Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Altını sıkça çiziyoruz. “Muhalefet partileri arasında önemli görüş ayrılıkları var.”

        Peki bu durum iktidara karşı etkin bir muhalefet yapamayacakları anlamına mı geliyor?

        Elbette hayır.

        Yani siyasi farklılıklar ve rekabete rağmen de pekala gerçek bir güç birliği yapılabilir.

        Fakat ortada iki gerçek var.

        Birincisi, muhalefet ülkeyi gerçek bir hikayesi olduğuna hala inandırabilmiş değil.

        İkincisi, iktidar cephesinin yeni bir hikayesi olmasa bile, bunu toplumun önüne koyabileceği yönündeki umudu canlı tutabiliyor. Bu umudu besleyen ana aktör Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

        Sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte yaşanan krizin güçlü liderliği her zamankinden daha fazla öne çıkardığı ortada.

        Bir başka sorun, helalleşme adı altında yürüyen başlıkların bile “hesaplaşma öfkesi”ni tetikler hale gelmesi. Kullanılan dil ve üslup, muhalefet partileri arasında ayrışmayı siyasi rekabetin çok ötesine taşıyor.

        Mesela CHP’nin geçmişte yapılan her hizmeti yok sayan ve bir hesaplaşma başlığı altında gören yaklaşımı ile İYİ Parti’nin yaklaşımı birbirinden çok farklı.

        GERÇEKLE BAĞ KURABİLMEK

        Türkiye’de muhalefet üç alanda gerçekle olan bağını sıkça kaybediyor.

        Birincisi, ülke gündemini sosyal medya gündemiyle eş tutarak tartışmaları devam ettirmek. Bir süre sonra sosyal medyadan ibaret bir dünyaya sıkışıp kalmak.

        İkincisi, Z kuşağı konusunda olduğu gibi, milyonlarca insanı “anahtar teslim seçmen” olarak görmek. Gençler farklı, elbette çok dinamik ve kuşaklar arası çatışmalar giderek sertleşiyor. Ama bunlara bakarak onları kategorize etmek, kendi siyasi hedeflerinin tartışmasız ortağı saymak çok büyük bir yanılgı.

        Çünkü bu çocukları aynı zihin ve duygu dünyasında tanımlayan herkes, onların sahip oldukları farklılık ve zenginliklerden habersiz demektir.

        Üçüncüsü, kuşkusuz çarşı-pazarda ortaya çıkan tepkiler her zaman önemlidir. Mevcut durumla ilgili fikir verir. Fakat aynı düzeyde tepkiye sahip olmayan geniş kitleleri, onların beklentilerini hesaba katmadan yapılan her analiz, sizi “gerçek”ten uzaklaştırır.

        Skandalın mazereti olamaz

        Skandalın mazereti olamaz
        0:00 / 0:00

        Kağıt baskının “baskısı” olmadan size verilen köşede dilediğiniz kadar uzun yazabilme imkanınız var. Fakat görüyorum ki okuyucu gerçekten uzun yazılardan kaçıyor. En azından bana gelen tepkiler böyle. Dikkate almaya çalışacağım.

        Önce gündemin yakıcı başlığı.

        Bir şekilde toplumun neredeyse tamamına dokunan KPSS sınavında akıl almaz bir skandal ortaya çıktı. Sınavların sorumlusu ÖSYM malum. Başkan yerinde bir kararla görevden alındı. Devlet Denetleme Kurulu harekete geçti, aynı şekilde savcılıklar da. Sınav iptal edildi.

        Neresinden baksanız çok büyük mağduriyet.

        Ayrıntılarına hiç gerek yok. İktidarın krize müdahalesi ne kadar yerindeyse, meselenin bu noktaya gelmesi ve sürecin kötü yönetilmesi çok daha vahimdir. Bu kadar yakın geçmişte sınavlarla ilgili bunca hırsızlık ve şaibe yaşanmışken, bugün benzeri bir tablonun ortaya çıkması dehşet verici.

        Uzun lafa hiç gerek yok. Burada bir grup, bir cemiyet ya da cemaat parmağı varsa sonuna kadar üzerine gidilmelidir.

        İster din adına olsun, ister başka bir başlık altında; herhangi bir yapının, kendi hukukunu ve çıkarlarını devletin ve milletin üzerinde görmesi asla kabul edilemez. Bu yapıların kendi aralarında dayanışma halinde devlet içinde kendilerine kadro ya da avantaj sağlaması da aynı ölçüde kabul edilemez.

        Bu sınav skandalı iktidara yönelik bir hamle olabilir mi? Elbette olabilir. Ciddiye alınması gereken bir ihtimal.

        Ama öyle olsa bile, bu konudaki zaafın sürmesini ve sistemin skandallara açık olmasını izah etmez ve de mazereti olamaz. İnsanların devlete olan aidiyetini ve güvenini bundan daha fazla sarsacak ne olabilir ki.

        Diğer Yazılar