Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eskiden üniversite hocalarının tek başlarına yaptıkları intihaller artık grup hâlinde yapılıyor ve bu işin son örneği de Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’nin üç mensubunun ortak yayınları: Türkçe konuşan Anadolu Ortodoksları’nın 16. asırdan itibaren çıkarttıkları kitapların kataloğu olan, alanında tek ve “klasik” kabul edilen “Karamanlidika” serisinin bazı bölümlerinden yapılan makaslamalar, Hacıbektaş Üniversitesi’nin “Bilimsel Araştırma Projesi” oldu! İntihale uğrayan eserlerden biri de Cumhurbaşkanlığı Liyakat Madalyası’nın sahibi Prof. Dr. Evangelia Balta.

        BAŞKASININ eserini çalıp kendisininmiş gibi yayınlamaya “intihal” denir. Kelime bazı sözlüklerde “başkasına ait eseri kendi eseri imiş gibi yayınlama” şeklinde nazik biçimde ifade edilir ise de, bu iş basbayağı bir hırsızlıktır. Adamın cebinden parasını çalmakla, birinin evine gizlice girip eşyalarını yürütmekle veya yankesicilikle intihal arasında hiçbir fark yoktur. Birinde çalınan paranız yahut malınızdır, diğerinde ise emeğinizin mahsulü olan göznurunuz, eserinizdir ama ortada bir fikir ve emek hırsızlığı olduğu için, intihal işi çalma eyleminin en berbatı ve en utanmazcasıdır.

        AZ ÇALAN AKLANIYOR

        Türkiye’de intihal konusunda en fazla yayın yapan gazetecilerden biri, herhalde bendenizim. İntihalcileri teşhir edebilmek için senelerden buyana yazdım, neyi nasıl çaldıklarını belgeleri ile yayınladım, YÖK’ü göreve çağırdım ama ortaya koyduğum dünya kadar hırsızlığın birkaçı dışında hiçbirinden tam bir netice alamadım, üniversiteler akademik soygunculara kol-kanat gerdiler! Hırsızlar ya “zamanaşımı” gibi akademik camiada mevcut bulunmaması gereken bir bahane veya “intihal yüzdesinin düşük olması”, yani “Çalmış ama sadece bir lira çalmış, şayet bin lira çalmış olsaydı gereğini yapardık” gibisinden gerekçelerle aklandılar ve dosyalar sümenaltı edildi. Bugün, üniversitelerimizde son zamanlarda maalesef gittikçe artan bu işin son bir örneğini teşhir edeceğim:

        ANA DİLLERİ TÜRKÇE’YDİ

        Sözünü edeceğim intihal Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’nde yaşanmış ve bir değil, üç kişi tarafından müştereken yapılmış:

        Yrd. Doç. Dr. Neşe Harbarioğlu, Doç. Dr. Adem Öger ve Yrd. Doç. Dr. Erkan Hirik tarafından...

        Üniversitenin isimlerini verdiğim bu üç mensubu “BAP” denen “Bilimsel Araştırma Projesi” olarak “Karamanlıca Eserler Kataloğu” isimli bir seri üzerinde çalışmaya başlamış ve serinin ilk cildini de geçen Kasım’da yayınlamışlar. Önce, “Karamanlıca”nın ne olduğunu söyleyeyim:

        Anadolu’da asırlar boyu yaşayan, anadilleri Türkçe, dinleri Hristiyan Ortodoks olan, Rum harfleri ile Türkçe yazan ve 16. asırdan itibaren Yunan harfleri ile ama Türkçe kitaplar çıkartan “Karamanlı” denen Anadolu Rumları’nın konuştukları Türkçe ve yaptıkları yayınlarıdır. Karamanlılar’ın kökeni, hâlâ tartışmalıdır. Bizans döneminden kalma Hristiyan Türkler veya Türkleşmiş Anadolu Hristiyanları oldukları düşünülmektedir. Rumca yerine Türkçe konuşmalarını geçen asırlardan kalan ve kendilerine ait olan “Gerçi Rum isek de Rumca bilmez, Türkçe söyleriz / Ne Türkçe yazar okuruz, ne de Rumca söyleriz / Öyle bir mahlût-ı hatt-ı tarikatimiz (karışık bir ifade biçimimiz, yolumuz) vardır / Hurufumuz (harflerimiz) Yunanîce, Türkçe merâm eyleriz” dörtlüğü ile ifade etmişlerdir.

        KARAMANLICA’NIN KLASİKLERİ

        Anadolu’daki Karamanlılar’ın tamamı, Lozan Muahedesi’nin ardından gelen mübadele ile asırlardır yaşadıkları topraklardan çıkartılıp Yunanistan’a gönderildiler... Sonraki senelerde Karamanlılar’ın dilleri, edebiyatları ve yayınları hakkında akademik çalışmalar başladı. Her ikisi de Fransız Akademisi’nin üyesi olan Sévérien Salaville ile Eugene Dalleggio’nun 1958 ile 1974 arasında yayınladıkları ve gayet nâdir oldukları için elyazması muamelesi gören kitapların yeraldığı üç cildlik Karamanlıca yayın kataloğu, Karamanlıca bahsinin klâsiği kabul edildi...

