Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'da okunan Nevruz mesajı, Kürt hareketi konusunda şimdiye kadar yayınlanan "son" bildiridir ve her "son"un bir de "ilk"i vardır. İşte, nerede ve kim tarafından kurulduğu ile mahiyeti hâlâ tam olarak bilinmeyen "Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi"nin 1920'lerin ikinci yarısında yayınladığı ilk Kürt bildirisinin tam metni...

        TÜRKİYE, günlerdir Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'da okunan Nevruz mesajını, mesajın okunması sırasında ve sonrasında yaşananları konuşup tartışıyor.

        Kürt hareketi konusunda şimdiye kadar bu kadar açık şekilde okunan ve yayınlanan bir başka bildiri olmadığı için Abdullah Öcalan'ın mesajını "ilk" zannediyoruz ama "ilk" değil "son" mesajdır, yazılı ilk bildiri 1920'li yılların sonunda yayınlanmış ve tam metni hep gizli kalmıştır.

        ŞEYH SAİD'E ATIF

        Bugün bundan birkaç sene önce yine bu sayfada sadece talep kısmından birkaç maddeyi yayınladığım bu "ilk" bildirinin tam metnini veriyorum...

        Altında "Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi", yani "Kürdistan Bağımsızlık ve Kurtuluş Komitesi"nin adının bulunduğu bildirinin tam olarak hangi senede yayınlandığını bilmiyoruz, zira orijinal bir nüshası arşivimde bulunan metnin altında bir tarih yeralmıyor. Metinde geçen "Şehîd-i mübeccel Şeyh Said Efendi Hazretleri'nin -Allah sırrını yüceltsin- başkaldırısı..." şeklindeki ifadeden 1925'teki Şeyh Said ayaklanmasından sonra ve harf devriminin yapıldığı 1928 öncesinde, yani 1925 ile 1928 seneleri arasında kaleme alındığı anlaşılıyor.

        "ÂZÂDİ" ÖRGÜTÜ

        Kürt tarihi üzerinde çalışanlar, bu ilk bildirinin altında imzası bulunan "Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi"ni ne zaman, nerede ve kimlerin kurduğu konusunda kesin bir bilgi veremiyorlar. Komitenin 1919 ile 1922 yılları arasında ortaya çıktığı, kuruculuğunu Muş ve Hınıs taraflarında yaşayan Cibran Aşireti'nin lideri ve Sultan Abdülhamid'in Hamidiye Alayları'nın önemli isimlerinden olan Albay Cibranlı Hâlid Bey'in yaptığını söylüyorlar. "Özgürlük" mânâsına gelen "Âzâdî" kelimesinden hareket edilerek, Şeyh Said ayaklanmasının hazırlayıcısı olduğuna inanılan ve Diyarbakır İstiklâl Mahkemesi'ndeki duruşmalarda da ismi geçen "Âzâdî" örgütünün de "Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi" olduğu düşünülüyor.

        "Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi Genel Merkezi"nin 1920'lerin ikinci yarısında hazırladığı ve bundan birkaç sene önce sadece talep kısmını oluşturan dört maddesini yayınladığım bildirinin tam metnini yandaki sütunda okuyabilirsiniz.

        Besmele ile başlayan bildiride yarı bağımsızlık talep ediliyordu

        "KÜRDİSTAN İstiklâl ve İstihlâs Komitesi"nin bildirisinde metinden önce besmele yeralıyor, asıl metin "Ey şecî (yiğit) Kürt milleti" hitabıyla başlıyor, Ankara hükümeti hakkında son derece ağır ifadeler kullanılıyor, başlayan ayaklanmanın devam etmesi isteniyor, bu ayaklanmanın Kürt haklarının yanısıra, aynı zamanda İslâmiyet için de olduğu söyleniyor ve metnin sonunda maddeler halinde talepler sıralanıyor..

        İşte, bildirinin tam metni:

        "Bismillâhirrahmanirrahim.

        Din yolunda şehid düşen, namus için can veren ve aşiretinin şerefi uğrunda kan döken şanlı dedelerimizin mukaddes ruhları göklerden size bakıyor.

        Emanet ve yadigâr olarak terkettikleri Allah'ın kitabını, Muhammed'in -sallâllahu aleyhi vesellem- şeriatını yakan, yıkan Ankara mürtedlerine (İslâm'dan çıkmışlara) ve onların vasıta-ı icraiyesi (icra vasıtası) olan hükümet memurlarına karşı ne yapacağınızı görmek istiyorlar. Yatakta ömr-i tabii (tabiî ölüm ile) ile ölümünü âr (utanç) bilen millî an'anâtınıza (geleneklerinize) ne derece sadık bulunduğunuzu anlamak istiyorlar. Namus-ı millî ve mukaddesât-ı dînîsi (millî namusu ve dininin kutsalları) uğrunda tüfenge sarılarak çarpışanları takdîr; hayatını muhafaza için fişekliğini belinden açan, tüfengini Türk'e teslim eden, karısını cebren tatlikine (boşamasına), aşiretinden, milletinden herhangi bir kızın alınarak kerhaneye götürülmesine rıza gösteren ve hudud haricine çekildiği halde içerideki milletdaşlarının imdadına koşmayan haysiyetsiz bed-mâyeleri (mayası kötü olanları) da tel'in ediyorlar.

        Onlara diyorlar ki: Belinizden açtığınız hançerleri boşatılan karılarınıza, elinizden bıraktığınız tüfenkleri kerhaneye sevkedilen kızlarınıza verin, verin de erkek gibi muhafaza edemediğiniz namusları önünde onların ..... (başörtülerini) başınıza örterek ağlayın, kendi namus ve dinlerini nasıl kahramanca kurtaracaklarını da görün!...

