Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YILBAŞI geldi ve “Hristiyan bayramıdır, kutlamak gâvur işidir, kutlayan hem gâvur hem ateisttir” gibisinden senelerdir vârolan tartışmalar tekrar canlandı.

        Hristiyan olmayan Türkler’in Noel münasebeti ile evlerine ağaç getirip süslemeleri ve 24 Aralık gecesi kiliseye gidip papaz efendinin önünde kutsal ekmek kuyruğuna girmeleri gibisinden meraklar, bana uçukluğun da ötesinde, tuhaf bir özenti gibi gelir... Kaldı ki Noel ile yılbaşı birbirlerinden tamamen farklıdır; Noel eski ama değişik kültürlere ait inançların içiçe geçip karmakarışık bir hal almış şeklidir ve Hristiyan âdeti zannedilmesine rağmen geçmişi çok daha eskilere gider.

        Noel ve yılbaşı hakkında daha önce yazdıklarımı bugün toparlayarak ve maddeler hâlinde tekrar veriyorum:

        - NOEL, HRİSTİYANLIKTAN ÖNCE DE VARDI: Noel’in temelini eski İran’ın güneş tanrısı Mitra için 25 Aralık’ta yapılan “aydınlığın karanlığa galip gelmesini kutlama festivali” teşkil eder. Bu âdet Baltık ülkelerine kadar gitmiş, oralarda Hazreti İsa’dan önceki devirlerde yılın en uzun gününün gecesinde yapılan ve aydınlığın gelmesini engelleyen kötü ruhların borular çalınarak kovulduğu “karanlığın sonu” âyini olmuştur. Baltık memleketlerinde gündüzler Aralık ayında birkaç saat sürmekte, günler ayın sonuna doğru uzamaktadır ve kutlanan işte günlerin bu uzaması, yani karanlığın azalmasıdır.

        - NOEL AĞACI, ESKİ MISIR VE ÇİN ÂDETİDİR: Noel ağacının geçmişi eski Mısır ile Çin’de varolan “sonsuz hayat” inancına dayanır ve yeşil olan herşey, bu sonsuz hayatın sembolüdür. Yeşil ağaç Hristiyanlık öncesi dönemlerde Baltık memleketlerine de gitmiş ve tapınak mekânı olarak ormanların kullanıldığı bölgelerde “karanlığın sonu” âyinlerine girmiştir. Bu inancın 16. asır Almanya’sında, Aralık ayının sonlarına doğru evlere yeşil ağaç koyma geleneği hâline gelmesi daha sonra bütün Avrupa’ya yayılmış, 17. asırda Alman ve Hollandalı göçmenler tarafından Amerika’ya da götürülmüş ve tabiata tapma zamanlarından kalan bu âdet “Noel ağacı” haline gelmiştir.

        - NOEL BABA, HRİSTİYAN AZİZİ DEĞİLDİR: Beyaz sakallı, kırmızı elbiseli ve kukuletalı Noel Baba, aslında Kuzey Avrupa ülkelerinin mitolojik kahramanıdır ve o da Hristiyanlık’tan önceki asırlardan kalmadır. Adı “Santa Claus”tur, zannettiğimizin aksine kilise azizi falan değil, değişik kültürlere ait eski inanışların sentezidir. Çocuklara hediye dağıttığı inancının gerisinde ise Roma ve eski İran efsaneleri vardır. Noel Baba’ya yakıştırılan sakal, ilhamını eski İran’daki “mog” denilen ateş rahiplerinin sakalından almıştır, kırmızı kukuletası da “mog”ların, yani ateş rahiplerinin başlığıdır ve aynı başlık Fransa’da 1789’daki ihtilâlden sonra bir ara resmî serpuş olmuştur.

        - DEMRELİ AZİZ NİKOLA BAŞKA, NOEL BABA BAŞKA KİŞİLERDİR: Dördüncü asrın ortalarında ölen ve “Noel Baba” olduğu söylenen Aziz Nikola başka, Hazreti İsa’dan önceki çağlarda yaşayan, Baltık ülkelerinin folklorik kahramanı olan ve asıl “Noel Baba” diye bilinen Santa Claus başka kişilerdir. Aziz Nikola eski Roma tanrılardan olan ve denizcileri koruduğuna inanılan Poseidon’un Hristiyan versiyonu gibidir ve Noel Baba ile benzerliği, her ikisinin de hediye dağıttıklarına inanılmasıdır.

        - HAZRETİ İSA’NIN GERÇEK DOĞUM GÜNÜ TARTIŞMALIDIR: Katolikler ve bazı Ortodokslar 24 Aralık’ı Hazreti İsa’nın doğum günü kabul ederler. Ama o günle ilgili olarak Eylül’den Ocak’a uzanan zaman dilimi üzerindeki tartışmalar hâlâ devam etmektedir ve bazı Hristiyan mezhepleri, peygamberin doğumunu değişik günlerde kutlarlar. Katolikler’in Hazreti İsa’nın doğumunu 24 Aralık’ta yani Noel gecesinde kutlamalarının temelinde de, eski İran ve Baltık geleneği olan “karanlığın sonu” âyini yatar. Yılbaşının ise din ile yahut İsa’nın doğumuyla hiçbir alâkası yoktur, sadece bir takvim başlangıcıdır.

        Yeni seneniz kutlu olsun!

        Diğer Yazılar