Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye'de 1890'ların sonundan bugüne kadar futbol oynanıyor. Kayıtları da var. 1903'de 1905'de 1907'de kurulan kulüpler, kendilerini "Yüzyıllık Çınar" diye tanımlıyorlar. Ama iş o dönemlerdeki kayıtlı - resmi sonuçlara gelince tarihi yok sayıyorlar.

        "Neden 1959" sorusunu bugüne kadar kimse sormadı. Neden 60 değil mesela, neden 68 değil hatta neden Beşiktaş 2. yıldızı takabilsin diye sayılan 57 ve 58 şampiyonluklarından başlatılmadı? Neden 45 değil ki neden 59? Demek ki Türkiye 1954 Dünya Kupası'na da katılmamış sayılıyor.

        "O zaman öyleymiş" de en güzel savunma ha! 1950 Dünya Kupası 13 takımla yapılabildi. Hatta Türkiye de katılma hakkı elde etti ama maddi imkansızlıklardan ötürü gidemedi. "13 takımla Dünya Kupası mı olur? Sayılmaz" diyene dünyada 'deli' derler. Bizde "3 şehirde yapılan turnuva ulusal sayılmaz" diyene uzman diyorlar. Eskiden sarı - kırmızı kart da yoktu. Yakın tarihe kadar geri pas da yoktu. Uzatma da hatta oyuncu değişikliği de.. "7 kişiyle 7-0 yendik" vardır mesela. Ama işine geldi mi "59'dan başladı.." Tüm sezonlar 2 yıl içerirken misal şimdi 2020-21 sezonundayken neden 59 tektir mesela?

        Haa şey de güzel hikaye ha; "Ali Koç, başarısızlığı örtmek istiyor." Bunu diyen adam, 1951 yılında oynanan bir Beşiktaş maçında F.Bahçe'nin lisanssız iki oyuncuyu oynatıp şike yaptığını da söylüyor. Adama demezler mi "51'deki şikeye inanıyorsun da 51'deki şampiyonluğa niye inanmıyorsun?"

        ☆☆

        Tarihi, gerçeklikten silemezsiniz. Türkiye'de futbol ilk oynandığı günden bu yana kaydı tutulan organizasyonların tümünün sayılması lazım. 1923'den, yani federasyon kurulmadan evvel de varsa şampiyonluklar sayılmalı. Evet, kayıt tutulan ilk günden bu yana ne varsa tasdik edilmeli. Şimdi edilmezse yarın edilecek çünkü gerçek orada öylece duruyor.

        ASIL SEBEP PARA

        Burada asıl sebep para paylaşımı. Yayın geliri dağılımında şampiyonluk sayısına göre para dağıtılıyor. Haliyle G.Saray da mevcut halde aldığı daha fazla parayı kaybetmek istemiyor. Burada mesele pastadan alınan payın nasıl dağıtılacağı. Ben TFF Başkanı olsam meseleye buradan bakarım. Fenerbahçe belki para kısmından feragat edebilir. Orasını bilemem ama mesele her konuda olduğu gibi ekonomiktir. Haluk Ulusoy'un oğlunun isteği ile ortaya koyduğu yıldız mıldız hikayesi fasa fisodur. F.Bahçe'nin yerinde olsam 4. yıldızı ya da 5. yıldızı takmaya hak kazanır kazanmaz yıldız uygulamasından vazgeçerim. "Ben formama yıldız falan takmıyorum" der ve bu saçmalığa kendi adıma bir son veririm.

        Özetle ekonomik açıdan, para dağılımı açısından herkesi en az memnun edecek ya da herkesi en az şekilde mutsuz edecek bir yol bulunmalı o ayrı bir tartışma konusu. Galatasaray kazanılmış hakkından neden vazgeçsin?

        Bu önemli husus dışında tarih, tarihten silinmeyeceği için ilk kayıtlı organizasyondan bugüne tüm başarılar tasdik edilmelidir. Yoksa 54 Dünya Kupası'na da gitmedik sayılır.

        Diğer Yazılar