'Oğul Dansı' idi o!
Dünyada benzeri yaşandı mı bilmiyoruz. Genel kanı, böylesinin ilk olduğu yönünde. İstanbul’da Başakşehir-Fenerbahçe futbol maçı öncesinde bir doğa olayına tanıklık edildi. Arılar naklen yayın kamerasını istila etti. O ana ait tarihi fotoğrafların peşine ülke ve uluslararası basın düştü.
‘‘Neden Kamera?’’ diye soran mutlaka olmuştur. Bilimsel açıklaması olmalıydı. Gazetecilik araştırmayı gerektirirdi. Verileri topladık, kamera ile bağdaştırdık.
Olay şu;
Eski kovanda havalandırma yetersiz kalmaya başlamıştır. Kovanda yer darlığı vardır. Feromon (aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal madde) dengesiz dağılmaktadır.
Ana arı yumurtlamayı keser. Daha az beslenerek zayıflar ve tekrar uçma yeteneği kazanır. Çoğalma içgüdüsü bir yanda, eski kovanın ‘‘yerimiz dar’’ şartları diğer yandadır. Oğul vermek üzeredir.
Ana arının kendine has kokusu yardımıyla arılar uçma tahtası önünde toplanmaya başlar. Oğul çıkmadan hemen önce kovanın önünde telaşlı bir kaynaşma olur. Önce kovana yüzleri dönük önünde uçarlar. Ana kraliçeyi selamlamadır bu. Daha sonra birkaç metre yukarıda ‘‘Oğul Dansı’’ denilen uçuşlarını yaparlar. Ve eski kovana veda edilir.
Yeni bir koloni oluşturma yoluna çıkılmıştır artık. Eski kraliçe arı önde işçi arıların yüzde 30-70’i onun ardında. Bir başka deyişle; koca İstanbul’da Başakşehir Fatih Terim Stadı’nda bir TV kamerası vizörü ve kasasında son bulacak tarihi yolculuk başlamıştır.
NEDEN KAMERA?
Arılar Başakşehir Fatih Terim Stadı’nı ve naklen yayın için kurulu kamerayı, yeni koloni kurma arayışlarında en uygun alan olarak görmüş oluyor anlayacağınız.
Temiz ve içinde çerçeve bulunan her şey, arı algısında bir kovandır. Çünkü kovan içinde temel petek (kamera camı) ve yavrulu çerçeveler (kamera camı önü vizör koruma yuvası) arılar için oğul vermede ideal ortamdır. Oğulun salkım olduğu yere ana arı girmiştir bir kere. Bir de kovan yüksekte (kamera) ve ağız yönü de Güneye veya Güney Doğu’ya bakıyor ise değmeyin arıların keyfine.
AÇILIŞ TÖRENİ YAPTILAR!
Fatih Terim Stadı’ndaki doğa olayına tanıklık edenler, arıların hareketliliği ve çıkardığı seslerden ürktü. Oysa gerçekte; arılar kamerayı kovan seçmiş ve kovanın mütevazı açılış törenini yapmaktaydılar.
Doğaları gereğidir bu. Çünkü; ana arı kovana girince, kovan etrafındaki arılar iğnelerini gökyüzüne doğru çevirip kanat çırparak vızıldamaya başlar.
Özetle; Oğul çıkaran ve ana kraliçenin peşinden yeni yuva bulmak için yola çıkmıştı arılar. Genelde ağaçlara tutunurlar ama demek ki tutunacak ne bir ağaç ne de dal bulamadılar.
Ve aslında; TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) Koordinatörü Birgül Pullukçu, sadece gazetecilik refleksi ile tarihe geçecek bir fotoğrafı çekmiyordu. Arıların yaşam alanı bulabilmelerinin kutlama törenini fotoğraflıyordu aynı zamanda.
Mekan İstanbul idi ama arıların kıssadan hissesi her yere oldu yani!§