        Korkunun ecele faydası yoktur. Ecel gelmeden kimse ölmez. Allah'ı bir, Muhammed'i -sallâllahu aleyhi vesellem- Hak peygamber tanıyan, suya 'av', ekmeğe 'nân' diyenlerin Ankara hükümetince imhaları mukarrerdir (kararlaştırılmıştır).

        Belâ, felâket, insanın gölgesine benzer. Kaçanı kovalar ve kovalayandan kaçar. Elinizde tüfenk, dizinizde kuvvet varken mezbahaya sürülen koyunlar gibi mütevekkilâne ecelinize intizar etmeyin (ecelinizi beklemeyin). Milletinizin şân-ı kahramânîsine yakışmaz. Dindaşlarınıza, milletdaşlarınıza yapılan muamele gözünüzün önündedir. Sıra bugün onların, yarın sizindir. Şehîd-i mübeccel Şeyh Said Efendi Hazretleri'nin -kaddesallahu sırruh- kıyamı sırasında bilâkis Türkler'e yardım eden Cemil Çeto, Ramanlı Emin, Midyatlı Hacu, Zilyanlı Resul Ağalar ile Hayderanlı Hüseyin Paşa ve diğer bu gibi rüesânın (reislerin) bilâhare maruz kaldıkları muamele meydandadır. İbret alın. Sükût etmek, mutî olmak (itaat etmek) veya yardım eylemekle bugünkü Türk Hükümeti'ne yaranamazsınız. Onun zulmünden, onun takibinden kendinizi kurtaramazsınız. Çare-i halâsınız (kurtuluş çareniz), merdâne (mert şekilde) silâha sarılmaklığınızdadır. Sağda-solda kanlı çarpışmalar devam ediyor, hükümet sizden saklıyor. Hiç beklemeyin, birbirinizle haberleşerek civarınızdaki askerleri teslim alın. Arslan gibi harbeden Kürt kardeşlerinizin imdadına yetişin. Lâzistan, aylardan beri kan ve ateş içindedir. Dindar Türk neferleri din kardeşlerine kurşun atmıyor, teslim oluyorlar.

        Mütedeyyin (dindar) Türk ahâlisi, fikren ve kalben sizinle beraberdir. O zavallılar Ankara müdirân-ı umurunun (Ankara'da işleri yürütenlerin), Kürt milletinin, Kürtlük mefkûresinin imhası hususundaki makasıdlarını (maksatlarını) bilmiyorlar, o sivri kafalar mücahedenize (savaşınıza) başka bir şekil vererek Anadolu ahalisini iğfal ediyorlar (kandırıyorlar). Cengiz'in ahfadları bir milletin kat'iyyen ve kat'iyyeten mahvolamayacağını idrak etmek istemiyorlar. Zaptedeceğiniz Türk topları, Türk tüfenkleri, Türk mühimmatı, bülega-mâ-beliğ kâfidir. Rehberiniz Muhammed -sallâllahu aleyhi vesellem- yardımcımız Allah'tır -celle celâluhû-. Kuvvetiniz, hükümet kuvvetinin kat kat fevkindedir (üstündedir) ve şecaatiniz bütün dünyada müsellemdir (bilinir). Gafletten kurtulun, elele vererek mukaddesatınızı kurtarın, umumî kıyamınız hâlinde size iltihak eden (katılan) çok çok muktedir ve namuskâr kardaşlar göreceksiniz. Kurtaracağınız mukaddesat-ı İslâmiye ve hakk-ı millî ile ruh-ı peygamberîyi ve şark kazanınca zafer taçları ihdâ eden kahraman Midyâtî dedelerinizin ruhlarını şâdedecek, onların ahfâdı olduğunuzu ispat etmiş olacaksınız.

        Anadolu ve Kürdistan İttihad ve İstihlâs Komitesi.

        Kürd İttihad ve İstihlâs Komitesi bervech-i âtî kararı ilân eyler:

        1. Kürdistan Komitesi, hiçbir devletin âleti değildir. Gayesi, meşru olan hakk-ı millîsini istihsaldir (millî hakkını elde etmektir). O da:

        a) Hudud-ı millîsinin tefriki ve tahdidiyle (millî hududunun belirlenmesi) hidemât ve vezâif-i dahiliyede (hizmetlerde ve iç görevlerde) müstakil bir merkeze, müstakil bir hey'et-i idareye mâlikiyeti,

        b) Hudud-ı millîsi (Millî hudutları) dahilinde Kürtçe'nin lisan-ı resmî (resmî dil) olarak kabulünü,

        c) Kendi memurlarının kendilerinden olmasını,

        d) Jandarma teşkilâtının Kürt'e ait ve merbutiyetini (bağlı olmasını),

        e) Kürt efrâd ve zâbitânının (erlerinin ve subaylarının) müşterek orduda hususi kıt'alar teşkiliyle Kürt lisanı ile talim ve terbiyeye tabi tutulmalarını talep etmektedir.

        2. Gaye-i millînin istihsaline (Millî gayenin elde edilmesine) kadar muharebeye devam edilecektir. Haricî, dahilî zararla akan kardeş kanlarının maddî, manevî mes'uliyeti Ankara Hükümeti'ne râcîdir.

        3. Komite, davayı sulhen halle (barış yoluyla çözüme) ve arzu olunacak mahaldeki (yerdeki) şubesini müzakereye memur etmeye amadedir (hazırdır).

        4. Akıtılacak kan nisbetinde Kürt şeraiti (şartları) ağırlaşacaktır.

        Kürdistan İstiklâl ve İstihlâs Komitesi Merkez-i Umumîsi"

        Diğer Yazılar