Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Neler gördük sahada?

        Gördüklerimden çok görmediklerimin üzerinde durmayı tercih ederim aslında. Ama madem sordunuz, cevapsız da bırakmak istemem. Hatırım varsa, en son bir soru daha sorun lütfen. Ne görmediğimi anlatabilmem için.

        Ne mi gördüm? İştahlı bir G.Saray gördüm. Bir şampiyonluk daha isteyen taraftarlar, ciddiyetle işe asılan oyuncular ve Burak’ın yokluğunda hemen hemen en doğru 11’i seçip tempolu oyun oynatan Hamza Hamzaoğlu’nu gördüm. Kenardan ‘pasla çık evladım’ diye bağıran Yılmaz Vural’ı gördüm. Oysa Karabük’ün etkili olabildiği tüm anlarda Ahmet İlhan’ın süratini görmüştük. Hamza hocaya ‘Karabük’ün nasıl saha boşaltmasını istersiniz’ diye sorsalar, diyeceği şey şu; pasla çıksınlar evladım! İlk yarıda etkili bir Yasin izledik. 2. yarıda da Sneijder hem kalitesinden örnekler verdi hem de skora etki yaptı. Umut enerjisini maçın tamamına yaydı ve golü dışında da etkili oldu. Bruma beklenen etkiyi yapmasa da Umut’a asist yapan isimdi. Ancak 3-0 da sonra G.Saray’ın farkı artırması ya da çok emniyetli oynaması beklenirdi. Elbette baştaki baskının kalitesi düşecektir. Ancak sonra kalite devreye girmeli. Skora ve depodaki enerjiye göre oynamayınca Karabük 15 dakikada 2 gol buldu ve son bölümü tamamen riskler alarak oynadı. Son dakikada Sneijder maçı 4-2’ye getiren golü attı ve maçı bitirdi.

        Ya görmediklerimiz?

        Önce G.Saray taraftarının hakkını verelim, stat önünde saldırıyı protesto ettikleri için. Futbol severliklerini, duyarlılıklarını ve en önemlisi insanlıklarını gösterdiler. Varolsunlar. Maçtan sonra da G.Saraylı profesyonellerin tepkilerini izledik. Onlara da bravo. Şimdi bir düşünelim; F.Bahçe deplasmandan dönüyor. Otobüste Lefter ve takım arkadaşları var. Otobüs saldırıya uğruyor ve Lefter’le arkadaşları ölüm tehlikesi atlatıyor. Ne düşünür Metin Oktay? Ne yapar? Hiçbir şey olmamış gibi çıkar oynar, maçtan sonra da ‘geçmiş olsun, kınıyorum’ der mi? Bana anlatılan Metin Oktay bununla yetinmezdi. Selçuk İnan’ın hem oyunculuğuna hem de sporcu kişiliğine hayranlığım vardır. Haydi Selçuk, çıkar içindeki Metin Oktay’ı demem ben. Buna hakkım yok, Çelebilik devri geçmiş zira. Ama şunu derim; ülkenin en büyük üç kulübünden birinin kaptanısın. Arkadaşın Caner ölümden dönmüş. Haydi çıkar içindeki pırıl pırıl Selçuk İnan’ı. Bir mesleki tepki olsun. Bir mesleki dayanışma olsun.

        Ya Yılmaz hoca. Ah benim canım hocam. Çok çalıştın, çok şey başardın. Çok istedin bir büyük kulüpte çalışmayı. Birçok kez ‘F.Bahçe ben de olsa üst üste 5 yıl şampiyon yaparım’ dedin. Orada çalışmasan da birçok kişi seni 5 kez şampiyon yapmış kadar sevdi, saydı. O binmeyi çok istediğin otobüsün ön koltuğunda kardeşin İsmail Kartal ölümden döndü. Bu mudur mesleki tepkin? Belki birkaç cümle söylersin ama söz uçar yazı kalır hocam. Dün benim ‘sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm diye masaya vurup, dokunma aileme diyen Yaşar Ustam’ olmayı kaçırdın hocam. Canın sağolsun. Bugün duygusu yüksek Beşiktaş sahaya çıkacak. Ve eğer hiçbir şey olmamış gibi çıkarsa çok üzüleceğim. Konu F.Bahçe değil. G.Saray’lı Metin Kurt boşuna çabalamış, ben bunu dert edeceğim.

        NOT: Arenada Show! başlığı pek okunmayan bir kitaba ve aramızda olmayan yazarına atfen kullanılmıştır.

        Diğer Yazılar