Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE'NİN büyük bir değişimden geçtiği bir dönemdeyiz. Kimileri bu dönemi "el değiştirme" olarak kimileri ise "bağırsak temizliği" olarak adlandırıyor. Ancak her iki zıt kesim de bir "dönüşüm" olduğunda hemfikir.

        Futbol camiası; özellikle son 10 yılda birçok sektörün ya da alanın üstünde bir "dokunulmazlığa" sahip olduğunu hissettiren; Yarı Tanrı'lar yaratan, hukuktan, toplumsal yapıdan bağımsız şımarıklığa varan bir özgün alan içerisinde yaşadı.

        Bunca federasyon başkanının, hatta 2004 yılında bizzat meclisin bile üstüne gidemediği bu aykırı dünya, savcının bir sektörü belli hukuk kuralları çerçevesine çekmek için yaptığı girişimle yerle bir olmak üzere.

        Bugün 1 milyar euroluk ekonomiye ulaşan;

        Kerameti kendinden menkul yönetici, futbolcu, gazeteci, yorumcu dükaların cirit attığı; Yerel ve evrensel hukuk kurallarının hiçe sayılabildiği bir ortama haiz;

        Vergi gibi devletler için yaşamsal önemde konular için bile ayrıcalığı abartıp şımarıklığa varan tavırlar sergileyen;

        Tribün fanatiğini "silahlı kuvvetler"i gibi görüp hareket eden;

        Kulübün parasını cebe indirmeyi "işin doğasında" gören anlayışa sahip Düzen yıkılıyor. O yüzden Savcılar Zekeriya Öz ile Mehmet Berk'in olumlu yansımalarını 2-3 yıl sonra görebileceğimiz "doğru-dürüst futbol" ortamının milat isimleri olarak görüyorum.

        Bugün bu dosya herhangi bir sebeple kapatılsa; tutukluların tümü serbest bırakılsa dahi

        yarından itibaren amatör kümede bile kimse 'maç bağlama' konuşamayacak duruma geldi. O nedenle "gerçekten futbol" istiyorsak bu soruşturmanın "doğru" olduğunu düşünmemiz gerekir. Çekincelerim ise alttaki yazıda....

        ***

        'Temizlik" mi "Operasyon" mu?

        Soruştumayı desteklerken en önemli çekince noktam başlıktaki soruda gizli. Açıkça söyleyeyim: Fenerbahçe, Sivasspor, belki Trabzonspor ve belki Beşiktaş sobelendi... Eğer bu soruşturma bu haliyle kalır tek bir büyük takım için olumsuz sonuçlanırsa "Bize operasyon yapıldı" inancını yıkmak kolay olmaz. Bence soruşturma söz konusu sezon için derinleşerek sürdürülmesi gerektiği gibi daha önceki sezonlara da bakılmalı. Örneğin 2004 yılında Meclis Şike Araştırma Komisyonu raporlarında yer alan 13 maç tekrar gündeme getirilmeli; 2005-2006 sezonu incelenmeli. O döneme ait şüpheler aydınlatılmalı. O tarihlerde Sporda Şiddet Yasası olmadığından kulüplere ve şahıslara ceza verilemez belki ama kamu vicdanı "Yok arkadaş bu toptan bir temizlik harekatı" inancına bürünür.

        ***

        Futbol Piyasası Denetleme ve Düzenleme Kurulu şart oldu

        Daha önce defalarca yazıp söyledim. 1 milyar euroya ulaşmak üzere olan bir piyasanın denetimi olmaz mı? Türkiye'de bankacılık, enerji hatta et piyasalarının bile idari denetim mekanizmaları varken futbolun neden yoktur? Futbol Federasyonu'nun da üstünde, o kurumu da denetleyecek bir idari mekanizmanın ekim ayında çıkması beklenen Spor Kulüpleri Yasası'na eklenmesi gerekir. Dünyanın her yerinde 'kirli iş'i parayı takip ederek çözebilirsiniz. Kulüp gelirlerinin en az yüzde 80-85'ini denetleyecek bir mekanizma kurulmalı. Ayrıca SPK Kanunu örneğinde olduğu gibi futbol aktörlerinin tümünün yasal dahi olsa bahis oyunu oynamaları yasaklanmalı.

        ***

        'Bize kimse bir şey yapamaz" cüreti

        Fenerbahçe'yle ilgili iddialar ilk çıktığı günden bu yana aklımın almadığı tek bir soru var: "Buna nasıl cesaret edebilmişler?" Sporda Şiddet Yasası'nın çıkması için en çok uğraşan kulüp yetkililerinin bu kadar çok suç delili olduğu iddia edilen belgelerde adı nasıl geçer? Aklıma tek bir yanıt geliyor: "Bize kimse bir şey yapamaz" cüreti. İşte bu 'olmaması gereken özgüven' ortamı artık sona ermeli. Soruşturma sadece bu 'Baron'luk havasını bile yok etse işe yaramış demektir.

        ***

        TFF ne yapsın?

        Futbol Federasyonu tarihin en önemli yükü altında kalmış gibi gözüküyor. Deliller ışığında en adil kararları vermek dışında bir kurtuluş yolu yok onlar için. Deliller ışığında gerekirse 4-5 takım için küme düşme kararı vermeliler, en ufak bir adalet sapması daha da büyük bir kaotik ortama yol açacaktır. Bence TFF bu durumu hepimizden iyi biliyor ve hak-hukuk çerçevesinden bir santim bile şaşmayacaklar. Zaten kendi bekaaları için başka şansları da yok.

        Diğer Yazılar