Abdullah Gül, Abdüllatif Şener'e referans oldu mu?
Cumartesi günkü yazı CHP’yi epey çalkaladı. 2 gündür telefon ve mesaj yağmuru altındayım. Bugün hem o yazı ile ilgili tepki ve izlenimlerimi hem de yine partinin içinden çok farklı kaynaklardan aldığım bazı bilgileri sizlerle paylaşacağım.
Öncelikle en çok ses getiren Abdüllatif Şener’in Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde İstanbul’u isterken referans olarak Abdullah Gül’ün ismini zikretmiş olduğu meselesi… Bu iddia bomba etkisi yarattı. Çok ilginç bir durumla karşı karşıyayım. Hem CHP’li hem de CHP’ye yakın onlarca isim "Nihayet herkesin konuştuğunu yazdın" diyerek beni teyit ettiler. Yani bu iddia zaten CHP koridorlarında herkesin ağzında imiş.
Abdüllatif Şener ve Abdullah Gül.
5-6 YILDIR KONUŞMUYORLAR
Öte yandan Abdullah Gül’e çok yakın olan iş dünyasının önemli bir ismi aradı ve şunları söyledi: "Abdullah Bey ile Abdüllatif Şener 5-6 yıldır merhabalaşmazlar. Şener partiden ayrılırken onu vazgeçirmeye çalışanların başında sayın Gül vardı. İkna etmek için çok uğraştı. Hatta milletvekilliği için parasını bile bizzat kendisi yatırdı gitmesin diye. O nedenle çok bozuktur Şener’e. Aralarında hiçbir diyalogyok."
Bu yorumu bana bilgiyi veren kaynaklarıma sorduğumda verdikleri cevap şuydu: "Abdüllatif Şener, Gül’ün inisiyatifi ya da isteği ile değil, kendi kendine de 11. Cumhurbaşkanı'nı referans göstermiş olabilir."
Bu arada dün baktım, Şener, sosyal medyada kendi ismini İstanbul adaylığı için ortaya atanları "like" etmiş… Belli ki adaylığı çok istiyor.
KESİCİ YEŞİL IŞIK YAKAR MI?
İYİ Parti’nin CHP ile görüşmesinde İlhan Kesici’nin aday olmasına yeşil ışık yakabileceklerini zikrettiklerini yazmıştım. Hakikaten de Kesici sağ kesime de sıcak gelebilecek bir isim. Kemal Kılıçdaroğlu başka tabanları da çekmek stratejisi güdüyorsa İYİ Parti tabanına da Kesici ismi uygun. Öte yandan İlhan Bey’in istekli olduğuna dair bir işaret alamadım. 24 Haziran sürecinde de böyle olmuştu. Belki de işin somutlaşmasını bekliyor olabilir…
EKREM İMAMOĞLU'NUN SARIGÜL TRAVMASI
"Ekrem İmamoğlu İstanbul adayı olur mu?" Kaynaklarımın tümü bu soruya "hayır" diyorlar. "Kendisi kesinlikle istemiyor. İstanbul’a yeşil ışık yakıp, Mustafa Sarıgül gibi elindekinden de olmaktan çekiniyor" yorumunu yapıyorlar.
Ben ise bu isteksizliğin geçen hafta iktidara yakın gazetelerde çıkan haberlerden bağımsız olmadığını düşünüyorum. İmamoğlu’nun babasının Kaz Dağları’nda 128 dönüm arazi ve onlarca ev aldığı, bu alımlara da CHP’li Edremit Belediye Başkanı'nın aracılık ettiği yazıldı. Dün (pazar) Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu görüştüler ancak bu görüşmenin sonucu değiştirdiği yönünde bir bilgi almadım. Fakat şu kaydı da düşeyim: İmamoğlu’nun isteksiz olduğu yönünde bilgileri Gürsel Tekin’e yakın çevreler ifade ediyor. Bu biraz da Tekin’in önünü açmak için olabilir.
