Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'ni ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerini İstanbul'da; 21 Temmuz 2017 Kos-Bodrum depremini Bodrum'da yaşamış biriyim. Marmara depremi 4'ü çok ağır, 5 ili etkilemişti. Resmi rakamlar 20 bine yakın dese de 40 bin üzeri vefat olduğu biliniyor. O dönemler Ahmet Mete Işıkara'yı dinlerdik. Şimdi Naci Görür'ü, Celal Şengör'ü, Ahmet Ercan'ı.. Bu insanlar biliminsanları ve olanı-olacak olanı ve teknik detaylara hakimler.

        99 depremi sonrası önce 2001'de sonra 2007'de 2 farklı imar yönetmeliği çıktı. Yaşadığımız son felaket, 4'ü büyükşehir 10 kenti, 13 milyon insanı etkileyecek büyüklükte 2 peş peşe depremle geldi. Gördük ki yeni binalar da çökebiliyor. Belki bir kaç tanesi yönetmeliklere uygun yapılmamış olabilir. Belki de zemin etüdü hatasıyla yıkıldı şimdilik bilemiyoruz. Ancak gördük ki aynı sitede, aynı müteahhit tarafından yapılmış blokların bir kaçı ayaktayken diğerleri yıkılmış olabiliyor. Elbette kısıtlı bilgimle "fayın geçtiği yer" çıkarımının farkındayım. Ama fay 10 metre yakınındaki yıkılmayan diğer binayı da etkiler herhalde. Mühendis ve jeolog olmadığımdan çıkarım yapmayacağım. Ancak şurası bir gerçek ki ülkemiz bir deprem ülkesi ve depremler olmaya devam edecek. Hatta geçmişten farklı olarak deprem yaşanma sıklığı arttı diyor uzmanlar. O halde belki de yönetmeliklerden öte bir takım kurallar belirlememiz gerekiyordur. Anayasaya "deprem ülkesidir" maddesi eklenebilir mi?

        Anayasaya bağlı ilgili yasalarda imar planları fay hatlarının durumuna, zemine göre planlanabilir mi? İmar planları, yerel yönetimler elinden ziyade anayasal kurumlar tarafından denetlenebilir mi? İmar affı gibi bir popülizm artık anayasaya aykırı hale getirilebilir mi? Özetle hükümetlere, yerel idarelere bağlı değişen kural-kurullar yerine anayasal olarak yeni bir düzen kurulamaz mı? Olası bir afette koordinasyonun kimde ve hangi ölçülerde hangi kurumlarda olduğu anayasal olarak belirlenemez mi? Belki hukukçular bu yönüyle de tartışırlar konuyu.

        Korkunç felaketin üzüntüsünü yaşarken aklıma bunlar geldi.

        Bu vesile ile hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa, ülkemize de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

        Diğer Yazılar