süreçleri TBMM'nin tekrar çalışmalarına devam edeceği bugün itibarıyla masaya yatırıp, yeniden ele alınmasını zorunlu kıldı.

        Bütün partileri de bu hafta bu hesabı yapmaya itti...

        Nitekim AK Parti ile MHP Perşembe günü liste ittifakı üzerinde yeniden bir araya gelirken, CHP ve İYİ Parti de kendi içinde konuyu tartışıyor; nerede nasıl bir yöntemle liste ittifakına girileceğini tartışıyor.

        Millet İttifakı’nın diğer 4 partisi için de SP liderinin dile getirdiği ittifak içi ittifak modeli üzerinde çalışmalar yürütülüyor.

        Bunların da yine perşembe günü SP'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek Millet İttifakı liderler Zirvesi'nde ele alınıp, en azından yol haritasına yönelik bir kararın verilmesi bekleniyor.

        Tabii bu aşamada, belki adı sonra açıklanır ancak Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak da bir kararın çıkması kaçınılmaz görünüyor.

        BİRİ BİTİNCE, ÖTEKİNİN HAZIRLIĞI BAŞLAYACAK

        Bununla da kalmıyor, seçim sonrasının da hesabı yapılıyor.

        Çünkü bu bir günle sınırlı kalmayacak, seçim bittiği gün ötekinin, yani diğer seçimin hazırlığı başlayacak.

        Çünkü 10 ay sonra yerel genel seçim için oluşacak ittifakların temeli bu seçimde atılacağı için geleceğin şekillenmesini de sağlayacak.

        Daha önemlisi kim kazanırsa kazansın ortada zaten ekonomik krizle etkilenmiş üzerine de bir de deprem vurmuş sorunlar yumağı ile yüz yüze kalacak.

        Bu kadar sorunu çözebilen veya çözme emaresi gösteren ise iki seçimin de galibi çıkacak.

        Yoksa her iki seçim de üzerine yıkılacak…

        Afet sandığı olur mu?

        Afet sandığı olur mu?
        0:00 / 0:00

        İKİ gündür bir afet sandığıdır gidiyor...

        Dikkat çeken de bunu ileri sürenlerin de meseleye seçim yerine, oy üzerinden yaklaşmaları.

        Sözlerinden sanırsınız ki depremzedeler hiç oy kullanamayacak.

        Hemen belirteyim, depremzedeler oy kullanacak ve bulundukları illerde oylarını sandığa atacak.

        Memleketi olan iller için oy kullanamayacaklar belki, ama oy kullanmalarında herhangi bir sorun olmayacak.

        Çünkü Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun ile Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçim kanunları bunu garanti altına alıyor.

        Depreme maruz kaldıkları illeri için göç ettikleri ilde oy kullanmaları, yani afet sandığı kurulması konusuna gelince.

        Bunun olması bırakın kanunu, fiziken de mümkün değil.

        Çünkü 11 ilde deprem yaşandı ve bu illerdeki seçmenlerin bir kısmı farklı illere gitti.

        Farz edelim ki depremzedelerin en fazla gittiği Mersin'de depremzedelerin oy kullanması sağlanacak.

        Merkez ilçe Mezitli'deki Fındıkpınarı İlkokulu'nun bir sınıfını ele alalım...

        Bu sınıfta öncelikli olarak Mersin için biri milletvekili, diğeri de Cumhurbaşkanı için iki sandık zorunlu kurulacak; bunların bir sandık kurulu olacak...

        Eğer önerilen gibi afetzede sandığı kurulacaksa da depremin olduğu 11 il için de ikişer sandık gerekiyor; bu da eder mi 22 sandık...

        Mersin sandığı da eklendiğinde 24 sandığın o sınıfta kurulması anlamına gelir...

        Bunun için ayrıca her biri için de 24 sandık kurulu oluşmalı, çünkü her biri farklı bir seçim bölgesi olduğu için kanuna göre buna bağlı her sandık bölgesinde bir kurul oluşturulması gerekiyor...

        Ne bu kadar sandık görevlisi bulmak ne de 7 seçim kanunu buna izin veriyor; Anayasa değişikliği ile geçici bir madde eklense de fiziken imkan tanımıyor.

        Var sayalım ki bu kadar kurulmadı da her il için 4 farklı yerde afet sandığı kuruldu; bu da imkansız çünkü hangi sandıkta hangi depremzedenin oyunu kullanacağının belirlenmesi için de seçmen kütüğünün yeniden oluşması ve bunun içinden illerin tek tek ayrıştırılması gerekir ki bu da başka bir yük demek...

        Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimi kanunları bir yana, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'un 5 ve 36'ncı maddelerini okunduğunda da kanunen durumun ne denli içinden çıkılmaz olduğu görülür.

        Ayrıca Anayasa gereği seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde uygulanmayacağı hükmü de varken...

        Daha önemlisi Anayasa da bir kanundur ve 67'nci maddesinde yerini bulan "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz" hükmü de seçimle ilgilidir.

        Farklı görüşler ileri süren olabilir ama o da seçimle ilgili kanuni değişiklik olduğu için bir yıldan önce uygulanmamalıdır...

        Kaldı ki seçim bölgeleri de tamamen boşalmadı, atılan oy sayısı oranında da milletvekili belirlenmeyecek.

        Adıyaman ve Hatay'ın Antakya, Samandağ, Kırıkhan gibi ilçelerinde sorun var ama geri kalanda büyük bir göç yok; ayrıca gidenlerin de üç ay içinde dönüşü veya oy günü iline 2 saat uzaklıktaki Adana veya Mersin'den gelmesi söz konusu...

        Bu kadar formül üretip hem fiziken hem de kanunen işin içinden çıkılmaz hale getirmek yerine, var olan seçmenin nasıl rahat oy kullanacağına zihin yorulsa daha fazla fayda getirir...

        ''Aday konuşmadık''

        ''Aday konuşmadık''
        0:00 / 0:00

        CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun talebi ile gerçekleşen görüşmede, İYİ Parti lideri Akşener aday konusunu konuşmadıklarını söyledi.

        Akşener bu açıklamayı dün akşam saatlerinde GİK üyeleri ile birlikte toplantı yaptığı milletvekillerine açıkladı.

        Görüşme hakkında bilgi veren Akşener, bir parti yöneticisinin aktardığına göre görüşme hakkında şu bilgiyi verdi:

        "Görüşme talebi Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey'den geldi. Daha çok deprem konusunu konuştuk yapılanlar ve yapılması gereken işler üzerinde durduk. Sonrasında benim Fox TV'deki yayında dile getirdiğim konuları ele aldık. Kemal Bey, Yaşar Okuyan konusunda gereğini yaptığını, Bülent Kuşoğlu'nun açıklamasını da ilk aşamada kabul etmeyip açıklama yaptığını söyledi. Kendisi aday konusunu açmadığı için ben de sormadım. Perşembe günü zaten ele alacağız; ama aday konusunu konuşmadık.''

        Diğer Yazılar