***
Ciddiyete biraz ara
Bu karikatür bana çok önemli bir CHP’liden geldi, ben de siz okurlarımla paylaşayım istedim. İnce, mizah duygusu yüksek bir politikacı olduğunu söylüyor. Herhalde bu karikatürden rahatsız olmayacaktır…
***
40 ismin şifreleri
Marttaki seçimleri haftalardır konuşsak da kampanya sürecinin düğmesine cumartesi günü AK Parti bastı. Başkan Erdoğan’ın Haliç Kongre Merkezi’nde açıkladığı isimler, onları takdimi, törenin yarattığı beklenti… Hepsi kampanyanın bir parçası. İstanbul, Ankara ve İzmir adayları açıklanmamış olmasına rağmen gündemi yine Erdoğan belirledi.
Üç büyük şehrin adaylarının açıklanmama gerekçesi ile ilgili iddialar muhtelif. Ancak AK Parti’den güvendiğim isimlerden aldığım izlenim bunun da seçim stratejisinin bir parçası olduğu. Partinin içinde ilçe adayları ve Binali Yıldırım ile ilgili bir protokol meselesi olduğunu işitsem de cumartesi günkü akış değişikliğinin altında bir kriz olduğu bilgisine ulaşamadım.
Haliç KongreMerkezi’ndeki töreni yerinde izleyen gazetecilerden biriydim. Bugün size hem adaylarla ilgili çıkardığım sonuçları hem de salonun genel havasını aktarayım.
Önce salon. Müthiş bir kalabalık vardı. 16 yıldır bu işi giderek daha profesyonelce yapıyor AK parti. Organizasyon becerisi çok yüksek. Teşkilatları çok iyi örgütlüyor. Coşkuyu verecek dozda bir kalabalık toplamasını biliyor. Kadın-erkek, yaşlı-genç dengesini doğru kuruyor. Heyecanın düşmesine müsaade etmiyor. Erdoğan girene kadar salondaki kalabalığa akışla ilgili bilgiler aktarılıyor, motivasyon veriliyor. Cumartesi günü de hınca hınç dolu ve heyecanlı bir salon karşıladı Cumhurbaşkanı'nı.
ELVEDA CROSS'UM!
Elbette böyle bir organizasyondagüvenliği sıkı tutmak gerek ancak cumartesi günü biz basın mensuplarının da akreditasyonumuz olmasına rağmen gözünün yaşına bakılmadı. Kapıda kalemlerimiz, bozuk paralarımız alındı.
O gün de yanıma sevdiğim bir Cross kalem almıştım, onca dil dökmeme rağmen gitti güzelim kalem. Ne yalan söyleyeyim, için yandı…
SİYASET KENDİ İÇİNDEN İSİM ÇIKARAMIYOR MU?
Yerel seçimlerin tartışmaları başladığında bu kez siyaset dışı, farklı alanlarda öne çıkmış birçok ismin listelerde yer bulacağı ile ilgili bir rivayet vardı. Bu biraz kabinede siyasetten gelmeyen bakanların estirdiği havadan, biraz da son yıllarda sıklıkla dile getirilen "Siyaset yeni isim çıkaramıyor" yorumlarından kaynaklanıyordu.
Halbuki listeler netleştikçe bunun doğru olmadığını görüyoruz. Cumartesi günü açıklanan isimlerin çok büyük çoğunluğu AK Parti’ye uzun yıllar emek vermiş isimlerden oluşuyordu. Mevcut belediye başkanları, il başkanları ve eski bakanlar. Saydım, 40 isimden siyaset dışı 7 isim bulabildim. Tekirdağ, Şırnak, Kırklareli, Maraş, Kocaeli, Elazığ ve Adıyaman adayları. Onların dışında Diyarbakır ve Hakkari’deki atanan kayyumlar hariç hepsi AK Partili.
Fatma Şahin dahil 4 eski bakanın yanında bazı il başkanlarının konması, mevcut belediye başkanlarının yanına ilçe belediye başkanlarının eklenmesi hem partinin ağır toplarını değerlendirdiğini hem de terfi mekanizmasını çalıştırdığını gösteriyor. 11 isim yerini koruyor, geri kalan yerlere yine ağırlıklı partililer yerleştiriliyor.
Cumartesi günkü liste dengeli ve "alaylıya motivasyon veren" bir liste. AK Parti’nin değişimi de kendi kadroları içinden yapabileceğini söylüyor.