        EVANGELIA TAMAMLADI

        Salaville ile Dalleggio’nun ölümünün ardından bu işi Kavala doğumlu akademisyen bir hanım olan Evangelia Balta devam ettirdi, o da 1987’den 1997’ye kadar üç cild daha yayınladı. Karamanlılar ile ilgili bu ve diğer çalışmaları sebebi ile 2013’te Türk Tarih Kurumu’na “şeref üyesi” seçilen Balta, 2014 Haziran’ında da zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den liyakat nişanı aldı.

        Aynı konuda çalış- mış, seneler önce kitap da çıkartmış ve mevzuya yabancı olmayan bir kişi olarak açıkça söyleyeyim: Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Neşe Harbarioğlu, Doç. Dr. Adem Öger ve Yrd. Doç Dr. Erkan Hirik tarafından ilk cildi yayınlanan “Karamanlıca Eserler Kataloğu”, alanında tek kabul edilen bu Karamanlıca katalogların çeşitli cildlerinden yapılmış intihallerden meydana gelmektedir. İntihal eseri katalogda yeralan 154 kitabın 98’i Salaville ile Dalleggio’nun, 51’i de Evangelia Balta’nın yayınlarından makaslanmış, sadece üç kitap hakkındaki bilgiler internetten indirilmiştir, ortaya konmuş yeni bir bilgi yoktur; üstelik Karamanlıca eserlerin akademik camiada senelerden buyana kullanılan katalog numaraları da değiştirilmiştir!

        İntihal yayının “pes” dedirten taraflarından biri de, makasladıkları kısımların yarıdan çoğunun kaynağı olan Sévérien Salaville ile Eugene Dalleggio’nun kitabından önsözde ve bibliyografyada bahsedilmemesi!

        Önsözde “Karamanlı Ortodokslar’ın Grek harfleri ile yazdığı Türkçe eserlerin kataloğu farklı yöntemlerle Evangelia Balta ve Vasileios Dafnopatidis tarafından önceki yıllarda Yunanistan’da yayınlanmıştır” dendikten sonra “Ancak bizim çalışmamız, proje kapsamında saha araştırması yöntemi ile tesbit ve temin ettiğimiz, elimizde kopyası mevcut olan eserleri içermektedir” şeklinde tuhaf bir cümle geliyor; kaynak olan, daha doğrusu “makaslanan” eserlerin isminden bahis bile edilmiyor!

        KİTAP ORTADAN KAYBOLDU

        Şimdi de, bu intihal meselesinin son aşamasından bahsedeyim:

        Türkiye Cumhurbaşkanlığı Liyakat Madalyası sahibi Prof. Evangelia Balta, 1958 ile 1997 arasında altı cild olarak Atina’da yayınlanan “Karamanlidika” serisinin tamamını son bulduğu eserlerin ilâvesi ile Türkiye’de de çıkartmak için İş Bankası Kültür Yayınları ile hazırlıklara başlamıştı. Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi hocalarının seriden intihal yaptıkları yolunda gelen haberler üzerine yayınevi Nevşehir’deki üç hocaya ayrı ayrı ihtarname göndererek, hukukî yola başvuracağını duyurdu.

        Fakat ihtarnameler bir işe yaramadı ve intihal serisinin ilk cildi, geçen Kasım’da Ankara’da Gazi Yayınevi’nden çıktı ama hukukî girişimin devamı üzerine basılan intihal eseri bir anda ortadan yokoldu, daha doğrusu büyük ihtimalle saklandı! Kitaplar şu anda piyasada mevcut değil, yayıncısı görünen Gazi Kitabevi’nde de bulunmuyor!

        Üniversitelerimizin geldiği son noktayı bu son intihal hadisesinden daha mükemmel ifade edebilecek bir başka örneği zor bulursunuz! Böyle intihal meselelerinin hâlâ bir türlü anlamadığım bir tarafı daha var: Haydi, oturup ter dökerek çalışmak ve ciddî şekilde araştırma yapmak yerine başkalarının çok daha önce ve uzun çabalar neticesinde ortaya koydukları eserlere musallat oluyor ve hiç sıkılmadan makaslıyorlar diyelim...

        Ama kenarda-köşede kalmış, az bilinen ve gözlerden ırak olan başka konular varken dünyada tek olan ve alanında klâsik kabul edilen eserler hangi cesaretle yağmalanıyor ve üzerlerine hiç sıkılmadan intihalcinin ismi konuyor?

        KULÜBE HOŞGELDİN EVA!

        İş bu kadarla kalsa, yine iyi! Meselenin daha da önemli tarafı, bu talan karşısında üniversitenin ne yapacağı...

        Sağladığı “Bilimsel Araştırma Projesi”nin “Karamanlidika” gibi alanında tek olan bir eserin yağması ile neticelenmesi karşısında Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’nin tavrı acaba ne olacak? Sadece üniversite değil, çok iyi bir Türk Edebiyatı profesörü olan ve “Karamanlidika” serisinin önemini gayet iyi bildiğine emin olduğum YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç bu yağ- maya nasıl bir tepki gösterecek? Şimdi bütün bunların ardından, dostum Prof. Evangelia Balta’ya da kısa bir söz etmem gerekiyor:

        Benim de mensubu olduğum “İntihale Uğrayanlar Klübü”ne hoş geldin Eva! Kalos irthate!

        Diğer Yazılar