Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İKİ şeyin "bayatı" çoğu zaman makbuldür...

        Şarap ve peynir...

        Peki, yıllanmış bir şarap, gıda kodeksine sokulup "bozuk gıda" işlemine tutulursa ne yaparsınız?

        "Böyle şey olur mu?" demeyin, çünkü oldu...

        Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun önceki gün çıkan yönetmeliği sonrası taşra teşkilatı, özellikle Marmara, Ege, Kapadokya gibi butik şarap üretiminde öne çıkmış bölgelerde denetimlerini yoğunlaştırdı.

        Bu kapsamda butik şarap üretimi yapan bir işletmeyi de ziyaret etti.

        KAÇAKÇILIK POLİSİYLE

        Bundan sonrasını yakından tanıdığım, dürüstlüğünü, mütedeyyin kişiliğini, devletine vergi bağlılığını bilip atadan kalma şarapçılığına da güvendiğim işletmecinin ağzından aktaracağım:

        "Yönetmelik Resmi Gazete'de çıktığı gün TAPDK deneticileri, ilçede görevli Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi'nden polislerle gelip baskın yaptılar.

        Polisler cumadan cumaya karşılaşıp sohbet ettiğimiz arkadaşlar.

        'Hayrola, uyuşturucu kaçakçısına baskın mı yapıyorsunuz?' dedim.

        'Kanunun emri, TAPDK deneticileri çağırdığında mutlaka gelmek zorundayız' dediler.

        Bütün şişeleri eldiven dahi kullanmadan tek tek indirip raflara yeniden dizdiler.

        Tereklerde birkaç tane Kavaklıdere, Doluca'nın 1995'te şişelenmiş şaraplarını buldular.

        'Bunlar 1995'ten kalma; bayat şarap satıyorsun, hakkında rapor tutup işlem yapacağız' dediler.

        Yıllanmış şaraba bozuk gıda muamelesi yaptılar.

        Ne dediysem anlatamadım.

        Sonunda polislerden biri, 'Yahu şarabın yıllanmışı makbuldür' diye tepki koyunca ona da diklendiler:

        'Türkiye'de yıllanacak şarap yok...'

        Dayanamadım, 'Atadan şarapçıyım; bari yanımda iddiada bulunma. Türkiye'de yıllanacak şarap üretilir, hem de çok kalitelisi üretilir' dedim.

        Polisler araya girip tartışmayı yatıştırdı.

        Şarabın damlasından haberi olmayan, nasıl üretildiğini bilmeyen insanlar niye bu kurumda çalıştırılır?

        Ben bu işi bırakacağım... "

        BÜYÜKLER DE DERTLİ

        Baktım sadece butik üretici değil, büyükler de dertli.

        Örneğin, yeni bir şarap, rakı mı ürettiler; tanıdıkları bildiklerine tadına bakıp görüş almak üzere bir şişe yollamaları yasak. (Madde 24):

        "Alkollü içkiler bedelsiz, hediye, yardım, ödül, eşantiyon veya promosyon olarak dağıtılamaz... "

        Yönetmeliğin birçok maddesi doğru olmakla birlikte, uygulamada kişi tercihine göre değişecek sübjektif durum yaratabilecek hükümler içeriyor.

        Görünen o ki alkollü içeceğin postayla yollanması da yasaklanıyor.

        Dikkat çeken bir başka örnek:

        "Alkollü içki reklamlarında, herhangi bir alanda özel başarıya sahip veya kamuoyunun güvenini kazanmış veya yardım kuruluşları ile işbirliği içinde olan veya çocuk ve gençler yararına faaliyette bulunan veya medyada isim yapması gibi nedenlerle, çocuk ve gençler için açıkça veya zımnen örnek teşkil eden veya edebilecek herhangi bir kişi, karakter veya grup yer alamaz."

        Cümle, "Zımnen örnek teşkil edebilecek" diyor.

        Ürettiğiniz Petrus dahi olsa takdir denetçide...

        İster "Bayat" der, isterse de "Kamuoyunun güvenini kazanmış ünlü kişiyi oynattın"...

        Amaç üzüm içmek olmayınca...

        Diğer Yazılar