Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kudüs’te kan gövdeyi götürüyor, iktidardan düşme korkusuna kapılan İsrail Başbakanı Netanyahu bizzat yarattığı kanlı krizi tırmandırdıkça tırmandırıp Hitler’in vaktiyle Yahudiler’e çektirdiklerine özenircesine Filistinliler’e etmedik eziyeti bırakmıyor, Gazze bombalanıyor, olan oraların sâkini garip Filistinliler’e oluyor ve zulme karşı sesini sadece Türkiye yükseltiyor, Arap dünyası ise tısss!

        Bütün bu facialar yaşanırken, dünden itibaren önce sosyal medyamızda, sonra da güzide ve necip basınımızda bir belge dolaşıp durmaya başladı: Atatürk’ün 1937’de Millet Meclisi’nde “Filistin’in Yahudi ve Hristiyan hâkimiyeti altına girmesine müsaade etmeyeceğimizi ve Peygamber’in son arzusunu, yani mukaddes toprakların daima İslâm hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazır olduğumuzu” söylediği yolunda bir iddia...

        Haber, Hindistan’da Müslümanlar’ın çıkarttığı “Bombay Chronicle” gazetesinde 27 Temmuz 1937’de yayınlanmış; zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da 20 Ağustos 1937’de Başbakanlık’ı yayından haberdar etmiş...

        Şükrü Kaya, şimdi Cumhuriyet Arşivi’nde muhafaza edilen yazısında, Bombay Chronicle’a göre Atatürk’ün bu sözleri 1937 yazında Millet Meclisi’nde söylediğinden ve haberin daha önce Ankara’da yayınlanan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde çıktığını yazdığından bahsediyor. Bombay Chronicle, “Filistin’e el sürülemez. Kemal Paşa, Avrupa’ya ihtar ediyor” başlığı ile verdiği haberde Atatürk’ün “Peygamber’in son arzusunu, yani mukaddes toprakların daima İslâm hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. …Cedlerimizin, Selâhaddin’in idaresi altında, uğrunda Hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında (altında) bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar, bugün Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz” dediğini iddia ediyor...

        REKLAM

        Şükrü Kaya’nın Başbakanlık’a gönderdiği yazı gerçektir ama Bombay Chronicle’da yeralan ve Atatürk’e ait olduğu iddia edilen ifadeler palavradır! Atatürk’ün böyle bir demeci yoktur, Meclis zabıtlarında bu şekilde bir konuşması mevcut değildir; o tarihte hem Meclis tatildedir, hem de Atatürk 1934 yazını Ankara’da değil, İstanbul’da geçirmiştir! Üstelik 1937’de “Hakimiyet-i Milliye” adında bir gazete çıkmamaktadır, zira Hakimiyet-i Milliye’nin ismi 28 Kasım 1934’ten itibaren “Ulus” olmuştur!

        SAZANIN DÖRDÜNCÜ ATLAYIŞI!

        Hem basınımız, hem de sosyal medya düşkünlerimiz, bir Hind gazetesinin bundan 84 sene önce ortaya attığı bu uydurma haberin başına üşüşüp yalanı tepe tepe kullanıyorlar!

        Sosyal medyadaki palavraların “bilgi” zannedilip kirliliğinin her tarafı kaplamaya başladığı bugünlerde Atatürk’ün böyle sözler etmesinin mümkün olmadığını derhal anlayabilecek akıl, iz’an ve idrak sahipleri neyse ki hâlâ mevcut ama maalesef azınlıktalar!

        Zaten, meselenin çok daha önemli bir tarafı var: Hafızamızın başına bir işler gelmiş olması!..

        Bombay Chronicle’ın yalanı daha önce de defalarca ortalığa saçılmış, birileri palavranın üzerine her defasında sazan gibi atlamış, hattâ bazı akademisyenler ve “araştırmacı yazar” oldukları söylenen zevât TV’lerde bu yalanı şakır şakır yorumlayıp millete “Türkiye’nin Atatürk Dönemi Ortadoğu Politikası” dersleri vermişlerdi!

        Haber ilk defa 2006’nın Temmuz’u ile Ağustos’unda iki ayrı gazetede çıkmış, birkaç gün tartışılmış, sonra modası geçmiş ve unutulmaya terkedilmişti. İki buçuk sene sonra, 2009’un başında tekrar hatırlandı, yeniden yazılıp konuşuldu ve yine bir tarafa atıldı. Derken aradan sekiz sene seçti, 2017 Aralık’ında bir daha ısıtıldı ve her zaman olduğu gibi aradan birkaç gün geçtikten sonra unutuldu ve 2021 Mayıs’ında, yani bu hafta hem sayfalarda, hem de sosyal medya ekranlarında dördüncü defa cirit atmaya başladı...

        Bu Hind masalı hakkında daha önce de iki defa “İnanmayın!” diye yazmıştım, yalan olduğunu bugün üçüncü defadır söylüyorum!

        İnanmayın ve hem Filistin’den, hem de Atatürk’ten bahseden “gerçek” bir belge görmek isterseniz, bir sonraki yazımı bekleyin...

        Diğer Yazılar