Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Takvim ilerledikçe seçim sürecinin soruları cevap bulmaya başlıyor.

        Pazartesi günü birkaç önemli gelişme yaşandı Ankara’da.

        Öncelikle Fatih Erbakan cumhurbaşkanı adayı olacağını açıklayarak Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı'nda yer almayacağını ortaya koydu.

        Sürpriz mi?

        AK Parti’den üst düzey bir heyetin YRP’yi ziyareti sonrasında beklentilerin yükseldiği bir gerçek. Nitekim parti yetkililerinin bile ittifakın gerçekleşeceği kanaatinde olduğunu arkadaşımız Nagehan Alçı’nın usta işi röportajında gördük. YRP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, gidişatın olumlu olduğunu ancak karar arifesinde genel başkana ulaşamadığını beyan ediyordu bu konuşmada.

        Tıpkı İYİ Parti lideri Meral Akşener’in 3-6 Mart sürecinde, özellikle de masaya dönüşünde olduğu gibi, partinin yetkili organlarının karar süreçlerinin dışında kaldığını gördük böylece.

        Yeniden Refah’ın Cumhur İttifakı'na katılması bir artı olur muydu? Tartışmasız evet. Genç ve dinamik teşkilat yapısı, hızla artan üye sayısıyla son bir yılda iyi bir çıkış yakalamış bir partiden söz ediyoruz. Öte yandan da kökenleri itibarıyla AK Parti’ye yakın olarak tanımlayabileceğimiz bir siyasi yapıdan.

        İşte ilk bakmamız gereken yer tam da burası.

        Şu anda kendisini Milli Görüş’ün partisi olarak ilan eden iki yapı var. Saadet ve Yeniden Refah. Bunların aralarında ciddi bir çekişme ve ayrışma olduğu da malum.

        Ancak asıl önemli nokta Saadet tarafında daha yoğun olmak üzere iki partide de Tayyip Erdoğan karşıtlığının belli bir temelinin olması. Ortaya çıkan son kararda gizemli bir el aramak isteyen yapabilir elbette. Bunu ortadan kaldırması gereken de parti yetkilileri ve genel başkan.

        Fakat kararın son bir yılda YRP tarafından gelen inişli çıkışlı tepkilere bakılarak sürpriz olmadığını söylemek de mümkün.

        6284 dediğiniz anda herkesin artık ne olduğunu bildiği tartışmanın bu süreçte etkisi olmuş mudur? Hiç kuşkusuz evet, ama kamuoyunda tartışıldığı gibi abartılı bir etken değil.

        Bir milletvekili pazarlığı söz konusu mu? Bu yöndeki duyumlar zayıf ve sanki o noktaya henüz gelinmemiş gibi.

        Sonuçta Fatih Erbakan, seçimlerin ilk turuna cumhurbaşkanı adayı olarak girmeye hazırlanıyor. İmza toplamakta sıkıntısı olacağını düşünmüyorum.

        Peki mevcut tabloya yansıması…

        Katılsaydı tüm parti tabanı ittifaka gelir miydi sorusuna, önemli bir bölümü gelirdi diyebilirim. Ama yine de bir kayıp söz konusu olabilirdi.

        Peki şimdi bağımsız hareket ettiklerine göre, partinin % 1,5 civarında ölçülen oyu tamamen kendi adayına yönelir mi? Burada da kısmen bir kırılma yaşanabilir. Ancak asıl hesapların ikinci tur için yapıldığı da çok açık.

        ŞİMŞEK SÜRECİ NASIL YÖNETİLDİ?

        Gelelim bir başka konuya.

        Mehmet Şimşek ismi gerek AK Parti’nin geçmişinde, gerekse ekonomi dünyasında önemli bir karşılığa sahip.

        Şimşek, küresel entegrasyona açık bir ekonomi modelini ve zihin dünyasını temsil ediyor. Politik bir figür olmaktan çok, teknokrat bir görüntüsü oldu siyasetteyken.

        Pazartesi günü Mehmet Şimşek, parti genel merkezinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmenin sıcak saatlerinde çıkışta bir açıklama yapacağı ve kendisine önemli bir görev verileceği yönünde kuvvetli bir rüzgar oluştu.

        Öyle olmadı. Kendisinin aktif siyasette yeralmak istemediği yönündeki bilgiyi AK Parti sözcüsü Ömer Çelik kamuoyuna aktardı.

        Şimdi birazcık geriye gidelim.

        Aynı tartışma ve iddialar aylardır kulislerde geziyordu. Hatta Cumhurbaşkanı ve Şimşek arasında birden fazla görüşme olduğu da öne sürüldü o dönemlerde. Ayrıca anlaşamadıkları vs.

        Birkaç şey öğrendim, bir kısmı teyide muhtaç olabilir. Ama kaynaklarım önemli.

        Öncelikle daha önce yapılmış bir görüşme yok. Dahası herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından kendisine iletilmiş bir teklif de yok.

        Ankara’da benim gibi pek çok meslektaşım Şimşek’in aktif bir göreve sıcak bakmadığını ilk günden itibaren biliyordu.

        Hatta yine meslektaşlarımdan AK Parti’deki görüşme devam ederken bana mesaj yazanlara “Bir görev ya da aktif pozisyon olmayacak” cevabını verdim.

        Mehmet Şimşek’e yakın isimlerle görüşmüştüm bu bir.

        İkincisi Cumhurbaşkanı tarafında olgunlaşmış bir teklif olmadığını biliyordum.

        Peki neden bu görüşme yapıldı derseniz, Şimşek’in önemli katkısı olacağına inanan isimler üzerinden oldu diyebilirim.

        Şimdi en ilginç tarafına gelelim.

        Mehmet Şimşek, görüşme sonrası sosyal medyadan yaptığı açıklamada “Sayın Cumhurbaşkanımız ile akşam saatlerinde AK Parti Genel Merkezi'nde son derecede samimi bir ortamda görüşme fırsatım oldu. Kendi alanıma giren her konuda istenen katkıları vermeye her zaman hazırım” dedi.

        Yakın tarihte adı bir başka siyasi partiye katılacak diye konuşulan bir isim, kendi alanında istenen her katkıya hazır olduğunu kamuoyuna ilan ederken; AK Parti bu durumu kendi lehinde bir anlatıma dönüştüremedi.

        İşte burası cidden ilginçti.

        Diğer Yazılar