Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Memleketin dört bir tarafı yanıyor ve tutuşan yahut tutuşturulan ormanlar gündemin tabii ki ilk sırasında yeralıyor...

        Ama dün gelen ve üzerinde gayet ciddî şekilde düşünmemiz gereken bir haber ne yazık ki gözlerden kaçtı ve önemine rağmen hiç mi hiç ses getirmedi.

        Haber, şöyle: Marmaris’teki yangını 10-12 yaşlarında iki çocuğun başlattığı iddia ediliyor! Çocukların pedagog refakatinde ifadeleri alınmış ve “Kitap yakıyorduk, alev çoğaldı, Kola şişesine su doldurup söndürmek istedik, sönmedi, biz de kaçtık” demişler!

        Koskoca ormanları iki çocuğun küle çevirdiği iddiası şayet doğru ise hakikaten vahimdir ama asıl vahameti Marmaris’teki büyük yangına sebep olan ilk kıvılcımın kaynağı teşkil etmektedir: Yakılan kitaplar!

        Orman yangınları şimdiye kadar hep izmarit, mangal yahut nargile yüzünden çıkardı ve bu sebeplere şimdi bir yenisi ilâve edildi: Kitap yakmak...

        Mesele de işte burada: On küsur yaşındaki çocukların kitabı artık “yakılacak” nesne olarak görmeleri!

        Böyle bir iş ettikleri için sadece çocukları suçlamak pek akıl kârı iş olmaz; asıl hesap sorulması gerekenler kitap yakan o çocukları yetiştirenler, yani kitabın yakmaya değil okumaya yaradığını öğretmemiş olan aileler, çevre, okullar, hattâ bütün eğitim sistemidir!

        REKLAM

        Yolcu trenleri seneler önce Anadolu’daki küçük istasyonlarda durduğu zaman vagonların etrafını “Gazete, gazeteeee...” diye bağırıp okunmuş gazete isteyen çocuklar çevirirlerdi. Gazeteleri okumak değil, kesekâğıtçılara satmak maksadıyla isterlerdi ama okumasalar bile fotoğraflarına bakarlar, sayfaları yırtılıp parçalanmamaları için itina ile katlarlardı, yani kâğıdın kıymetini bilirlerdi!

        Zamâne çocuklarından bazıları için kâğıt artık yakılacak malzemedir!

        Habertürk’te dün, Belgrad Ormanları’nda mangal yapıp semaver kuran bir hödüğün fotoğrafları vardı... Memleketin dört bir tarafındaki ormanlar cayır cayır yanarken ağaçların arasında mangal ve semaver safası yapan herif gerine gerine “Ateşimizi iyi söndürdük” diyebilecek kadar yüzsüzdü...

        Türkiye’de yüzlerce, binlerce hektar ormanın küle dönmesinin eleminin yaşandığı günlerde kazık kadar adam gittiği ormanda hâlâ ateş yakmaya devam edebiliyorsa, o kafanın mahsulü olan çocukların kitap yakmalarına hiç şaşırmayalım!

        HAYVANLARI DA KATLEDİYORLAR!

        Ormanların aşırı sıcaklar yüzünden kendiliklerinden mi alev aldıklarını, yoksa kundaklamanın mı mevcut olduğunu; açılan soruşturmaların neticesinde öğreneceğiz...

        Kundaklama iddialarının doğru çıkması ve bu cürmü işleyenlerin yakalanması hâlinde sadece Ceza Kanunu’nun ormanları yakmakla ilgili maddelerinin değil, Meclis’in geçen haftalarda kabul ettiği Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki cezaî müeyyiddelerin de tatbiki şarttır.

        Orman ağaçtan, yeşillikten ve çalı-çırpıdan ibaret değildir; envâi çeşit canlının da mekânıdır. Sincaptan kaplumbağaya, tilkiden ayıya, keçiden porsuka, geyiğe, sansara ve hattâ tırtıla kadar daha nice hayvan orada yaşar ve dolayısı ile orman yakanlar bütün bu canlıların da katilidirler!

        Meclis’in yeni kabul ettiği Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanları artık “mal” hükmünden çıkartıyor ve “hayat hakkı olan birer canlı” kabul ediyor.

        Bu kanun, kundakçılara daha ağır cezalar verilebilmesi için mükemmel bir fırsattır!

        Diğer Yazılar