Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Galatasaray, Faruk Süren’in 1990’lardaki başkanlığı döneminde Türkiye kupasını ardarda kazanmaya başlayınca sıkı bir Galatasaraylı’nın, rahmetli Çetin Emeç’in kızı olan piyanist Mehveş Emeç, 1998’de klüp için La Minör’den bir marş bestelemişti.

        “Cimbom Galatasaray / Galatasaray şampiyon / Cimbom Galatasaray / Şampiyonum cimbomum” sözleri ile başlayan marş “Türkiye’nin gururu / Taraftarın cimbomu / Seni sevdik gönül verdik şanlı Galatasaray / Seni sevdik gönül verdik şanlı cimbomum” diye devam ediyordu...

        Emeç’in “Cimbom’un Sesi” isimli bestesinin aranjesini Derya Köroğlu yaptı, marşın daha sonra kaseti de çıktı ve taraftarlar eseri tribünlerde senelerce okudular. Hattâ marş öyle benimsendi ki bir ara korsan CD’si bile yapılınca Mehveş Emeç yıllarca uğraştı ve korsanları mahkûm ettirdi...

        Marşın melodisi akılda kolayca kalıyordu; “cimbom” ibâresi ile “Seni sevdik gönül verdik şanlı cimbomum” sözleri bütün taraftarın dilindeydi ve “Cimbom’un Sesi” Galatasaray’ın 2000’de UEFA Kupası’nı kazanmasının ardından daha da yaygın şekilde okunmaya başladı.

        Derken aradan seneler geçti ve Mehveş Emeç’in bestesi olan Galatasaray Marşı’nın en kıvrak kısmı sosyal medyada son günlerde yeniden işitilir oldu...

        Fakat Mehveş Emeç’in değil, Fazıl Say’ın bestesi olarak!

        Aşağıdaki klipte Fazıl Say’ın marşının “la la la la la la...” diye başlayan girişi ile Mehveç Emeç’e ait Galatasaray Marşı’ndaki “Seni sevdik gönül verdik şanlı cimbomum” mısralarının melodilerinin birebir aynı olduğunu görebilir ve hemen ardından da melodinin aslını, yani Galatasaray Marşı’nın o bölümünü sözleri ile dinleyebilirsiniz:

        Fazıl Say’ın 100. Yıl ve Mehveş Emeç’in Galatasaray marşları.

        Fazıl Say’ın nasıl koyu bir Fenerbahçeli olduğu malûm... Ama, Mehveç Emeç’in bestelediği Galatasaray Marşı’nın nağmelerini öylesine beğenmiş, melodisine de o kadar hayran kalmış ki; Fener’e olan gönül bağını bir tarafa bırakmış ve Galatasaray için yapılmış marşın bir bölümünü tereddüt etmeden alıp kendi 100. Yıl Marşı’na monte etmekte hiç beis görmemiş gibi!

        Başkasına ait bir eseri izinsiz olarak alıp kendisinin eseri imiş gibi göstermeye “intihal” denir ve Fazıl Say’ın bestesinin üzerine can sıkıcı, tatsız ve hiç yakışmayan bir intihalin gölgesi çökmüştür! Üstelik, Mehveş Emeç’in bestesinden alınıp 100. Yıl Marşı’nın girişine konan melodi Fazıl Say’ın marşının hatırda kalabilecek tek nağmesidir ve bu vaziyet, intihali daha da ağırlaştırmaktadır.

        MEHVEŞ HANIM ÖZÜR BEKLİYOR

        Mehveş Emeç’in eşi Özalp Birol’un Facebook’taki hesabında dün bu konuda gayet nazik bir dille yazılmış kısa bir açıklama vardı...

        Birol, “Esinlenmeyi anlarım ama bu intihale giriyor” başlığından sonra özetle “...Bildiğiniz gibi değerli bir müzik insanımız 100. Yıl Marşı besteledi. Beğenilse de beğenilmese de hiç şüphesiz büyük bir emektir, saygı duyarım. ...Bu marşın en hoş ve belki de akılda en çok kalacak yerlerinden biri olan, girişte ve daha sonra da tekrar edilen “nakarat” bölümü (La la la la la la la la la la la la la...) eşim Mehveş Emeç’in bestelediği Cimbom Galatasaray Marşı’nın “a” bölümünün aynısı... Yani, “Seni sevdik gönül verdik şanlı Galatasaray, seni sevdik gönül verdik şanlı Cimbomum” bölümü. ...Sanatçılar dinlediklerinden, okuduklarından, gördüklerinden esinlenebilirler ya da akıllarında bir şeyler kalır, bunu anlarım ama burada ciddi alıntı(lar) var. ...Bu durumu haksızlık olarak görüyorum ve eleştiriyorum. Ben olsam ve şayet bunu bilerek yapmadıysam, Mehveş’e ve GS camiasına pardon! der ve o bölümleri yeniden bestelerdim” diyordu.

        Dün önce Özalp Bey ile, ardından da şu anda Marmara Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden olan Prof. Dr. Mehveş Emeç Birol ile konuştum...

        Mehveş Hanım “Çok şaşırdığını ve üzüldüğünü” söyledi; “Herkesin bir gözbebeği vardır, bu marş da benim gözbebeğimdir, hattâ çocuğum gibidir. Hepimiz yanlış iş yapabiliriz ama hatâlarımızı sonradan düzeltmemiz gerekir. Fazıl’ın benim melodilerimi kesinlikle bilmeden kullandığına inanıyorum ve düzelteceğini düşünüp özür bekliyorum” dedi.

        BRAHMS, MEZARDAN ÇIKIP TELİF İSTEMELİ!

        Mehveş Emeç’in eşi Özalp Birol, Facebook’taki açıklamasında “Cimbom GS Marşı bir şekilde bestecinin aklında kaldı ya da danışmanları onu uyarmadılar herhalde diyeceğim ama böyle bir prodüksiyonda onlarca müzik insanı vardır, bu alıntı bu insanlardan birinin bile dikkatini çekmedi mi?” diye soruyordu...

        Ben de Özalp Bey gibi düşünmek ve Fazıl Say’ın açıkça bir “intihal” olan bu işi bilerek yapmadığına inanmak istiyorum; hattâ başkasına ait bir melodinin tırtıklamasını o âyarda bir müzisyene yakıştıramıyorum fakat Fazıl Say’ın Johannes Brahms’a ait Fa Majör 3. Senfoni’nin üçüncü kısmını bir başka eserinde, Metin Altıok’un “Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman” mısraı ile başlayan sonesine yaptığı bestede de aynen kullanmasına ne diyeceğiz?

        Bu klipte, Fazıl Say’ın Brahms’ın eserinin ana temasını kendi bestesinde giriş müziği olarak kullanması ve hemen ardından da Brahms’ın senfonisinden o bölümün orijinali yeralıyor:

        Fazıl Say’ın bestelediği sonenin girişi ve Brahms’ın senfonisi.

        Dolayısı ile, Fazıl Say’ın 100. Yıl Marşı sıkıntılı bir eserdir! Üzerini intihal bulutu örtmüştür ve Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümü için yapılacak bestelerin şaibesiz olmaları lâzımdır.

        Diğer Yazılar